Güncelleme Tarihi:
Türkiye’nin önde gelen dizi yapımcısı şirketlerinin ofisleri, yöneticilerinin evleri polis tarafından basıldı. O dönemde reyting ölçümlerini yapmakta olan AGB firmasının çalışanları gözaltına alındı ve 14 kişi hakkında dava açıldı. Operasyon sonrasında Televizyon İzleme Araştırma Komitesi (TİAK), reyting ölçümünü yapmakla yetkili AGB firmasının sözleşmesini feshetti. Ardından denek kümelerinin belirlenmesiyle ilgili esasların ve bu çerçevede deneklerin değiştirilmesi, daha sonra de reyting ölçümlerinin başka bir şirkete verilmesiyle birlikte Türkiye’de televizyon dünyasını şekillendiren reyting sistemi yeniden kurgulanmış oldu.
Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, “Cemaatin İflası-Hoca’nın Ayağının Kaydığı Yer” adını verdiği ve Gülen Cemaati’nin 2010-2014 yılları arasındaki polis-yargı merkezli operasyonlarına odaklanan yeni kitabında, Türkiye’de reyting sisteminde ve bu çerçevede dizilerle ilgili tercihlerde köklü değişikliklere yol açan 2011’deki bu operasyonun, bizzat ‘Cemaat’ tarafından yapıldığını iddia ediyor.
KENDİLERİNİN REYTİNG ALACAĞI BİR SİSTEM
Avcı, kitabın “AGB reyting firması operasyonu” başlıklı bölümünde, cemaatin amacının hükümet ya da cemaat yanlısı televizyonların daha çok reyting alabilecekleri bir sistem kurmak olduğunu, bu çerçevede operasyonun AGB firmasını bertaraf etmek için yapıldığını ileri sürüyor. Avcı, bu çalışmaların bizzat Emniyet tarafından yapıldığını belirtiyor.
Kitaptaki ilginç bir bölüm, Avcı’nın, Eskişehir Emniyet Müdürü olduğu 2010 yılına ait. Avcı, iki gazetecinin ellerinde AGB sistemindeki deneklerin adresleriyle kendisini ziyarete geldiklerini ve bu denekler hakkında bilgi toplamak için yardım istediklerini anlatıyor. Avcı, gazetecilerin, “deneklerle ilgili bilgilerin kendilerine Cemaat tarafından verildiğini” söylediklerini de aktarıyor kitabında. Avcı, bu bölümde şöyle diyor: “Cemaat’in emniyet kısmı, AGB’nin bütün abonelerinin adreslerini temin etmişti. AGB’nin tamir, bakım ve yeni cihaz kurma araçları bilgisi ellerindeydi. AGB’nin araçlarını takip ederek, nerelere, hangi evlere yeni cihaz kurulduğu veya hangi evlere bakım yapıldığını tespit etmişlerdi.”
Avcı, bu bölümde AGB’nin saf dışı bırakıldığını, operasyon öncesi hazırlık yapılarak iki ölçüm firması kurulduğunu anlatıyor. Bunlardan birinin Cemaat, diğerinin ise hükümet yanlısı olarak kurulduğunu, ama ikinci firmanın merkezine yurtdışından çok iyi bilgisayar bilen birinin Cemaat tarafından sızdırıldığını öne sürüyor.
Nasıl olmuştu
AGB operasyonu İstanbul Emniyeti Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne 24 Ağustos 2011’de gelen bir ihbar mektubu ile başlamıştı. İhbar mektubu, izlenme oranlarının belirlenmesinde usulsüzlük yapıldığı, reyting ölçümlerinde denek listesinin çalındığı iddialarını içeriyordu. Bu arada meydana gelen ilginç bir gelişme AGB şirketinin kullandığı deneklerin isim ve adreslerini gösteren bazı listelerin, kimliği meçhul şahıslarca zarf içinde bazı kişilere gönderilerek ortalığa çıkması oldu. Bu listeler internete de düştü. Gizli kalması gereken bu bilgilerin aleniyet kazanması, AGB’nin sisteminin güvenilirliğine büyük bir darbe indirdi.
Bu arada, yapımcıların izleme oranlarında usulsüzlük yaptığı iddiaları üzerine 14 Aralık 2011’de AY Yapım, TİMS ve Med Yapım’ın da dahil olduğu, Türkiye’nin önde gelen dizi yapım şirketlerinin merkezlerine, yöneticilerinin evlerine baskınlar düzenlendi. Bu şirketlerin yöneticileri ifade vermek üzere Emniyet’e çağırıldı. Bu baskınlar sektörde büyük bir tedirginliğe yol açtı. Reklam verenlerle TV kanallarının temsilcilerini bir araya geldiği TİAK yönetimindeki bazı reklam şirketlerinin yöneticileri de benzer sorgulamalara maruz kaldılar. Bu operasyonların yarattığı psikolojik iklim içinde TİAK, AGB şirketinin sözleşmesini feshetti.
TİAK, AGB’yi devre dışı bıraktığında bu kuruluşun başkanlığını Samanyolu TV’nin başında bulunan ve altı ay kadar önce Cemaat’i hedef alan bir operasyonda tutuklanan Hidayet Karaca yapmaktaydı. Karaca, polisin reyting operasyonlarından hemen sonra Hürriyet’ten Meltem Kara’ya verdiği ve 21 Aralık 2011 tarihinde yayımlanan söyleşide şunları söylemişti: “2 bin 400 deneğin 1100’ü deşifre olunca artık bir güvenlik problemi çıkıyor ortaya. Biz de AGB’nin ölçümlerinin durdurularak artık bu süreçte AGB’siz yola devam etmeye karar verdik. Daha önceden açtığımız ihaleyi TNS kazanmıştı.”