Güncelleme Tarihi:
DOKUNULMAZLIK ZIRHI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terör örgütünü kendi arkasında gösterenler, ‘Sırtımızı şuraya buraya dayıyoruz’ diyenler, bu ifadelerin bedelini ödemelidirler. Parlamento gerekli değerlendirmeyi yapmalı, dokunulmazlık zırhından sıyırmalı. Terör örgütüyle iş tutanlar bunun bedelini ödeyecek” dedi.
80 MİLLETVEKİLİ BİZ İMZALIYORUZ
Demirtaş, “Partileri halk açar, halk kapatır. ‘Dokunulmazlık’ mı diyorsunuz, 80 milletvekili arkadaşımla birlikte yarın (bugün) dokunulmazlıklarımızın kaldırılması için biz kendimiz dilekçe veriyoruz parlamentoya. Siz var mısınız? Korkmuyorsanız sizin de dokunulmazlıklarınızı hep birlikte kaldıralım” açıklaması yaptı.
ÇÖZÜM SÜRECİ VE DOKUNULMAZLIK RESTİ: DEVAM ETMESİ MÜMKÜN DEĞİL
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “terör örgütünü kendi arkasında gösterenlerin, ‘Biz sırtımızı şuraya buraya dayıyoruz’ diyenlerin, bedelini ödemeleri gerektiğini” söyledi. Parlamentonun, bu kişileri dokunulmazlık zırhından sıyırması gerektiğini kaydeden Erdoğan, “Bu ülkede milli birliğimize, kardeşliğimize kastedenlerle bir çözüm sürecini devam ettirmek öyle zannediyorum ki mümkün değil” mesajı da verdi. Erdoğan, Çin ve Endonezya ziyaretleri öncesi Esenboğa Havalimanı’nda özetle şunları söyledi:
İSTİSMARI GÖRDÜK
“Demokratik Açılım olarak bu süreci başlattık ve hükümetimizin samimiydi. Son seçimlere, yerel 30 Mart seçimlerine giderken çözüm sürecinin istismarını gördük. Çözüm süreci maalesef karşılığını bulmadı ve yapılan genel seçimlere geldiğimiz bu işin ciddi manada hasar gördüğünü gördük. Artık ortada bir gerçek var. Bu ülkede milli birliğimize, kardeşliğimize kastedenlerle bir çözüm sürecini devam ettirmek öyle zannediyorum ki mümkün değil. Olması gereken milli birliktir, kardeşliktir, bu kardeşlik zaten çözüm süreci denilen başlığın çok çok önünde olan, içeriği zengin bir başlıktır. 78 milyon vatan evladı bugüne kadar verilmiş olan haklar ne ise bu hakları aynen kullanacaktır. Burada herhangi geri bir adım söz konusu değildir.
FERT FERT, BİREY BİREY
Hak ve özgürlükler noktasında hiçbir iktidarın veremediklerini veren bizim iktidarımız olmuştur ve şu anda bu süreç aynen devam etmektedir. Ama bunun lafını yapıp uygulamaya gelince acımasızca, tehditlerle, sandıklar silahların gölgesinde işler görmeye kalkarsa bunun adı demokrasi olmaz. Aklı selimin egemen olmadığı bir ortamda demokrasi olabilir mi, olamaz. Orada işte bu tür çılgınlıklar oluyor ve bedeli de maalesef çok çok ağır oluyor.
(Bahçeli’nin parti kapatma çağrısı) Parti kapatılması olayını doğru bulmuyorum. Fakat ‘Bu partinin yöneticilerinin, bu işin bedelini ödemeleri gerekir’ diyorum; fert fert, birey birey. Anayasa’nın 14’üncü maddesi çok şeyler sağlıyor. Dokunulmazlık zırhından bunları sıyırmak suretiyle, terör örgütünü kendi arkasında gösterenler, ‘Biz sırtımızı şuraya buraya dayıyoruz’ diyenler, bu ifadelerin bedelini ödemelidirler. Biz gerçek kişileri, bu konuda muhatap almalıyız. Tüzel kişiyle uğraşmanın anlamı yok. Parlamento gerekli değerlendirmeyi yapmalı, dokunulmazlık zırhından sıyırmalı. Terör örgütüyle iş mi tutuyorsun, ha bunun bedelini ödeyeceksin ve bunu ödetmeli.
SIRADAN MÜCADELE DEĞİL
Türkiye’nin gerek şu anda güneyde verdiği mücadele, gerekse Kandil’de ve içeride vermiş olduğu mücadele sıradan eğildir. Milletimizin huzuruna, can, mal güvenliğine kastedenlere karşı devletin üzerinde olan görevi yerine getirme mücadelesidir ve bunu sonuna kadar kararlılıkla sürdüreceğiz.
Selahattin Demirtaş'tan Erdoğan'a dokunulmazlık yanıtı: Hep birlikte kaldıralım
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Partileri halk açar, halk kapatır. Bize yüzde 13 oy vermiş olanlar yarın yüzde 1 de verebilir, saygı duyarız, partimizi kapatılmış sayarız. ‘Dokunulmazlık’ mı diyorsunuz? 80 milletvekili arkadaşımla dokunulmazlıklarımızın kaldırılması için dilekçe veriyoruz Parlamento’ya. Siz var mısınız? Korkmuyorsanız sizin de dokunulmazlıklarınızı hep birlikte kaldıralım” resti çekti.
İHANET ETMEDİK
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “HDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılabileceği” mesajı, HDP’nin dünkü grup toplantısının da gündemiydi. HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, grup toplantısı öncesinde bir araya geldikleri milletvekili arkadaşlarıyla Erdoğan’ın açıklamalarını değerlendirdi. Demirtaş ve Yüksekdağ, gruptan “Dokunulmazlıklarımızın kaldırılmasını biz isteyelim” desteği aldı. Bu destekle grup toplantısına gelen Demirtaş, “Bizim korkacak, çekinecek bir şeyimiz yok. Çalmadık, çırpmadık, öldürmedik, ihanet etmedik. Neysek ortadayız” dedi. Demirtaş, grup konuşmasında özetle şunları söyledi:
SANA SAVAŞ YAPTIRMAYACAĞIZ
“Yargı senin elinde. Azrail’in can dağıttığını nerede gördük ki zaten. Biz, halkımıza bel bağladık, umut bağladık. Biz, buna dayanarak mücadele ettik, bugünlere böyle geldik ve böyle direnerek bu savaşı durduracağız. Biz, sana bu ülkede savaş yaptırmayacağız.
ERDOĞAN DARBESİ YAPILDI
7 Haziran sonrası halkın iradesine açıkça bir Recep Tayyip Erdoğan darbesi yapılmıştır. Şu anda sivil cunta yönetimi Türkiye’de hükümete, devlete açıkça el koymuştur. Darbenin bir de kuyrukçuları vardır, kendilerine ‘Milliyetçiyim’ diyenler. Partimizden Saray’a gideni partiden atarım diyordu’ değil mi milliyetçiler? Bak, Saray’da el pençe divandılar. Hani Bilal’i istiyordunuz? Bak, Bilal’i alamadınız, hilali verdiniz.
BİR HAFTA KALMIŞTI
40 yıllık sorunun çözümüne bir hafta kalmıştı. Dağdaki örgütün lideri, ‘Bir hafta sonra kongre toplanması için çağrı yapacağım, silahlar bırakılacak’ artık diyor. Neden vazgeçtiniz? Çünkü önüne gelen anketler, bu sürecin ona başkanlık getirmeyeceğini görmüştür. ‘Ben başkan olmayacaksam süreç, masa, mutabakat niye olsun’ noktasına gelmiştir. bugün PKK’lılar dağdan inse önüne geçecek ‘Aman inmeyin’ diyecek. Bu ülkenin cumhurbaşkanı, PKK’nın silahsızlanmasını engellemiştir. Bütün süreci bitirmiştir. Ortada ülkenin bölünmesi tehdidi yok. PKK denilen örgüt, ülkenin bölünmesi stratejisinden 20 yıl önce vazgeçmiş.
SURUÇ’U GLADYO YAPTI
Tezgâh öyle kurulmuş ki kan akacak, Türk, Kürt ölecek, asker, polis ölecek, PKK’lılar ölecek. Bütün bu kanlar HDP’nin üzerine akacak. Saray’a bağlı Gladyo Örgütü’yle kirli, bir savaş yürütüyorlar. Kendi özel örgütünü kullanıyor. Ona bağlı yargı, medya, troller var maaşla çalışan. HDP’ye karşı tezgâh yapıyorlar. Bunu startı Suruç katliamında verildi. Suruç katliamını yapan, bu özel Gladyo Örgütü’ydü. IŞİD’in içine sokulmuş kendilerine çalışan bir zavallı aracılığıyla Türkiye’nin pırıl pırıl evlatları katledildi.
SARAY İÇİN, VATAN İÇİN DEĞİL
Evladını askere yollamış annelerim, evladı polis olan, güvenlik gücü olan annelerimiz, onların babaları, bunlar bizim evlatlarımız, kardeşlerimiz. Birinin ölümünden asla ve asla üzüntü, kahrolma dışında bir şey hissetmeyiz. Bu evlatlarımızı vatan savunması için ölüme göndermiyorlar, Saray savunması için bu çocukların cenazeleri, Türk bayrağına sarılı tabutlar içerisinde geri geliyor. Saray için vatan için değil.” (Okan KONURALP/ANKARA)
Dokunulmazlık kalkınca kapıda gözaltı
DOKUNULMAZLIKLARLA ilgili milletvekillerinin başvuruları yeterli olmuyor. TBMM’nin dokunulmazlığın kaldırılması yönünde karar alması gerekiyor. Son yaşanan tartışmalar, 1994’teki DEP olayını da akıllara getirdi. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in isteği üzerine 2 Mart 1994’te parlamento 6 DEP’li ve 1 bağımsız milletvekilinin dokunulmazlığına son verdi. Dokunulmazlıkların kaldırılmasına dayanak oluşturan Ankara DGM Başsavcılığı’nın fezlekesinde Kürt siyasetçiler ‘vatan hainliği’ ile suçlandı. Bu kararın ardından Meclis kapısında bir sivil polisin merhum DEP milletvekili Orhan Doğan’ı gözaltına alıp başından bastırarak polis otomobiline bindirmesi, bu olayın sembolü oldu. DEP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması, yargılanmaları ve aldıkları ağır hapis cezaları dünyada geniş yankı uyandırdı. Bu cezalar daha sonra AİHM tarafından insan haklarına aykırı bulundu. Susurluk kazasından sonra başlayan çete iddialarıyla ilgili de 1997’de eski DYP milletvekilleri Mehmet Ağar ile Sedat Bucak’ın dokunulmazlıkları kaldırılmıştı. Ağar daha sonra yeniden bağımsız milletvekili seçilerek dokunulmazlık kazanmıştı.
Teröre çağrı kapatma sebebi
PARTİ kapatılması tartışmalarına AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop da pazar günü Berlin’den katılmıştı: “Türkiye’de parti kapatmanın bir tek sebebi vardır. O da siyasi partilerin terör örgütleriyle ilişki içerisinde bulunması. Açıkça teröre ve şiddete çağrı yapması, bunlarla ilişki içerisinde bulunması kapatılma sebebidir. HDP bu manada çok ciddi dönüm noktasında ve bir karar vermesi gerekiyor.” (ANKARA)
Hukukun meselesi
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, HDP’nin dokunulmazlıkların kaldırılması çağrısına ve kapatma tartışmalarıyla ilgili konuştu: “Dokunulmazlıkları kaldırmak hukukun meselesidir. Bir siyasi parti terörü meşrulaştırmanın aracı olarak kabul edilebilir mi? Ya millet iradesi ya silah iradesi. Partilerin kapatılmasına yönelik hususlar anayasada açık ve nettir. Terör örgütünün odağı haline gelip gelmediğine Anayasa Mahkemesi karar verecek. Bu, yargının işidir. (ANKARA)