Güncelleme Tarihi:
Türkiye'de daha önce hiç, içinde çocuk hakları konusunun ele alındığı, aile içi demokrasinin anlatıldığı ve düşünce özgürlüğünün sorgulandığı bir kitap gördünüz mü? Mutlaka görmüşsünüzdür ama bu kitabın ders kitabı olarak okutulanını hiç gördünüz mü? İşte bu biraz zor.
Umut Vakfı yetkilileri, bu öğretim yılına hazırlanırken, içinde bu bilgilerin yer aldığı bir kitap hazırlamaya karar vermiş. Daha sonra kitabı Milli Eğitim Bakanlığı'na sunmuşlar. Bakanlık da okullarındaki öğrencilerin yurttaş olması için, geçtiğimiz Ağustos ayında kitabın 7. ve 8. sınıflarda ders kitabı olarak okutulabileceğini söylemiş.
‘‘Yurttaş olmak için...’’ toplam 6 kişilik bir ekip tarafından kaleme alındı. Ekipte 3 hukukçu, 2 psikolog, 1 de eğitim uzmanı var. Proje yöneticisi Profesör İpek Gürkaynak.
Gürkaynak, ‘‘Kitabın vatandaşlık ve insan hakları dersinde okutulmasını tavsiye ettik’’ diyor.
Kitap insan hakları evrensel bildirgesiyle başlıyor. Bilinen vatandaşlık derslerinde olduğundan çok farklı olarak, öğrenciye devlete olan görevlerinden önce kendi haklarını tanıtarak işe başlıyor. Kitapta toplam 20 konu başlığı var. Hepsi de görev ve sorumluluklarla bezenmiş vatandaş mantığından çok, düşünen, özümseyen hatta sorgulayan bir yurttaş üslubu taşıyor. Üniteler, yazar kadrosundan da anlaşılacağı üzere genelde hukuki konu başlıklarından seçilmiş.
HAYATA DAİR...
13 yaşında bir çocuk, bu kitapta daha önce hiç duymadığı kavramlarla tanışırken, bunların ne olduğunu öğrenirken, aynı zamanda bu kavramların gerçek hayattaki karşılıklarını da kafasında somutluyor. Örneğin kitapta, evrensel insan hakları bildirgesinden sonra işlenen hukuk kuralları konusunda, öğrencilerden ıssız bir adaya düştüklerinde kuralsız bir yaşamın nasıl olabileceğini hayal etmeleri isteniyor. Böylece kanunları yeni yeni tanımaya başlayan çocuk, bunların varoluş mantığını ve kendi hayatına yansımalarını da sorgulamaya alışıyor.
‘‘Yurttaş olmak için’’de konular 4-8 sayfa arasında işlenmiş. Her konunun başında iki sayfaya yayılmış bir karikatür var. Kitap, öğrencinin devamlı dersi takip etmesini gerektirecek bir şekilde hazırlanmış. Her ünitenin başında, gerçek hayattan çeşitli durumlar anlatılarak önce bilgi veriliyor.
Örneğin adalet konusu işlenirken, Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi gibi adalet tanımına giren olaylar sıralanıyor. Böylece kavram öğrencinin kafasında somut bir şekle sokuluyor. Daha sonra öğrenciye aktarılan bilginin, onun muhakemesinden geçerek kağıda dökülmesi isteniyor ve bunun için bir örnek veriliyor. Tıpkı hukuk kuralları konusunda öğrenciden istenen ıssız ada fantezisinde olduğu gibi.
MÜFREDATIN DON KİŞOTU
Kitabın en büyük özelliği, Türkiye'deki müfredatın ortak özelliği olan klişelerle dolu, göz boyamaya yönelik hikayelerle zorlanmış bir kitap olmayışı. Tam aksine, sayfalarında gazete kupürleri yayınlayacak kadar gerçekçi. Örneğin ‘‘Çocuğun istismar ve ihmale karşı korunması’’ konusu işlenirken, ünite dayak yiyen, boşanmalar sonucu ortada kalan çocuk haberleriyle başlıyor. Ancak bu durum, Türkiye açısından ne kadar sonuca yönelik bir girişim orası tartışmalı. Eğitimin bir bütün olduğu düşünüldüğünde ve Türkiye'deki diğer ders kitaplarının zorlama bilgilerle nasıl doldurulduğu göz önüne alındığında, kitabın Türk eğitim sisteminde ne kadar yalnız kaldığı anlaşılıyor. Milli tarih dersinde atalarının efsanelerine dalan öğrencinin, bu kitapta birden gerçek hayatla karşılaşacak olması, onu sudan çıkmış balığa çevirebilir. Ancak Profesör Gürkaynak, bu görüşe karşı çıkıyor.
‘‘Biz bu kitabı hazırlarken, konularında uzman herkesten görüş aldık. Özellikle gelişim psikolojisi uzmanları, çalışmalarımıza devamlı eşlik ettiler. Dolayısıyla bir gazete kupürünün o öğrenciyi hangi yönde etkileyeceğini de uzun uzadıya tartıştık. Artık Türkiye bu elbise bize bol gelir görüşünden kurtulmalı.’’
Öğretmenlere tavsiyeler
‘‘Yurttaş olmak için...’’ kitabının bir de kullanım kılavuzu niteliğinde öğretmenler için hazırlanmış bir el kitabı var. Bu el kitabında öğretmenlere kitabı sınıfta nasıl işleyecekleri yönünde bazı tavsiyeler veriliyor. Örneğin, birgün Tom ve Jerry'nin evde yalnız kaldıkları ve buzdolabında buldukları sınırlı sayıda yiyeceği nasıl paylaşacaklarıyla ilgili öğrencilerden tamamlamaları istenilen hikayede, ortaya değişik fikirler çıkabilmesi durumunda öğretmenlere bazı tavsiyeler aktarılıyor. Bu durumda öğretmenlere, öğrenciler paylaşımı şiddet içeren yöntemlerle yaptırmış olsalar bile bu örneklerin sınıfta okunması ve olayın genelleştirilerek uluslararası alanda da devletlerin kısıtlı kaynaklar karşısında ilişkilerinin nasıl gerginleşebildiğinin anlatılması tavsiye ediliyor.
Yurttaş olmak için
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Hukuk kuralları, Adalet, Sorumluluk, İş birliği, Katılma, Çatışma-uzlaşma, Barış, Aile kavramı, Aile içi demokrasi, Çocuğun aile içinde korunması, Çocuğun istismar ve ihmale karşı korunması, Anayasa, Yaşama hakkı, din ve vicdan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü, Eğitim hakkı ve çalışma hakkı, Seçme ve seçilme hakkı, Kitle iletişim özgürlüğü ve özel hayatın gizliliği, Çevre hakkı, Tüketici hakları, Çocuk hakları ÖĞRENİLECEK.
Öğrencilere kitapta yöneltilen bazı sorular
Adalet tanrıçası Themis'in gözleri bağlı olmasaydı, ne olurdu?
Barışı nasıl bir simge, renk ya da sözcükle ifade ederdiniz?
1982 Anaya-sası'nda idam cezası var mıdır?
Sansür nedir? Hiç sansür edilmiş bir gazete gördünüz mü?
Ayıplı mal aldığınızda, bilinçli tüketici olarak nerelere başvurabilirsiniz?