Oluşturulma Tarihi: Temmuz 13, 2003 00:00
Siemens Mobile'ın Moskova'da tanıttığı üç yeni modelden ikisi, renkli ekranlı ceptellerin fiyatlarında yaşanacak düşüş trendinin ilk habercileriydi. MC60 modeli dahili kameraya sahip ilk ekonomik cep telefonu olarak sükse yaptı.Moskova'da yapılan uluslararası basın toplantısında Siemens Mobile, yılın ikinci yarısında piyasaya çıkacak üç yeni modelini tanıttı. Orta ve Doğu Avrupa'da cep telefonu pazarıyla ilgili araştırma bilgilerinin de verildiği toplantılarda benim ilgim her zaman olduğu gibi endüstri ve pazar eğilimlerine kaydı.Bu tip toplantılarda tanıtılan ürünlerin özellikleri, tanıtım sırasındaki vurgular, tanıtımın yapıldığı şehir, tanıtımlarda kullanılan pazar araştırma verileri önemli ipuçları veriyor. Siemens Mobile'ın Moskova'da gerçekleştirdiği uluslararası basın toplantısı da gösterdi ki, Siemens zaten çok güçlü olduğu Orta ve Doğu Avrupa pazarındaki hızlı büyüme potansiyelini çok iyi değerlendirmek istiyor. Çünkü Batılı ülkelerin çoğunda ceptel pazarı şu an için büyük ölçüde doymuş durumda. Yapılan araştırmalardan elde edilen veriler Orta ve Doğu Avrupa ceptel pazarındaki potansiyel kullanıcıların en çok fiyata duyarlı olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla Siemens Mobile bu kullanıcılara, olabildiğince çok teknolojik özelliği olabildiğince makul fiyatlarla sunacak modeller sunmaya çalışıyor. Moskova'da tanıtımı yapılan üç ürün de, bu arz ve talep beklentilerini karşılayacak özelliklere sahipti. Giriş seviyesi, çok ekonomik bir model olan A52, yakında tümü renkli ekranlı olacak cep telefonu pazarında, siyah beyaz ekran döneminin belki de en gelişkin örneği olarak anılacak. Piyasaya çok uygun fiyatlarla sunulması beklenen A52, uygun fiyatına göre gelişkin özelliklere sahip. Gelişkin Mesaj Servisi ile grafik, ses ve animasyonlu mesaj gönderip alabilen Siemens A52 polifonik zil seslerini de destekliyor.C60 ise renkli ekranı çok uygun fiyatlarla sunmayı hedefleyen orta seviye bir model. Multimedye Mesaj gönderip alabilen C60'a harici flaşlı kamera da takılabiliyor. Bu özellikleri sayesinde C60'la fotoğraf çekip, bu fotoğrafa ses ve yazı ekleyerek cep kartpostalı olarak göndermek mümkün.Yeni üç model arasında en çok etkilendiğim MC60 oldu. Piyasadaki belli başlı tüm ceptel markalarının dahili fotoğraf makineli birkaç modeli var. Hepsi de birbirinden üstün özelliklere sahip ve çok güzel modeller. Ancak bu gelişkin cepteller bugüne kadar hep en üst fiyat seviyelerinden satılıyorlardı. MC60'ın özelliği makul fiyatla satılacak ilk dahili fotoğraf makineli cep telefonu olması. MC60 bu ayırt edici özelliğinin yanı sıra üç bant, GPRS ve Java desteğine de sahip.Alaturka Cola Turka postmodern ÇelikAlem ülkeyiz vesselám.Damdan düşme başbakan olmadığını düşüneni mi istersiniz, gazete yazarlığı için koyun gütmüş olmayı kriter sanan kabadayı üsluplu imamları mı?.. Özdemir İnce gibi kalite standardı bir imzaya ''Sizin birikiminiz nedir? backgroundınız nedir?'' diye sorabilecek kadar cahil ve küstah okurlar mı ararsınız, gece kulübü kalıntılarını kendilerini en iyi sosyalist yazar addedecek kadar şımartan okurları mı?Gel vatandaş geeel! Hepsi burda, bizim ''ulus'' pazarında...Komedi her yanımızı sarmış, kuşatmış durumda. Bu yüzden de kanıksadık. Olaylardaki çarpıklıkları, tezatları göremez, algılayamaz olduk. İşin kötü yanı mizah duyumuzu kaybettik. Kara mizaha, ince esprilere karşı bağışıklık kazanırken kaba saba durkomlara esir olduk.Televizyonlarda oynamaya başlayan iki reklamı alın örneğin. Her iki reklam da aynı reklamcının, reklamcılığın dahi ve küskün çocuğu Serdar Erener'in imzasını taşıyor. Biri alaturka Cola Turka, diğeri a la post modern Çelik. Alaturka Cola Turka reklamında necip Türk milleti ABD'lileri Coca Cola'nın Türk versiyonuyla dize getiriyor. Coca Cola'nın mucidi ABD'liler, devşirme Türk icadı Cola Turka'yı içince üstün kültürümüzün etkisine girip Türkleşmeye başlıyorlar.A la post modern Çelik reklamında ise necip Türk milletine Japon Honda'nın teknoloji harikası pazarlama robotunun animasyon harikası Türk versiyonu Çelik'le ders verilmeye çalışılıyor. Robot Çelik'in sevimliliğine kurban biz Türklere Arçelik'in yeni pazarlama konsepti ''orbital''in anlamı, kafamıza çaka çaka öğretilmeye çalışılıyor. Reklam serisinin ilk filminin sonunda Çelik, man kafalı bir millet olduğumuzu yüzümüze vurarak ''anlamıyor ya, tın tın'' diyor. Haklı vallahi ne man kafaymışım ki, reklamda o kadar tekrar edilmesine rağmen ''orbital''in anlamını hálá hatırlayamıyorum.Şimdi sıkı durun, marka yönetimi zurnasının asıl zırt dediği yere geliyorum. Dünyada artık bir marka yaratılırken, en başta İnternet adresinin başkası tarafından tescil ettirilip ettirilmediğine bakılır. Bulunan markanın İnternet adresi eğer başkası tarafından tescil ettirilmişse ya üstüne bir bardak su içilip başka marka aranır ya da markanın iletişimi yapılmadan önce adres sahibiyle pazarlığa oturulur. İşte bizim alaturka ve a la post modern marka yönetimimiz burada zırt etmiş. Cola Turka ve Orbital'in İnternet adresleri başkaları üzerine kayıtlı. Sen önce ''orbital'' gibi kimsenin anlamayacağı özenti bir kelime seç, sonra da bunun ne menem bir şey olduğunu anlatabilmek için aklımıza hakaret et. Ve seçtiğin markanın İnternet adresini kontrol etmeyi akıl etme.Komedi perde arkasında, biz ekrana gelenine gülüyoruz.Ders notu: İnternet bacağı olmayan bir lansman kampanyası eksik bir kampanyadır. Eğer bir lansman yapacaksan, markanın İnternet sitesini de lansmana yetiştireceksin ve bu sitenin reklamını yapmak için başka sitelere de reklam vereceksin. Sitenin adresini televizyon, basın ve radyo reklamlarında da kullanacaksın. Yok pazarlama anlayışın geçen yüzyılda kaldıysa onu bilemem.Yiğidin hakkını ver notu: Reklamlarının yarattığı merakla ilk market ziyaretimde Cola Turka da aldım. Evde buz gibi soğutup, eşim Lale ile birlikte ızgara
balık yanında denedik. İkimiz de çok beğendik. Yani reklam amacına ulaşmış ürünü bize denetmişti. Amaca ulaşmak için her yol mubahsa, bu reklam da ilk amacına ulaşmak açısından başarılıydı sonuçta. Tabii bu kişisel deneyimim araştırmalardan elde edilecek ölçümleme verileriyle genel için de doğrulanıyorsa... Ama reklamda kullanılan iletişim konseptinin doğru olup olmadığı zaman içinde belli olacak. Ürün de çok güzel olduğuna göre, seçilen konseptin gerçek hedefi vurup vuramadığı Cola Turka'nın pazarda kendine sürekliliği olan bir pay edinebilmesi ya da edinememesiyle anlaşılacak.Algida eksik kalmasın notu: Algida (Haftaya İnternet Komedi Kurulu)Yaşam siyah beyaz değildirBen Moskova'da cep telefonu pazarıyla ilgili izlenimler edinmeye çalışırken Hürriyetim
Haber Yönetmeni arkadaşım Arzu Çakır da Cannes'da bilgisayar yazıcılarındaki yeniliklerin peşine düştü.Cannes'dan getirdiği ilginç yenilik haberlerinin çoğunu tarihi gelmeden yazılmamak kaydıyla verildikleri için şimdilik aktaramıyoruz. Arzu Çakır'ın diğer izlenimleri şöyle: ''Ofise gitmeden evden çalışan Avrupalıların sayısı giderek artıyor. Yapılan araştırmalara göre 2005 yılında evden çalışanların sayısı 16 milyon olacak. Gözünü bu gruba diken teknoloji üreticileri, çalışmalarının büyük bir bölümünü ev ofiste kullanılabilecek ürünler üzerinde yoğunlaştırıyor. Teknolojisini bu yönde geliştiren Epson Color, Fransa'nın Cannes kentinde yeni ürünlerini tanıttı. Epson, yazıcı, tarayıcı, fotokopi ve dijital fotoğraf makinesinden oluşan yeni ürün serisini sonbaharda satışa çıkaracak. Epson, evde yazıcıda basılan fotoğraflardan daha iyi sonuç elde edilebilmesi için geliştirdiği mürekkep 'DURABrite ink'in bir devrim yaratacak nitelikte olduğunu belirtti. Epson Color, 'DURABrite ink' yazıcı mürekkebinin evde basılan fotoğrafların kalitesini yükselteceğini açıkladı. DURABrite mürekkebinin pigment bazlı formülü sayesinde asla bulaşmadığı, zaman içinde uçmadığı, suya ve ozon gazına dayanıklı olduğu belirtiliyor.'Yaşam sadece siyah&beyaz değildir' sloganıyla hareket eden EpsonColor'un yeni ürünleri 129-449 Euro arasında olacak ve eylül-ekimde tüketiciye ulaşacak.''Evden çalışma modasıEPSON'un İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve İspanya'da yaptırdığı bağımsız araştırmanın sonuçlarına göre;Fransızlar, daha sağlıklı bir yaşam için evi tercih ediyor. Daha az abur cubur, düzenli egzersiz yapıyorlar.İtalyanların yüzde 56'sı için evden çalışmanın en cazip tarafı hobilere daha fazla zaman ayırabilmek.İngilizler, çamaşır yıkamak dahil, diğer kişisel işlerini yapabilmek için evde çalışıyor.İspanyollar ailesine daha yakın olmak için ev ofisi tercih ediyor.Almanlar için evden çalışmanın en önemli nedeni net gelirin artması ve tasarruf.Gündemin not defteriCola Turka 9. Cadde’de mezunusa.com * * *''İkinci soru şu oluyordu; Yani Türkler bu içeceği Amerikalılara mı satacak? Benim cevabımsa o gün hiç değişmedi; Why not?'' Reklamın hikayesini, bizzat çekimlere katılanlardan birinin, Cahit Oktay'ın kaleminden okumak isterseniz siteye girin, yazarlar bölümüne geçin...Çelik a la orijinal world.honda.com/ASIMO/ * * * *Honda'dan teknoloji şovu: Robot ASIMO.Massive Attack www.yahoo.comArama kutusuna ''massive attack+hip productions'' yazın. Karşınıza çıkan onlarca sitede yayınlanmış yazıların neden hepsi satırı satırına aynı dersiniz?Hıncal Uluç'a ev ödevihistory.acusd.edu/gen/recording/notes.html * * *Gramofonun bulunuş tarihini bir türlü öğretemedik. Zengin'in aklına uyup ısrarla 1877 diye yazıyor. Seveni neyin biri ona yazıp, doğru tarihin '1887' olduğunu öğretse bari...Pozitif milliyetçilikwww.k-1.com/Orwell/nat.htm * *Damdan düşen kavramının gerçek anlamını öğrenmek isteyenlere.Depreme hazır olmakwww.lafd.org/eqindex.htm * * *Los Angeles İtfaiyesi'nden faydalı bir rehber.
button