Güncelleme Tarihi:
Türkiye'nin bir numaralı gençlik dergisi Blue Jean, bir ilke daha imza attı ve Amerikan efsane topluluk REM'le yüzyüze görüşen ilk Türk basın kuruluşu oldu. Blue Jean'de ayrıca Karilyn Manson ve Slayer'la özel röportajlar, Edyta Gorniak, Chernical Brothers, Seal, Jennifer Paige ve hip hop savaşları derlemesinin yanı sıra, Leonardo Di Caprio ve Backstreet Boys'un dev posterleri de var!
‘‘Monster’’ turnesi sırasında geçirdiğiniz rahatsızlıklardan sonra üçünüz de oldukça sağlıklı görünüyorsunuz.
- Mike Mills: On beş yıl boyunca turnelere çıktık ve başımıza hiçbir kötü şey gelmemişti. Bir anda her şey tersine döndü. Oysa hastalıklar ve ameliyatlar dışında her şey mükemmeldi. Harika konserler veriyorduk, performansımız mükemmeldi.
Bill Berry'nin ayrılma nedenlerinden birinin sağlık sorunları olduğunu söyleyebiliriz, değil mi?
- Doğrusu, Bill'in REM'i terk etme sebebinin sadece küçük bir kısmı sağlık sorunları. Bill gezmeyi sevmez, değişik yemeklerden hoşlanmaz, yeni insanlarla tanışmaktan zevk almaz, fotoğraflarının çekilmesindense nefret eder. Onun için en iyisi evde olmak.
‘‘Up'ı yaratırken en büyük ilham kaynağınız neler oldu?
- Bence bu albümdeki en büyük ilham kaynağımız stüdyoda bir davulcumuzun olmayışıydı. Çünkü normalde Peter, Bill ve ben oturur, en klasik şekliyle şarkıların temelini kaydederdik. Bu sefer öyle olamayacaktı. Biz de bu kez şarkıların hepsini bölüm bölüm kaydettik. O nedenle de daha çok orkestrasyona dayalı bir albüm çıktı ortaya.
REM'de birçok ‘‘ilk’’in de ‘‘Up’’ ile gerçekleştiği ortada. Sadece Bill'siz değil, yıllar sonra Scott Litt'siz (yapımcıları) de kaydettiğiniz ilk albüm. Üstelik kapakta sözleri görmek de bütün REM hayranlarını şoke ediyordur herhalde. Öyleyse ‘‘Up’’ın REM kariyerinde yeni bir başlangıç olduğunu iddia edebilir miyiz?
- Kesinlikle. Scott Litt'le yollarımız mecburen ayrıldı. Scott bir plak şirketi kurdu ve çok meşgul bir durumda. Sadece kendi şirketinin prodüksiyonlarıyla uğraşıyor. Onun için en iyisi bu. Şarkı sözlerine gelince... Artık bakış açımız ve yönümüz eskisinden farklı, yeni bir başlangıç yaşıyoruz. Bir yandan hâlâ aynıyız ama bir yandan da değişik bir grubuz artık. Bu grup da arasıra sözlerini kapağa basabilir.
Bir röportajında ‘‘Bill gittiğinde kendi kendimize dedik ki, 'Tamam artık istediğimiz her şeyi yapabiliriz.' şeklinde bir beyanatın var. Sanki Bill gitmeden önce de aranızda sorun varmış gibi anlaşılıyor. Yoksa yanılıyor muyum?
- Benim anlatmaya çalıştığım bu değildi. Biz sadece işin pozitif tarafını görmeye çalıştık. Eğer davulcunuzu kaybetmişseniz bu tahmin ettiğinizden de korkutucu bir şeydir ve bazen ne yapacağınızı bile bilemezsiniz. O yüzden ne istersek yapabileceğimizi söyledim çünkü gerçekten de öyleydi. Bir davulcuyla klasik bir şekilde davul, bas, gitar kayıtlarını yapabilirsin. Ama davulun yoksa iş değişir, her şey olabilir.
‘‘Up’’ için sizin en zor gerçekleşen albümünüz olduğu söyleniyor.
- Dediğim gibi ne yapmamız gerektiğini bilmiyorduk ve kuralları yeniden belirlemek zorundaydık. Hem müzik, hem de üç kişi kalmamız açısından oldukça güçlük yaşadık.
‘‘Up’’da bas gitarın yanı sıra tuşlu çalgıların çoğunu da sen üstlendin. Peter Buck, birçok şarkıda bas gitara el attı ve hatta Michael Stipe bile iki parçada gitar çaldı. Enstrüman paylaşımındaki değişikliklerin arkasında yatan neydi ve bu değişiklikler sound'unuzd belirgin bir farklılık yarattı mı?
- Çok belli etmesek de enstrüman değişiklikleri REM tarihinin başından beri olan bir şeydir. Bu seferki değişiklikler biraz daha fazla oldu çünkü böyle çalışmamızı çok daha eğlenceli bir hale getirdik. Dürüst olmak gerekirse bas gitardan sıkılmıştım ve tamamen farklı bir şeyle uğraşmak istiyordum. Ve kesinlikle haklısın, bunlar sound'u değiştiriyor. Fakat bu değişiklikler çok işe yaradı. Bizim de kendimizle yarışmamızı ve kendimizi taze hissetmemizi sağladı.