Güncelleme Tarihi:
SADECE İSTANBUL İZLEMEYECEK
(Yıldırım ve İmamoğlu TV tartışması) Sadece İstanbul bunu izlemeyecek. Tüm Türkiye’nin bu müzakereyi, bu tartışmayı izleme imkânı olacak. Çünkü İstanbul sadece İstanbul’da yaşayanlara hitap eden bir yer değil. Ve o akşam izleyenler, Sivas’tan Sivaslı bile İstanbul’daki Sivaslı hemşerisini arayıp, onunla bu müzakerenin, bu tartışmanın kendi aralarında onlar da müzakeresini yapacak. Kastamonulular aynı şekilde Kastamonulu hemşehrisini arayacak, onlar da bu işin müzakeresini yapacak. Bu şunu getirecek: Gerçekten İstanbul gibi dünyanın örnek bir şehrini, en ideal hangi yönetici yönetebilir? Bunu bizzat o akşam ki, müzakereden sonra çok daha net, güzel bir şekilde değerlendirme fırsatını halkımız bulacak diye inanıyorum. Bunun o son kırılma noktası olan pazar günü, o bir haftaya da çok ciddi bir ışık verecektir diye inanıyorum.
İDLİB’DE SİLAHLAR SUSTU
(İdlib’de son durum) İdlib’e bizim yaklaşımımız olmamış olsaydı şu andaki durum çok daha farklı gelişir ve 3 milyona yakın insanın yaşamış olduğu İdlib’den çok ciddi bir göç dalgası ülkemize doğru gelebilirdi. Fakat bizim ağırlıklı olarak Rusya ile yapmış olduğumuz müzakereler, onlarla yapmış olduğumuz değerlendirmeler, gerek Soçi müzakeresi süreci, gerek Astana ile ilgili süreçler ve ikili yaptığımız, sayın Putin’le yaptığımız görüşmeler vesaire, buralardaki sıkıntıları minimize etti. İşte son alarak biliyorsunuz, bir karara varıldı. Bu kararla birlikte adeta silahların sustuğu bir an oldu. Ardından yine bazı arzu edilmeyen gelişmeler oldu. Tabi sürecin üzerinde bütün ekiplerimiz duruyor. Bütün bu kulelerden bölgeyi bizler takibe aldık, alıyoruz. Yaralılarımız oldu birkaç tane. Şehidimiz de oldu. Bunların bedelini karşı tarafa çok ağır ödettik. Ancak rejim, eğer burada, bizim bu gözlem kulelerine bazı saldırılar vesaireler, bunları devam ettirecek olursa, bu yanlışa hâlâ inatla devam edecek olursa, bizim burada sessiz kalmamız mümkün olmaz. Gereğini de yaparız. Çünkü biz burada barışın egemen olmasını istiyoruz. Burada bu ölümlerin durmasını istiyoruz. Ama varil bombalarıyla, fosfor bombalarıyla vesaire, bu bölgeye saldırının devam etmesi, hiçbir zaman affedilemez, biz buna da sessiz kalamayız.
(CHP İl Başkanı ve il seçim kurulu hâkimlerinin adliyedeki görüntüleri) Süreci takip noktasında da en isabetli kararı bundan sonra verecek olan YSK’dır. Artık kim kiminle el ele kol kola dolaşıyor, kim kiminle nerede görünüyor? Bunları da bütün görsel medyada yayınladınız. Yazılı medya da yayınladı. Benim ilgi alanım olsa diyeceğim ki şunu yaptım, yaparım. Ama bu şu anda benim ilgi alanım değil. İlgi alanı olan YSK’dır. Sizler de medya olarak, burada gerekli olan görüntülemeyi yaptınız. Ben inanıyorum ki YSK da burada gerekli olan adımı atacaktır.
VALİLER BAŞKANLARIN TEMSİLCİSİDİR
(Ekrem İmamoğlu’nun Ordu Valisi’ne yönelik sözlerinin yer aldığı görüntüleri izlediniz mi?) İzledim. Biliyorsunuz valiler, başkanların o ildeki temsilcisidir. Ve devletin valisini, bu şekilde bir küfürle anmak, kabul edilebilir bir şey değildir. Vali bey şu anda valilik olgunluğu içerisinde süreci işletiyor. Ben inanıyorum ki Vali bey şu seçim sebebiyle sadece belki burada bir suç duyurusunda bulunmuş olabilir. Ama burada da artık medya, hepsi bilgileri aktarıyor. Bana gelen bilgiler, ‘Şu seçim öncesi doğru olmayacağına inandığım için, işi hızlandırmak istemiyorum’ gibi bir yaklaşım. Bu zaten çok çok büyük bir olgunluk. Bu işin arda kalır bir yanı yoktur. Valimiz inanıyorum ki, seçim sonrası da bu işin takipçisi olacaktır. Bu devletin valisine kimsenin ben edep ederim, ağzıma alamam bu ifadeyi, böyle bir ifadeyi kullanma hakkı yoktur, kullanamaz. Demek ki belediye başkan adayı olarak henüz bu devleti tanımamış, devletteki ilişkileri, protokolü, kimler oraları kullanma hakkına sahiptir değildir, bunları bilmiyor. Kim bilir daha bundan sonra neler çıkacak?”
Sayıda azalma söz konusu değil
(Yeni askerlik yasasıyla ilgili tartışmalar) Terörle mücadele bizim en ufak bir tereddüdümüz yok. En ufak bir güven kaybı gibi endişemiz söz konusu değil. Şimdi birileri konuşuyor. Şu anda bu ülkede, bizim bir silahlı kuvvetlerimiz var. Dedikleri ne? Efendim işte ‘güvenlik zaafı bu yasada olur’ diye ifadeler kullananlar var. Bu yasayla ilgili çalışma bir hafta, on gün, bir ay içerisinde yapılmış değil. Bu yasayla ilgili çalışmamız yaklaşık 1.5- 2 yıla varan çalışmadır. Kaldı ki talep bize çok daha eski gelen bir taleptir.
‘Sayılar azalıyor, halimiz ne olacak?‘ Çok açık net. Bunlar hep söylendi. Şimdi sürekli olarak bir hücre tazelenmesi olacak. Yani 12 ay içerisinde, sürekli her ay, askere alma diye böyle bir durum söz konusu olacak. Yani sayıda azalma diye bir şey söz konusu değil. Bir de özellikle Kıbrıs’la ilgili bazı şeyler söylüyorlar. Mide bulandırsın diye söylüyorlar bunu da. Arkadaşlar, Kuzey Kıbrıs’ta bizim askerimizin azalması diye bir şey de söz konusu değildir. Orada ne kadar asker bulunması gerekiyorsa, biz orada o kadar askeri bulundururuz. Bunun için de birilerinden izin almak diye bir mecburiyetimiz yoktur.
DERSİMİZE İYİ ÇALIŞTIK
Mesela rakamlar konuşuluyor. Mesela bu ‘30 bin lira fazla oldu’ gibi. El insaf. Burada, bu gelen rakamla bir defa bütün o ödenen aylıklar, maaşlar buradan ödeniyor. Bunun çok çok hayırlı bir adım olduğuna doğrusu inanıyorum. Dersimize iyi çalıştık. Hayırlı olsun diyorum.
ABD SÖZÜNDE DURMADI
(Menbiç mutabakatının birinci yıldönümünde gelinen nokta nedir?) Münbiç’le (Menbiç) alakalı maalesef stratejik ortağımız ABD sözünde durmadı. Orada beklenenler olmadı. Ama beklenenlerin olmaması, bizim oradan tamamen, elimizi eteğimizi çekme anlamına gelmez. Biz Münbiç’le ilgili bütün planlamalarımızı aynı şekilde koruyoruz. Bunu yine aynen devam ettireceğiz. Tel Rıfat’ta aynı şekilde. İdlib’de aynı şekilde. Biz oraları kesinlikle bırakamayız. Münbiç’ti, Fırat’ın doğusuydu, buralar üzerindeki çalışmalarımızı aynı titizlikle devam ettiriyoruz, ettireceğiz.