Referandumda Erdoğan için büyük zafer

Dünya gündeminin nabzı Planet'te atıyor

Arap ülkelerinde yayımlanan El Kuds El Arabi gazetesi, başyazısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İslam kökenli AK Parti’nin Pazar günü yapılan referandumda laik rakiplerine karşı büyük bir zafer kazandığını duyurdu.

Katılım oranının yüzde 80’e yaklaştığı referandumda Erdoğan’ın anayasa değişiklik paketi yüzde 58 oyla kabul edilirken, Mustafa Kemal’in laik mirasının anayasal reformlara karşı zemin kaybettiği ve Erdoğan’ın politikalarıyla dini eğilimin güç kazandığı da ortaya çıktı.

Değişiklikler sadece Türkiye’nin demokratik geleceğini güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda ordunun eline siyaseti kontrol yetkisi veren geçmişteki hataları da düzeltecek. Eğer Erdoğan bu zor sınavdan geçmeseydi, politik liderliği ve partisi zarar görecekti. Sert muhalefete rağmen referanduma gitmekteki ısrarı, Türkiye’nin siyasi geleceğini değiştirecek bir kırılma noktası oldu.�

SURİYE VE LÜBNAN DENGELEYİCİ

El Hayat gazetesi yazarı George Samaan ise köşesinde şu yorumu yaptı: “Lübnan Devlet Başkanı Saad Hariri’nin Suriye’ye kısa süre önce verdiği politik beraat, bu hamlenin öncesindeki gelişmelerin bir sonucu gibi görünüyor: Suudi Arabistan-Suriye uzlaşması, Hariri’nin Şam ziyareti ve son üç yıldan bu yana Avrupa ve ABD’nin Şam odaklı politik tutumunu değiştirmesi.”

Lübnan Başbakanı Refik Hariri’nin suikasta uğramasından üç yıl sonra, Suriye Batının ve Arap dünyasının kuşatması altında kaldı. Bu durum, İran ile bağları güçlendirirken, Şam’ın Suudi Arabistan ile arasındaki boşluğu kapattığı esnada bölgede nüfuzu yükselen Türkiye ile karşılıklı ilişkileri geliştirmeye devam etmesine zemin oluşturdu.

Arap ülkeleri, Arapların çıkarlarını göz ardı ederek İran’ın bölgede gücünün arttırdığının farkında. Suudi Arabistan Suriye’nin Arap ülkeleri üzerindeki coğrafi ve siyasi etkisini önemsiyor. ABD’nin ve Fransa’nın Şam’a karşı tavırlarını değiştiren de bu etki oldu. ABD, Ortadoğu’da Suriye’yi izole etme çabalarının kendi kendisini izole etmek olduğunu anladı.

Suriye konumunu iki çelişkili ittifak ile korudu. Bunlardan ilki, Ortadoğu’da barışçıl bir ortama karşı çıkan İran; ikincisi ise uzlaşma arayan ve Tahran’ın rolünü dengelemeye çalışan Türkiye.

GÜÇ YASASINI DENGELEMEK

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) çıkan günlük gazete Al Khaleej’de yazan Saad Mehio, New York Times’ın Pulitzer ödüllü yazarı Thomas Friedman’ın belirttiği gibi İsrail-Filistin barış görüşmelerine bölgedeki Arap ülkelerinin müdahale etmesinin havanda su dövmekten öteye geçemeyeceğini ifade etti.

Aslına bakılırsa, İsrail Gazze ve Batı Şeria’daki mevcut durumdan hoşnut. İntihar ve bombalı saldırılar yaşanmadığı sürece toprak yemeye ve teknolojik gelişimle ekonomisini güçlendirmeye devam edebilir. Buna bir de radikalliği ve savaşlarla güçlenen sağcı kanadı ekleyin.

Hiçbir bölgesel siyasi girişim İsrail’in tavrını değiştirmeyecek. Bu yüzden Filistin Yönetimi ve Hamas ortak hareket ederek İsrail’e çözüm bulmalı, kısaca güç yönetimini dengelemeli. Oslo Antlaşması’nın artık bir seçenek olmadığı açık, bu yüzden Filistinliler güç dengesini sağlamaktan başka bir seçeneğe sahip değil.

İSRAİL’İN NÜKLEER CEPHANELİĞİ

BAE’nin El Bayan gazetesinin başyazısında, İran’ın nükleer programını sürekli sonlandırması için baskı yapan İsrail’in bu baskısıyla bir gün Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (UAEK) gündemine geleceğini öngöremediğini yazdı. Kendisini her zaman silahların yayılmasını önleme anlaşmasından muaf gören İsrail, son haftalarda sıkıntılı günler yaşıyor.

Birbirinden bağımsız ülkelerin gösterdiği destek ve Arapların yürüttüğü güçlü lobi, yıllarca İsrail’i görmezden gelen UAEK'nin sonunda İsrail’i gündemine almasını sağladı. Bu hafta Viyana’da toplanacak UAEK genel meclisinde, Arap ülkeleri İsrail’in 50 yıllık nükleer programına dikkat çekmek amacıyla Tel Aviv’in yeni “İran fobisini” ifşa etmeye çalışacak.

“Nükleer silahlardan arındırılmış Ortadoğu” sloganı altında, Arap ülkeleri, UAEK'nin İsrail’e baskısını artırması için tüm çabayı gösterecek.

National gazetesinde Racha Makarem imzasını taşıyan "A sweeping victory for Mr Erdogan" adlı haberden derlenmiştir.