Oluşturulma Tarihi: Ocak 06, 2004 00:00
2004 Avrupa Birliği (AB) konusunda kritik bir yıl.AB'ye öylesine kilitlendik ki tam üyelik müzakerelerine yeşil ışık yakılmadığı takdirde ne olacağını pek de tartışmıyoruz. Peki biz gerçekten üyeliği istiyor muyuz?Elimin altındaki yeni bir kamuoyu yoklamasına göre, bugün üyelik için bir referandum yapıldığı takdirde halkın yüzde 74.4'ü ‘‘evet’’ diyecek.‘‘Türk halkının AB konusundaki şüpheleri, kaygıları ve korkuları’’ başlığını taşıyan araştırma Boğaziçi Üniversitesi ve Açık Toplum Enstitüsü tarafından ortak gerçekleştirilmiş.Türkiye çapında 18 yaş ve üstü nüfusu temsil eden 2123 kişiyle görüşülmüş.Görüşmelerin yüzde 68'i kentlerde, yüzde 32'si kırsal yerleşim birimlerinde yer almış.Araştırmanın diğer çarpıcı sonuçlarına dönersek, AB üyeliğinin bize fayda sağlayacağını düşünenlerin oranı yüzde 78.8.Fayda derken, ekonominin gelişmesi, işsizlik ve hayat pahalılığının düşmesi ilk sırada.Türkiye'nin önümüzdeki 10 yıl içersinde tam üye olacağına inananların oranı yüzde 25.5.‘‘Hiçbir zaman’’ diyenler yani hayli karamsar olanlar yüzde 18.2 oranında.Araştırmanın siyasi parti ve çoğrafi bölgeler bazında ortaya çıkardığı bazı bulgular da ilginç.CHP yüzde 85.8 ile üyeliği en fazla destekleyen parti olarak karşımıza çıkıyor.HADEP/DEHAP yüzde 84.3 ile ikinci parti.AKP liderliği Avrupa Birliği üyeliğine angaje görünse de AKP'li seçmenin desteği yüzde 70 oranında.En çekimseri ise yüzde 57.9 ile Saadet Partisi.AB üyeliğini en çok isteyen çoğrafi bölge yüzde 80.5 ile Marmara.Arkasından yüzde 78.6 ile Güneydoğu Anadolu geliyor.Peki Avrupa Birliği ile ilgili halkın kaygıları neler?Avrupa Birliği'nin diğer aday ülkelerden istemediği şartları Türkiye'den istediğini yani bize ‘‘çifte standart’’ uygulandığını düşünenlerın oranı yüzde 36.4.AB'nin bizi oyaladığına inananlar ise yüzde 49.7 oranında.‘‘AB bizi Avrupa'nın parçası olarak görmüyor’’ diyenler yüzde 40.1.Dil, din, aile bağlarının zayıflaması, Türkiye'nin bölünmesi konusunda da kaygıların olduğu araştırmadan anlaşılıyor.Boğaziçi Üniversitesi ve Açık Toplum Enstitüsü'nün araştırmasına tümüyle burada yer vermem mümkün değil.Ancak özetle şunu söyleyebilirim: AB üyeliğini hem istiyoruz, hem çekiniyoruz.Kadın Girişimciler'den Ali Babacan'a yanıtARAYA yılbaşı tatili girdiği için KAGİDER'in (Kadın Girişimciler Derneği) nin ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan'a yanıtı gözden kaçtı gibi.Hatırlarsanız Ali Babacan, ekonominin iyiye gittiğinin bir kanıtının da evde oturan kadınların sayısındaki artış olduğunu iddia etmişti. KAGİDER, kadınların çalışmak yerine evde oturmalarını ‘‘iyi bir gelişme’’ olarak tanımlayan Babacan'a bazı hatırlatmalarda bulunmuş.Birincisi: AB ülkeleri kadınların evde oturmalarının iyiye işaret olmadığı konusunda hemfikir.AB'de kadınların istihdam oranları 1997'de yüzde 45 iken alınan önlemler ve izlenen politikalar sonucu bu oran 2001 yılında yüzde 55'e ulaşmış.AB'nin 2010 yılı için hedefi yüzde 60.Türkiye AB'ye aday ülkeler arasında kadın istihdamı oranı ile son sırada.Evet yanlış okumadınız ‘‘son sırada’’.AB üyeliğine baş koymuş AKP Hükümetinin bir bakanı ne yazık ki, AB'nin hedeflerine tamamiyle ters düşen bir açıklama yapmış.Ekonomik kalkınma kadınlar iş gücüne katılmazsa nasıl olacak?TEGV Eğitim Parkı'na neden kilit vurduTÜRKİYE Eğitim Gönüllüleri Vakfı, Fatih Çarşamba'daki Eğitim Parkı'na kilit vurmuş.Haberi hafta sonunda gazetelerde okuduk.TEGV'in 5 yıllık bir mazisi olan Çukurbostan Eğitim Parkı oldukça önemliydi.Zira muhafazakar yapısıyla bilinen Çarşamba'da halk, çocuklarının Eğitim Parkı'nda bilgisayar, tenis, İngilizce, gitar kurslarına gitmelerine yeni yeni alışıyordu.Bir yıl önce binanın yanındaki tarihi duvarın çökebileceği ortaya çıkmış.TEGV Genel Müdürü Günseli Tarhan'dan öğrendiğime göre, vakfın binayı başka yere taşımak için çalmadığı kapı kalmamış.‘‘Kendimize muhatap bulamadık. Belediye, Anıtlar Kurulu...Hiçbir kurum sorumluluk üstlenmeyince kilit vurmak zorunda kaldık’’ diyor.TEGV şimdi önümüzdeki 4 Mart tarihinde Bakırköy'de açacağı Ferit Aysan Parkı'na odaklanmış.Güzel de, 5 yıl boyunca Eğitim Parkı'nda yeni dünyalara yelken açan ve günün birinde bundan mahrum kalan Fatih Çarşambalı küçük çocuklara yazık değil mi?
button