Güncelleme Tarihi:
Müteahhitlik işleri yapan Necmi Kolaylı ile 30 yıllık mahalle arkadaşı Recai Uyar, 30 Ekim 2010 günü İzmit’ten Bursa’ya gitti. İkili, Kolaylı’ya bir otomobil satın almak için yola çıkmıştı. İkili akşam geç saatlerde Bursa’ya vardı. Recai Uyar’ın direksiyon başında olduğu esnada Kolaylı araçtan indi ve üzerini değiştirdiği sırada bir patlama sesi duyuldu.
Başlangıçta, patlamanın nerden geldiği anlaşılmadı. Ancak kısa bir süre sonra Kolaylı’nın ensesinden vurulduğu anlaşıldı. Recai Uyar, arkadaşı Kolaylı’yı hızla hastaneye götürdü.Uyar ailesinin daha sonra bulduğu görgü tanığı, Kolaylı’nın hastaneye getirildiği sırada kendinde olduğunu söyledi. Görgü tanığına göre, Kolaylı konuşabiliyordu da. Hatta, koluna girip kendisini hastaneye getiren arkadaşı Uyar’a, arabada kalan ceketinin cebindeki cüzdanı almasını istedi.
OLAYDAN 101 GÜN SONRA TUTUKLANDI
Ancak bir süre sonra Kolaylı komaya girdi. Ve hastaneye yatırıldıktan 37 gün sonra da yaşamını yitirdi. Recai Uyar ise, olay akşamı Bursa Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro tarafından gözaltına alındı. Ancak, o akşam serbest bırakıldı. Olayın üzerinden 101 gün geçtikten sonra da Recai Uyar gözaltına alındı ve çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Uyar, Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yaptığı yargılama sonrası müebbet hapis cezası yanı sıra 5 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.
LEHİNDEKİ DELİLLER GİZLENDİ
Ancak, Uyar’ın ailesi çocuklarının suçsuz olduğu görüşünde ısrarlı. Aile, Uyar’ın adil yargılanmadığını, lehindeki delillerin ya gizlendiğini, ya görmezden gelindiğini belirtiyor. Uyar ailesinin avukatı Gül Esen Mirkelam, uzun uğraşlar sonrası olay anında hastanede bulunan bir görgü tanığın buldu. Görgü tanığı, Kolaylı’nın hastaneye getirildiği an kendinde olduğunu vurguladı.
BABA UYAR: ADİL OLUN DOSYAYA BAKIN
Av. Mirkelam, yargılanmanın yenilenmesi için mahkemeye başvurdu. Ancak iki kez yapılan başvuruda da olumsuz yanıt aldı. Aile bu kez kararı veren mahkeme heyeti ve ret kararı veren yargıçlar için Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu 2. Dairesi’ne başvuruda bulundu. Recai Uyar’ın babası Ömer Uyar adına yapılan başvuruda, ağır bir hukuk skandalı ile karşı karşıya oldukları vurgulandı. Baba Uyar, 77 yaşında olduğunu, oğlunun cezaevine girmesi nedeni ile ailesine ve çocuklarına kendisinin baktığını söyledi. Oğlunun masum olduğunu vurgulayan Baba Uyar, “Oğlumun suçu varsa ortaya çıkaracak bir yargılama istedik. Oğlum ‘suçum varsa assınlar’ diyor. Allaha yalvarıyoruz. Size yalvarıyoruz. Adil olunuz ve dosyaya bakınız” dedi.
AV. MİRKELAM: MÜVEKKİLİM HEN AN ÖLEBİLİR
Uyar ailesinin avukatı Gül Esen Mirkelam, müvekkilinin ölmeden yeniden yargılanmak istediğini belirterek “ Dört kalp damarı tıkalı. Her an ölebilir; Recai Uyar. Ölmeden yeniden yargılanmak istiyor. Üç tanık var Hastaneye getirildiğinde ve hastanede kendinde olduğuna dair. Bu tanıkların o gün Hastanede oldukları resmi kayıtlarla sabit. En önemli husus, mahkemenin kabul ettiği gibi, komadaki bir adamı hastaneye getiren ve onunla Kocaeli’nden Bursa ya yolculuk eden kişiyi dünyanın hiçbir yerinde polis 24 saat içinde serbest bırakmaz. Polis kamera kayıtlarını izledikten sonra Uyar ı serbest bırakmış. Hastane kamera kayıt görüntüleri Kolaylı’nın 37 gün sonra ölümüyle yok edilmiş” dedi.
Uyar ailesinin iddiasına göre bu hususlar dava sürecinde göz ardı edildi:
*Necmi Kolaylı'ya ait 20 bin lirayı aldığı iddia edilen Uyar’ın banka kayıtlarını alan polis bu bilgileri mahkeme ile paylaşmadı.
*İlk gittikleri hastanede kamera kaydı olmasına rağmen ‘kayıt yok’ şeklinde mahkemeye bilgilendirildi.
*Mahkeme kalemi, müebbet hapis cezasını, cezaevine ‘ağırlaştırılmış müebbet’ olarak bildirildi. Uyar 3 aya yakın hücreye atılma korkusu ile yaşadı. Mahkeme kalem görevlileri ve polis hakkında bunca resmi delile rağmen yapılan suç duyurusu için hiçbir soruşturma yapılmadan takipsizlik kararı verildi.
*Olay günü Kolaylı’nın üzerinden ikinci bir hat daha çıktı. Kolaylı, bir boyacı adına çıkarılan bu hattan evli bir kadın ile görüşüyordu; bu durum hiç soruşturulmadı. Polis bu hattı gizledi.
*Kolaylı, vurulduğu yere, olaydan bir hafta önce aracı görmeye birlikte olduğu evli kadın ve eşi ile gitmişti; bu durum hiç soruşturulmadı.
*Kolaylı’nın ölümünden sonra, birlikte olduğu kadının mal varlığında ciddi bir artış oldu; eşi de Kolaylı’nın vurulduğu gün, çok uzun yıllar çalıştığı işten ayrıldı.
*Olayın yaşandığı 31 Ekim gecesi, Kolaylı’nın birlikte olduğu kadının eşi İzmit Çarşı Polis Merkezi’ne giderek, Kolaylı ile ilgili bir kayıt olup olmadığını sordu. Deneyimli cinayet uzmanlarının ‘şüpheli’gördüğü bu durum soruşturma konusu yapılmadı.
*Bilirkişiye, savunma delili olan CD’ler yerine başka CD'ler verilerek 'sahte' rapor elde edildi.
*Olay gecesi, polis, Uyar’ın kullandığı otomobilin bagajını tutanak hazırlamadan açtı; bagajdaki çantayı aldı, daha sonra yerine koydu. Kolaylı’nın bulunamayan parasının o çantada olduğu iddia ediliyor.
*Suç delili silaha ulaşılamadı. Recai Uyar’ın el svapları temiz çıktı; araçta da barut izi tespit edilemedi.
dgokce@hurriyet.com.tr