Güncelleme Tarihi:
Alman Cumhurbaşkanı Rau, İstanbul'u gezdi. Mısır Çarşısı'na giden Rau'ya esnaf yoğun ilgi gösterdi, hediyeler verdi.
Almanya'da yayımlanan Türk gazetelerinin sahipleriyle kahvaltıda biraraya gelen Rau, Temel fıkraları anlatarak sürpriz yaptı.
ALMAN Cumhurbaşkanı Johannes Rau ve eşi Christina Rau, dün sabah Çırağan Sarayı'nda Almanya'da yayınlanan Türk gazetelerinin sahipleri ve üst düzey yöneticileriyle kahvaltıda buluştu.
Konuk Cumhurbaşkanı, önceki gün İstanbul'da yaptığı basın toplantısında bir Alman gazetecinin, Almanya'da yayımlanan Türk gazetelerinin aşırı milliyetçi ve tahrik edici yayın yapmasını gündeme getirip getirmeyeceği konusundaki sorusuna, ‘‘Tabii ki bunu sık sık duyuyorum. Ancak takdir edersinizi ki Türk gazetelerini okuma şansım yok. Ama konuyu gündeme getirmeyi düşünüyorum’’ dedi.
Rau, Türk basın sahip ve yöneticilerinden Almanya'daki Türk gazete ve televizyonlarının durumunu dinlemek istediğini belirtti. Almanya'da yayımlanan Hürriyet, Milliyet ve Fanatik gazetelerinin sahibi Aydın Doğan, ‘‘Bizim politikamız, Almanya'da yaşayan Türklerin Alman toplumu ile uyum içinde yaşamalarını desteklemektir. Bu amaçla Alman yetkililerle çeşitli defalar biraraya geldik. Ayrıca Alman gazetecileri ile ortak toplantılar yaptık. Zaman zaman yayınlarımıza eleştiriler oluyor. Bunların bir bölümü haklı olabilir. Ancak orada yaşayan Türklerin bizden sorunlarının dile getirilmesini istediklerini de unutmamalıyız’’ dedi.
Kahvaltıya Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan, Doğan Holding Meyda Grubu Başkan Yardımcısı ve Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, İhlas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Enver Ören, İhlas Holding Genel Sekreteri Kamil Tekin, Sabah Gazetesi Murahhas Üye ve Yayın Grubu Başkanı Zafer Mutlu katıldı. Basın mensuplarının başlangıçta sadece görüntü almalarına izin verilen kahvaltılı toplantıya Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Rudolf Schmidt, İstanbul Başkonsolosu Christiane Geissler Kuss ve Alman Parlamentosu Yeşiller Milletvekili Cem Özdemir de katıldı.
Yemekte fıkra yarışı
Almanya Cumhurbaşkanı Rau, meğer büyük bir fıkra hastasıymış. Bu özelliği, dün sabah Çırağan Sarayı'nda verdiği kahvaltıda ortaya çıktı.
Alman Cumhurbaşkanı Rau çok neşeliydi. Rau, kahvaltı sırasında bizdeki laz fıkralarının Almanya'daki karşılığının Köln fıkraları olduğunu söyleyerek bir örnek verdi.
Bizdeki Temel ve Dursun'un Köln versiyonunun Tünnes ve Schael olduğunu söyledi.
Rau'nun anlattığı üç fıkraya, kahvaltıya katılan Zafer Mutlu ve Kamil Tekin de birer Temel fıkrasıyla cevap verince, ilginç bir fıkra atışması yaşandı.
Alman Temel fıkraları
Tünnes ve ıstakoz
Tünnes ile Schael Köln'de balık restoranına gitmiş. Garsona, ‘‘Bize ıstakoz getir’’ demişler. Garson istakozun yanında içinde ılık su ve limon bulunan birer de tas getirmiş. Tünnes ile Schael birbirine bakarak, ‘‘Bu ne işe yarar?’’ diye sormuşlar. Ancak bir türlü karar veremeyince, Tünnes, ‘‘Ben en iyisi bunu garsona sorayım’’ demiş.
Garson da, ‘‘Canım ne yapacaksınız, elbette ıstakozu yedikten sonra elini sokup yıkayacaksın’’ deyince Schael arkadaşına dönüp şunu söylemiş:
‘‘Bak, işte böyle aptal soru sorarsan böyle aptal bir cevap alırsın.’’
Uyutan hatipe cevap
Amerika'da çok uzun konuşan bir politikacı varmış. Öyle uzun ve sıkıcı konuşurmuş ki, o konuşmaya başlayınca salondakiler hemen uyumaya başlarmış.
Bir gün yine bir salona girip kürsünün üstüne çıkmış ve öndekilere seslenmiş: ‘‘Beni işitibiliyor musunuz?’’
Öndekiler ‘‘Evet işitiyoruz’’ demişler. Sonra orta taraftakilere sormuş. Onlar da ‘‘İşitiyoruz’’ cevabını vermişler.
Sıra en arka sıradakilere gelmiş. Onlara da biraz daha yüksek sesle seslenmiş: ‘‘Hey arka sıradaki, beni işitebiliyor musun?’’
Arka sıradaki cevabını vermiş:
‘‘Evet ama yerimi sizi duymayan birine vermeye hazırım.’’
Bizim Temel fıkraları
Yabancı dil sorunu
Turist kafilesi Karadeniz'e gelmiş. Turistik bir yere gidecekler ama yolu bir türlü bulamıyorlar. Kafile başkanı kahvede oturmakta olan Temel'e gelmiş ve İngilizce yolu sormuş. Tabii Temel anlamamış. Bunun üzerine Fransızca denemiş. Temel'de yine ses yok. Almanca, İtalyanca, İspanyolca ve Rusça da denemiş ama Temel yine anlamayınca bırakıp gitmiş. Bunu gören Dursun, Temel'e, ‘‘Yahu bak insan yabancı dil bilmeyince derdini anlatamıyor’’ demiş.
Tabii Temel bu lafın altında kalmayıp hemen cevabını patlatmış: ‘‘Ne yani o adam da altı dil bildiği halde derdini anlatamadı.’’
Dünyanın en ince üç kitabı
Dünyada yazılmış en ince üç kitap nedir? Birincisi ‘‘İngiliz Mutfağı.’’ İkincisi ‘‘Alman mizahı.’’ Üçüncüsü ‘‘Türk demokrasi tarihi.’’
Kuvvet macunu, lokum cevizli sucuk aldı
Alman Cumhurbaşkanı Rau ve eşi, gazete patronlarıyla kahvaltı sonrasında tarihi Mısır Çarşısı'na giderek alışveriş yaptı. Çarşıda, coşkuyla karşılanan Rau'ya Almanca konuşan çok sayıda esnaf, yakın ilgi gösterdi, hediyeler verdi. Gezdiği dükkanlardan lokum, kuvvet macunu, şamfıstığı, cevizli sucuk gibi yiyecekler alan Rau, ödemelerini de başkonsolosluk yetkililerinin zarf içinde getirdikleri Türk lirasıyla yaptı.
Bir kuyumcu konuk cumhurbaşkanına ve eşinin ceketlerinin yakalarına birer nazar boncuğu, bir başka kuyumcu da Johannes Rau'ya altın lira taktı. Birçok standta kuru üzüm, fıstık gibi yemişleri ve lokumları tadan Rau, çarşı esnafının dernek yetkililerinden bilgi aldı.
Rau, daha sonra Fener Rum Patriği Bartholomeos'u ziyaret etti. Konuk cumhurbaşkanı, patrikhanenin kapasında Sıvas Metropoliti Demetrios ve Almanya Metropoliti Augustinos tarafınan karşılandı.