Güncelleme Tarihi:
Rasmussen, yaptığı yazılı açıklamada, Kuzey Atlantik Konseyi'nin "Suriye'deki son durumu ve özellikle 21 Ağustos günü Şam yakınlarında kimyasal silah kullanımını" değerlendirdiğini belirtti.
NATO üyesi ülkelerin Suriye'de devam etmekte olan Birleşmiş Milletler soruşturmasına tam destek verdiğini ifade eden Rasmussen, "Müttefikler Suriye rejiminin Birleşmiş Milletler denetçilerinin saldırı bölgelerine anında ve güvenli bir şekilde girişini sağlayamamasını kınadı" dedi.
Şam'ın elinde kimyasal silahlar olduğunu da vurgulayan Rasmussen, "Birçok farklı kaynaktan gelen bilgiler bu saldırılarda kimyasal silah kullanımında Suriye rejiminin sorumlu olduğuna işaret ediyor" ifadelerini kullandı.
Kimyasal silah kullanımının uluslararası normların ve teamüllerin ihlali olduğunu, bu tür silahların kullanımının kabul edilemez olduğunu ve karşılık verilmeden kalmasının mümkün olmadığını, sorumluların hesap vermesi gerektiğini dile getiren Rasmussen, "Kimyasal silah kullanımını uluslararası barış ve güvenliğe bir tehdit olarak görüyoruz. Müzakerelere ve Suriye'deki durumu yakından incelemeye devam edeceğiz. NATO, Türkiye'ye destek olmaya ve İttifak'ımızın güneydoğu sınırını korumaya devam etmektedir" dedi.
DÖRT VE BEŞİNCİ MADDELER
Rasmussen'in bu ifadeleri akıllara NATO Şartı'nın 4 ve 5'inci maddelerini getirdi.
NATO Şartı’nın 4’üncü maddesine göre bir üye devletin toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlığı ve güvenliğinin tehdit altında olması durumunda tüm üye devletlerin birlikte istişarelerde bulunmasını öngörüyor.
Örneğin Ankara, Şubat 2003'te Irak’ın kuzeyinden gelen tehdit nedeniyle NATO ile istişarelerde bulunmuş, 5'inci madde uygulanmasa da NATO Türkiye’nin güvenliğine destek niteliğinde bazı adımlar atmıştı. Türkiye ayrıca, Nisan ayında Kilis’teki bir kampa Suriye tarafından açılan ateş sonucu iki vatandaşı yaralandığında da bu maddeyi gündemine almış ancak işletmemişti.
5'inci maddeye göre ise bir üye devlete yönelik bir saldırı tüm üyelere yapılmış kabul ediliyor. 5'inci madde bugüne kadar yalnızca 11 Eylül saldırılarında yürürlüğe sokuldu.