Güncelleme Tarihi:
Rasim Özdenören ile ilgili son dakika haberi gündemde yer alıyor. Türk edebiyatının usta yazarlarından Rasim Özdenören hayatını kaybetti. Rasim Özdenören enfeksiyon nedeniyle bir aydır Ankara'da müşahede altında tutuluyordu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 'Ankara Tıp Fakültesi Hastanesinde tedavi görmekte olan yazar, öykücü ve düşünür Rasim Özdenören aramızdan ayrıldı. Ağabeyimizi kaybettik. Üstadımızı kaybettik. O, Yedi Güzel Adam'ın bu hayattaki sonuncusuydu.' dedi. Gençlik yıllarından itibaren edebiyatla yakından ilgili olan bir arkadaş grubuna sahip olan Rasim Özdenören, bu grup içinde edebi kişiliğini şekillendirmiştir.
RASİM ÖZDENÖREN HAYATINI KAYBETTİ
Türk edebiyatının usta yazarlarından Rasim Özdenören 82 yaşında hayatını kaybetti.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: "Ankara Tıp Fakültesi Hastanesinde tedavi görmekte olan yazar, öykücü ve düşünür Rasim Özdenören aramızdan ayrıldı. Ağabeyimizi kaybettik. Üstadımızı kaybettik. O, Yedi Güzel Adam'ın bu hayattaki sonuncusuydu. Hepimizin başı sağ olsun. Kendisine Allah'tan rahmet diliyoruz'' dedi.
1940’ta Maraş’ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini Maraş, Malatya, Tunceli gibi Güney ve Doğu şehirlerinde tamamladı. İ.Ü. Hukuk Fakültesini ve İ.Ü. Gazetecilik Enstitüsü’nü bitirdi.
Devlet Planlama Teşkilatı’nda uzman olarak çalıştı. Bir ara araştırma amacıyla ABD’nin çeşitli eyaletlerinde, 1970-1971’de iki yıl kadar kaldı. 1975 yılında Kültür Bakanlığı Bakanlık Müşavirliği görevine geldi. Aynı bakanlıkta bir yıl da müfettişlik yaptı. 1978’de istifa ederek ayrıldığı devlet memurluğuna bir süre sonra tekrar döndü.
Rasim Özdenören’in, Türk edebiyatında adını duyurmaya başladığı yıllarda; köy romancılığının etkisi azalmaya, varoluşçu yazarların etkisiyse artmaya başlamıştı. Dönemin eserlerinde rastlanan ağırlıklı Batılı anlayışın aksine Özdenören, öykülerini çocukluğundan itibaren Anadolu’nun köy ve kasabalarında edindiği izlenimlerden yararlanarak ayrıntılı betimlemelerle ve insanın evrensel yanlarını öne çıkararak yazmıştır.
İlk gençlik yıllarından itibaren edebiyata ilgili bir arkadaş grubuna dahil olan Özdenören, bu grubun içinde sonraki yıllarda şekillenecek edebî kişiliği için önemli bir zemin bulmuştur. Özdenören’in okumaları ve edebî ilgileri büyük oranda bu arkadaş grubunda şekillenmeye başlamış; sonraki yıllarda tanıştığı Sezai Karakoç’un etkisiyle de bir bütünlük kazanmıştır.
Özdenören’in Amerika’da iki yıla yakın bir süre kalarak çağdaş dünyanın önemli merkezlerinden birini tanıması, eserlerine olumlu şekilde yansımıştır. Öykülerinde yerli olmak nedir, bu nasıl gerçekleştirilir, sorularına cevap aramış; hikâyelerinin kahramanlarını, gerçek hayattan almaya çalışmıştır.
İslami kimliğiyle tanınan bir öykücü olmasına rağmen eserlerinde, inandığı şeyleri okuyucusuna dayatmamaya özen göstermiş; vermek istediği mesajı öyküyü zara vermeden, akışı ve yapıyı bozmadan anlatmaya çalışmıştır. Anlatımında dili ustalıkla kullanmış; yer yer şiirsel ifadelere de yer vermiştir.
Çok Sesli Bir Ölüm ve Çözülme adlı hikâyeleri, televizyon filmlerine uyarlanmış; bunlardan ilki, Uluslararası Prag Televizyon Filmleri Yarışması'nda jüri özel ödülünü almıştır.