Güncelleme Tarihi:
HZ. MUHAMMED döneminin çalışma hayatı ve meslekleriyle ilgili Türkiye’de yapılan en yetkin çalışmaların başında Azeri akademisyen Elnure Azizova’nın doktora tezi olduğunu vurgulamış ve bu çalışmanın “Hadilik” bölümünü geçtiğimiz günlerde aktarmıştık. Bugün ise Azizova’nın, “Hz. Peygamber dönemi çalışma hayatı ve meslekleri” adını taşıyan tezinin “Oyunculuk” bölümünü sizlerle paylaşmak istiyoruz: “Bayram, düğün vs. amaçlarla tertip edilen kutlama törenlerine ses ve müzik aletleriyle iştirak eden müzisyenler dışında, icra ettikleri görsel sanatlarıyla izleyicileri eğlendiren dansçı veya oyuncular da Hz. Peygamber dönemi eğlence hayatının önemli simalarıydı...
Dirkele ve Taklis
Bayram günü Hz. Ayşe’nin Hz. Peygamber’le birlikte Mescid-i Nebevi’de izlediği Habeşlilerin harbe ve kalkanla sergiledikleri oyun, gençlerin icra ettiği bir raks ve oyun çeşidi olup “dirkele” olarak adlandırılmaktaydı. Ramazan bayramında Hz. Peygamber’in önünde sergilendiği rivayet edilen taklis adlı oyun, muklis denilen oyuncularca def ve müziğin ritmine uygun olarak vücutlarını hareket ettirerek ve kılıç kullanılarak yapılan raks çeşididir... Özellikle devlet başkanları ve emirlerin önünde sergilenmek üzere taklisin komşu kültürlerde de bilindiği, hatta muklislerin devlet erkanını karşılama protokolünde yer aldığı, Hz. Ömer’in Suriye’ye gelirken Ezri‘ât bölgesinde kılıç gösterisi yapan muklisler eşliğindeki karşılanma törenini tasvir eden rivayetten anlaşılmaktadır.
Oyunlarıyla meşhurlar
Çeşitli raks ve oyunlar sergileyen bu kişilerin genel olarak oyuncu anlamına gelen la‘âb diye isimlendirildiği kaynaklardaki bir kısım rivayetlerden anlaşılmaktadır. Hz. Ayşe Mescid-i Nebevî’de oyun gösteren la‘âbları izlediğini rivayet etmekte, Ümmü Seleme’nin kızı Zeyneb, Resûlullâh döneminde la‘ablar tarafından mescitte gösteri yapıldığına dair anılarını aktarmaktadır. Konuyla ilgili verilerden anlaşıldığı gibi, dönemin oyuncu ve dansçıları genellikle Afrika menşeli siyahiler olup Hz. Peygamber döneminde kendilerine has raks ve oyunlarıyla meşhurdular.
Hz. Muhammed korudu
628 yılında Habeşistanlı muhacirlerin Medine’ye dönüşü sırasında bir grup Habeşli, Mescid-i Nebevî’de Resûlullâh’ın huzurunda oyunlarını sergilemişler. Hz. Ayşe bayram günü Resûlullâh’ın omuzları üzerinden Habeşlilerin harbe ve kalkan aracılığıyla gösterdikleri oyunu izlemiş, Hz. Peygamber dans gösterisi yapan Habeşli gençlerin yanından geçerken “Ey Erfedeoğulları gayret edin” diyerek, cesaretlendirmiştir. Yine bir bayram günü Habeşli oyuncuların, harbeleriyle mescitte oyun sergiledikleri ve Hz. Peygamber’in, oyuncuları mescitten çıkarmaya çalışan Hz. Ömer’i ‘Erfedeoğullarını engelleme’ sözleriyle bundan vazgeçirmeye çalıştığı rivayet edilir...
Camilerdeki gösteriler
İslam’ın ilk dönemlerinden beri camiler, özellikle bayram günlerinde çeşitli gösteriler düzenlenerek toplumsal sevincin paylaşıldığı mekânlar olarak da bilinmekteydi. Özellikle bayram gösterilerinin yapıldığı başlıca mekan olarak Mescid-i Nebevi’den bahsedilmekte, taklis, dirkelenin burada izlenildiği rivayet edilmektedir...”
Surelere isim veren ayetler
HÜMEZE SURESİ: Mushaftaki sıralamada 104’üncü, iniş sırasına göre 32’nci olan sure, ismini ilk ayette geçen ve “Arkadan çekiştirme” anlamına gelen “Hümeze” sözcüğünden almıştır. Surede insanların küçümsenmesi, kusur aranması gibi davranışlara yönelik eleştiriler yöneltilmektedir:
“Servet toplamış ve onu sayıp durmuş olan, arkadan çekiştiren, ayıp kusur arayan herkesin vay haline! O, malının kendisini sonsuzca yaşatacağını zanneder. Hayır! Andolsun ki o, Hutame’ye atılacaktır. Nedir o Hutame bilir misin? Allah’ın tutuşturulmuş ateşi! Uzatılmış direklere bağlı olarak içine hapsedildikleri, yükselip yürekleri saran ateş!”
Ramazan Sözlüğü
HALLAK: Allah’ın sıfatlarından biri olup, halik kelimesinin mübalâğa ifade eden şeklidir. Devamlı yaratan, mükemmel bir şekilde yaratan demektir. Kuran’da iki ayette geçmiştir: “Gerçekten senin Rabbin hallaktır, alimdir.” (Hicr, 15/86; bk. Yasin, 36/81)(Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Kavramlar Sözlüğü)
Soralım öğrenelim
Nihat HATİPOĞLU
1- Diğer din mensuplarıyla ilişkimiz nasıl olmalıdır? SELAMİ AYMAZOĞLU / ANTALYA
İslam kelimesi, barış ve esenlik anlamına gelir. İslam hoşgörü ve toleransı esas alır. Diğer dinlerle olan irtibatı da bu ilke çerçevesindedir. Kuran-ı Kerim, “İyi -güzel- söz söyleyin” (Bakara, 83) buyurur. Hatta onları ortak paydalarda bir araya gelmeye çağırır. Ama bu, İslamı makul ve dengeli bir tarzda tebliğ etmemize engel oluşturmaz.
2- Gayrimüslimlerin arkasından konuşmak gıybet sayılır mı? GÖNÜL YAĞCI / VAN
İslam bütün insanları saygın ve muhterem sayar. Bu hususta kişilerin dinine, diline, ırkına bakmaz. Hiçbir insanın ırz, namus, mal edinme hakkı, konuşma hakkı gibi beynelmilel hukukuna tecavüzü kabul etmez. Gıybet de böyledir. Bir gayrimüslimin gıybetini yapmamız caiz olmaz.
3- Regl halinde olan kadınla kocası cinsel ilişkiye girerlerse haram işlemiş olurlar mı? FURKAN
KARADAĞ / İSVEÇ
Bakara Suresi’nin 222’nci ayeti âdet halindeki kadınla kocasının cinsel ilişkisini haram sayar. Temizleninceye kadar bu yasak sürer. Böyle bir ilişkiye giren kişi tevbe eder ve en az 5 gram değerinde meblağı sadaka olarak verir. Erkek bu konuda hanımını zorlamışsa sadece erkek bu parayı verir.