Rakı şişesindeki özel balık

Güncelleme Tarihi:

Rakı şişesindeki özel balık
Oluşturulma Tarihi: Aralık 02, 2001 00:00

Uzun bir müddettir, sağ kroşe çıkartıp, hasmının sol tarafına vurmak moda... Memleketteki her kötülüğün babası 'sol', anası 'kamu'... Sanırsınız ki, 'kamu' ezeli kocası 'özel'i sürekli aldatıp, kötülüklere hep 'sol'dan hamile kalıyor.Serdar Turgut da 27 Kasım tarihli yazısında, kamu şişelerine takmış, her zamanki enfes mizahını konuşturmuş. Memleketin her kötüye gidişinin sinyali olarak rakı şişelerinin açılmak bilmez kapağını alan Turgut, açılmayan kapak oranında son günlerdeki artışa bakarak bu hükümet gitsin diyor.Yazının mizahi yanı bir yana, Serdar Turgut'un hükümet eleştirisinde haklı yanlar da var kuşkusuz. Ancak işin tüm faturasını her zamanki gibi sola çıkartmak yerine, hesabı Alman usulü masadaki tüm sorumlulara paylaştırmak daha adil olur.Geçtiğimiz haftasonu bir arkadaşımıza hediye çeki almak için Akmerkez, Beymen'deydik. Malum indirim günlerinden dolayı mağazanın içi ana baba günüydü. Kasaların önündeyse upuzun iki kuyruk... Sıra tam bize gelmişti ki, tezgahtarın teki iki kuyruğun arasından dalıp, sırtındaki ürünleri kasiyerin önüne yığıverdi. Ardındaki müşteri kılıklı, alışveriş merkezi kibarı 'beyefendi' sağına soluna kasten bakmaksızın, elindeki ürün teslim fişlerini kasiyerin eline tutuşturuverdi.Bizimle ilgilenmeyi bırakıp, merkez kibarıyla ilgilenmeye başlayan kasiyere ''neden sıra dışından birinin işini yapıyorsunuz'', diye çıkıştık. Önce cevap vermeye bile tenezzül etmeyen kasiyer, merkez kibarının yüzsüz celallenmesinden cesaret alıp, ''İşimizi yapıp fiş mi keseceğiz, yoksa sıradakileri mi takip edeceğiz'' demesin mi? En az yarısı daha önce sıranın önüne geçme teşebbüsünde bulunanlardan oluşan ve o ana kadar sırasının kapılmasına ses çıkartmayan kuyruk kuru kalabalığından biri de, ''Fişini bas'', diye cevap vermesin mi?Neyse hikayenin sonunu boş verin, önemli olan kısmı bu kadar. Verdiğim örnek Turgut'un ki gibi mizahi unsurlar taşımıyor maalesef. Ancak Türkiye için artık sıradan bir olay haline gelen ve dolayısıyla kanıksanan bu tartışma, içinde bulunduğumuz sosyo ekonomik durumun önemli bir kesitini yansıtan mini bir örnek.Olayın geçtiği mekan Beymen, Akmerkez. Özel sektörümüzün dış yüzünü temsil ediyor. Herşey pırıl pırıl, yerli yerinde. Dünyanın ünlü markaları ve dünya kalitesindeki Türk ürünleri, hepsi dünya standartlarında sergileniyor. Tezgahtar ve kasiyer özel sektörde çalışan ancak işvereni tarafından yeterince eğitilmediği için köylülükten kurtulamayan ülkemiz insan kaynağının aynası. Beymen'in büyük ve küçük patronlar, üst düzey yöneticiler ve tüccarlardan oluşan müşteri profilinden gelme kuyruktaki vatandaş da Türkiye'nin kaymak tabakasını simgeliyor. Sıradakilerin hakkını gasp eden merkez kibarıyla, sıra kapma girişimleri başarısızlıkla sonuçlanan kuyruktaki diğer kibarlar aynı soydan geliyorlar; başkalarının hakkını yiye yiye zengin olmuşların soyundan. Sırası kapılarak kendisine yapılan ''enayi'' hakaretine sessiz kalanlar ise yabancısı olmadığımız, ''şu anda beni sokmayan yılan bin yaşasın'' zihniyetinin yansıması.Demokrasi kültürü gelişmemiş, insanları eğitimsiz, sosyal adaleti zayıf bizim gibi ülkelerde liberalizmin de aşırı sağa kayıp, acı faturalar çıkartması kaçınılmaz oluyor. Köylülük, özel sektör dahil içimize işlemiş, biz kalkıp kalkınma köyden mi, şehirden mi başlamalı tartışmasını yapıyoruz. Sanki ikisinin birbirinden farkı varmış gibi... Şişenin dibi çıkmış, kapağı açılmasa ne yazar?yurtsan@hurriyet.com.trAyılana ekran bayılana kağıtCepte renkli ekran devriDünyanın ilk renkli televizyonu, ahh pardon renkli ekranlı cep telefonu olan Ericsson T68 Türkiye pazarında. GPRS ve Mavidiş (Bluetooth) gibi gelişkin cep telefonu teknolojilerine de sahip olan T68, GSM 900, 1800 ve 1900 şebekeleriyle uyumlu olması sayesinde dünyanın heryerinde kullanılabiliyor. Ufak bir ek modülle çekeceğiniz renkli fotoğrafları Multimedya Mesajlaşma Servisi (MMS) aracılığıyla yakınlarınıza göndermenize olanak veren T68'in ekranında arkaplana istediğiniz renkli resmi de koyabiliyorsunuz. GPRS teknolojisiyle İnternet'ten renkli grafik ve fotoğraf yükleyebilir, oyunları renkli oynayabilirsiniz.http://www.ericsson.com.trBasket ve çemberin dışındakilerSuperonline ve İxir gibi bir zamanların umut veren Türkçe içerik cennetleri krizden önce yapay kriz ithal edip, içerik bütçelerini kısıverince birçok insan işsiz kalmıştı. İşsiz kalanlar arasında geçen haftaki yazımda değindiğim burunları kaldırılmış bir kesim de vardı, beceri ve deneyimlerini kendi başlarına İnternet'e taşıyacak kadar usta olanları da. Batuğ Ş. Evcimen ikinci kategoriden. Superonline içeriğin ipini çekip, telif bütçelerini iptal edinceye kadar nethaber.com'da NBA ile ilgili makaleler yazan Batuğ Ş. Evcimen, oturmuş www.batug.com'u kurmuş. Batug.com NBA ağırlıklı, futbol geyiklerine kapalı bir spor sitesi. Site konusunda öylesine başarılı oldu ve ünlendi ki, Türkçe içeriğin kıymetini bilenler yakında Batuğ'un peşine düşürlerse şaşmayın.http://www.batug.comIBM, TransNote modeliyle kağıt ve bilgisayarı birleştirdi.Kağıtsız yapamam abi diyenlerdenseniz IBM'in devrim yaratan modeli ThinkPad TransNote tam size göre. Dünyanın ilk portfolyo defter bilgisayarı olarak Şubat sonunda tanıtılan bu ilginç model, bir süre önce IBM Türk tarafından Türk kullanıcıların beğenesine sunuldu.Kağıda yazılı bilgileri çok kolay bir şekilde bilgisayarın belleğine aktaran ThinkPad TransNote hafif bir dizüstü bilgisayar, ThinkScribe isimli dijital not defteri, dijital kalem ve Ink Manager Pro yazılımından oluşuyor.Sistemin kullanımı çok basit. Dijital kalemi kullanarak, dizüstü bilgisayarın hemen yanında bulunan kağıt bloknota istediğinizi yazıp, çiziyorsunuz. Kağıda yazıp çizdiklerinizi daha sonra tek bir tuşa basıp, bilgisayarın ekranına taşıyorsunuz. Bilgisayar bloknottaki her bir kağıda yazdığınız yazıyı, sayfa numarasına göre sırayla saklayabilme yeteneğine de sahip.http://www.pc.ibm.com/thinkpad/transnotehttp://www.ibm.com/software/speech/dev/transnote_sdk.html
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!