Güncelleme Tarihi:
İlk solo albümünüzde, Rahmaninov’un eserlerini geleneksel Anadolu enstrümanlarıyla birlikte icra ediyorsunuz. Anatolian Project’i gerçekleştirme fikri nasıl doğdu?
Rahmaninov’un müziği ile konservatuvardaki ikinci yılımda, 11 yaşındayken tanıştım. İlk dinlediğim eseri ise 2. Piyano Konçertosu’ydu, o kadar etkilenmiştim ki diğer eserlerini araştırmaya, incelemeye başladım. Piyano eserlerinin yanında lied’leri, oda müziği eserleri, senfonileri vardı ve bunlardan özellikle lied, prelüd gibi kısa süreli eserlerindeki doğu müziği tınıları dikkatimi çekiyordu. Böylece bu projenin oluşum süreci o yıllarda başlamış diyebilirim. Türkiye’deki ve Avusturya’daki piyano eğitimimin yanı sıra dansın hayatımda hem eğitim hem performans olarak hep var olması, yine Avusturya Mozarteum’da almış olduğum film müziği eğitimim, devamında Kalan Müzik’te dizi ve film müziği bestecisi olarak çalışmalarım da süreci hızlandıran etkenlerdir. Çünkü Rahmaninov’un besteleri ile tüm bu alanlarda iç içe olduğumu söyleyebilirim.
Rahmaninov’u seçmiş olmanız bilinçli bir tercih sanırım.
Kesinlikle öyle! Aranjmanlarda şan-vokal partisini entsrümanlara dağıttım. Hiçbir nota ekleme-çıkarma yapmadım. Tüm duygular öyle doğal şekilde yansıtılmış ki, bozmamaya çok dikkat ettim. Ki bu özen sadece nota eklememek ile sınırlı kalmayıp, enstrüman dağılımı, eser seçimi gibi kararlara da yansıdı. Ve sonuçta bu düşünceler, birbirinden değerli sanatçılar duduk sanatçısı Ertan Tekin ve gitarist Cenk Erdoğan’ın usta yorumları ile yaşam buldu.
Yarın akşam İstanbullu müzikseverlerle ilk buluşmanız. Neler hissediyorsunuz?
İstanbullu dinleyicilerle buluşacağımız konserimizi heyecanla bekliyoruz. Eserlerin Anadolu enstrümanları ile icralarının yanı sıra orijinal hallerini de seslendireceğiz. Dolayısıyla konserde bariton Erkut Cantürk ve çellist Kerem Aykal da bizlerle olacak.