Radyolu etiket devrimi Türkiye’ye haram
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Eylül 29, 2006 00:00
Radyolu etiket teknolojisi olarak da bilinen RFID (Radyo Frekansıyla Kimliklendirme) teknolojisi, hayatın bir çok alanında kolaylık sağlıyor. Radyo teknolojileri yardımıyla özel olarak tasarlanmış etiketlerin uzaktan okunabilmesini ve içeriğinin değiştirilebilmesini sağlayan bu teknoloji, stok zincirinin denetlenmesinden sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesine kadar bir çok alanda kullanım potansiyeline sahip.
Tabii teknolojinin her alanında olduğu gibi, bu alanda da yeniliklerin arkası kesilmiyor. En son içinde bulunduğumuz yılın başlarında, ikinci nesil RFID teknolojileri kullanıma sunuldu. Yeni nesil RFID teknolojileri, temel olarak daha esnek frekans bantları ve daha yüksek enerjiye sahip radyo dalgalarının kullanımıyla, eş zamanlı olarak okunabilen etiket sayısının, okuma yüzdesinin, okuma menzilinin ve güvenliğin artırılmasını hedefliyor. Ancak ilk nesil RFID uygulamaları göz önüne alınarak düzenlenen ve 6 Mart 2004 yılında 25394 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren yönetmelikte yer alan koşullar, ikinci nesil RFID uygulamalarının ihtiyaçlarını karşılamıyor.
Bu konuda RFID teknolojilerindeki gelişimin çok önemli bir potansiyel olduğuna inanan Meteksan Bilişim Grubu’nun Genel Müdür Yardımcısı Taner Bengi’den görüş aldık.
Bengi, kullanımda büyük avantaj sağlayan yeni nesil RFID sistemlerinin UHF bandında genellikle 900 MHz bandına gereksinim duyduğunu, ancak mevcut regülasyonların izin verdiği en yüksek frekansın 867 Mhz olduğunu belirtiyor. Yeni nesil RFID kullanımının önündeki bir diğer engel de kullanılabilecek maksimum güçle ilgili. Frekans arttıkça sinyalde kayıpların daha kolay gerçekleşebildiğini aktaran Bengi, bu nedenle tarayıcıların daha yüksek güce ihtiyaç duyduğunu söylüyor. Ancak Türkiye’de izin verilen en yüksek güç de yine 500 miliwatt ile sınırlanmış durumda. Ayrıca düzenleme, OGS gibi aktif RFID sistemlerinde 2.4 GHz frekans bandının kullanılmasına da izin vermiyor.
Türkiye’nin bu alanda çağa uygunluğunun sağlanmasında daha hızlı davranılması gerektiğinin altını çizen Bengi, bu alanda Avrupa Topluluğu’nun daha esnek davrandığına dikkat çekiyor. Bengi, RFID standartlarının yeni nesil teknolojilere uyarlanmasında, hiç olmazsa Avrupa Topluluğu’nun yaptığı düzenlemelerin örnek alınabileceğini söylüyor.
RFID nedir?
RFID teknolojisi, üzerinde bilgi veya kimlik numarası bulunan etiketlerin uzaktan aktif hale geçirilmesi prensibiyle çalışıyor. Bu sistemde etiket üzerinde radyo dalgalarını enerjiye dönüştüren bir anten sistemi ve kimlik bilgisini depolayan bir yonga bulunuyor. Uzaktan çalıştırılan RFID alıcısı, ortama belli frekanslarda ve belli bir güç düzeyinde radyo dalgaları yayıyor. Havada yol alan bu dalgaları kullanan etiket, yongayı aktif hale geçirerek içindeki bilgiyi alıcıya gönderiyor. Böylece alıcı, menzili içinde hangi etiketlerin mevcut olduğunu ve bu etiketlerde hangi bilgilerin depolandığını görebiliyor.
RFID etiketleri, sunduğu avantajlarla ulaşımdan taşımacılığa, perakendeden sağlık sektörüne kadar bir çok farklı alanda kullanılabiliyorlar. Örneğin elinizdeki RFID alıcısıyla bir deponun ortasında durup, tek bir tuşa basarak depodaki tüm ürünlerin stok durumunu anında görmeniz mümkün. Veya ağzına kadar doldurduğunuz alışveriş sepetindeki ürünleri kasada okutmak için, sadece sepetle birlikte kasanın önünden geçmeniz yeterli olacak. Aynı şekilde bir sağlık kuruluşundan içeri girdiğiniz anda, o güne dek geçirdiğiniz hastalıklar, uygulanan tedaviler ve kullanmakta olduğunuz ilaçlar hastane sisteminde anında görüntülenebilecek.
Bu konuda RFID teknolojilerindeki gelişimin çok önemli bir potansiyel olduğuna inanan Meteksan Bilişim Grubu’nun Genel Müdür Yardımcısı Taner Bengi’den görüş aldık.
Bengi, kullanımda büyük avantaj sağlayan yeni nesil RFID sistemlerinin UHF bandında genellikle 900 MHz bandına gereksinim duyduğunu, ancak mevcut regülasyonların izin verdiği en yüksek frekansın 867 Mhz olduğunu belirtiyor. Yeni nesil RFID kullanımının önündeki bir diğer engel de kullanılabilecek maksimum güçle ilgili. Frekans arttıkça sinyalde kayıpların daha kolay gerçekleşebildiğini aktaran Bengi, bu nedenle tarayıcıların daha yüksek güce ihtiyaç duyduğunu söylüyor. Ancak Türkiye’de izin verilen en yüksek güç de yine 500 miliwatt ile sınırlanmış durumda. Ayrıca düzenleme, OGS gibi aktif RFID sistemlerinde 2.4 GHz frekans bandının kullanılmasına da izin vermiyor.
Türkiye’nin bu alanda çağa uygunluğunun sağlanmasında daha hızlı davranılması gerektiğinin altını çizen Bengi, bu alanda Avrupa Topluluğu’nun daha esnek davrandığına dikkat çekiyor. Bengi, RFID standartlarının yeni nesil teknolojilere uyarlanmasında, hiç olmazsa Avrupa Topluluğu’nun yaptığı düzenlemelerin örnek alınabileceğini söylüyor.
RFID nedir?
RFID teknolojisi, üzerinde bilgi veya kimlik numarası bulunan etiketlerin uzaktan aktif hale geçirilmesi prensibiyle çalışıyor. Bu sistemde etiket üzerinde radyo dalgalarını enerjiye dönüştüren bir anten sistemi ve kimlik bilgisini depolayan bir yonga bulunuyor. Uzaktan çalıştırılan RFID alıcısı, ortama belli frekanslarda ve belli bir güç düzeyinde radyo dalgaları yayıyor. Havada yol alan bu dalgaları kullanan etiket, yongayı aktif hale geçirerek içindeki bilgiyi alıcıya gönderiyor. Böylece alıcı, menzili içinde hangi etiketlerin mevcut olduğunu ve bu etiketlerde hangi bilgilerin depolandığını görebiliyor.
RFID etiketleri, sunduğu avantajlarla ulaşımdan taşımacılığa, perakendeden sağlık sektörüne kadar bir çok farklı alanda kullanılabiliyorlar. Örneğin elinizdeki RFID alıcısıyla bir deponun ortasında durup, tek bir tuşa basarak depodaki tüm ürünlerin stok durumunu anında görmeniz mümkün. Veya ağzına kadar doldurduğunuz alışveriş sepetindeki ürünleri kasada okutmak için, sadece sepetle birlikte kasanın önünden geçmeniz yeterli olacak. Aynı şekilde bir sağlık kuruluşundan içeri girdiğiniz anda, o güne dek geçirdiğiniz hastalıklar, uygulanan tedaviler ve kullanmakta olduğunuz ilaçlar hastane sisteminde anında görüntülenebilecek.