A.A
Oluşturulma Tarihi: Mart 24, 2011 10:32
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu laboratuvarında radyasyon aldığından şüphelenenlere kuruma yapılan başvuru ile test yapılabiliyor.
Yüksek radyasyon riski olan bir bölgeden geliyor, yüksek radyasyon yayan bir meslekle uğraşıyor, radyasyon bulaşmış bir gıda ürünü yediğinizi düşünüyor ya da yüksek radyasyona maruz kalmış bir kişiden bulaş olduğuna inanıyor ve sağlığınızdan endişe mi ediyorsunuz? Bunun için yüksek radyasyon maruziyeti şüphesine karşı yaptırabileceğiniz test ile bunu öğrenmek mümkün.
Japonya'da deprem ve tsunaminin ardından meydana gelen nükleer sızıntı, insanlarda radyasyon konusunda endişe yarattı. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Sarayköy Nükleer Araştırma Eğitim Merkezi'ndeki “Vücut Radyoaktivitesi Sayım Laboratuvarı”nda, radyasyon aldığından şüphelenen, bulaş olduğu endişesi taşıyanlara, kuruma yapılan başvuru ile test yapılabiliyor.
Vücuttaki radyasyon aktivitesi ölçümü, cep telefonu, tv, bilgisayar ekranları, 3G ya da baz istasyonları gibi yerlerden gelen radyasyonu değil, iyonlaştırıcı radyasyonu kapsıyor. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Sarayköy Nükleer Araştırma Eğitim Merkezi'nde Radyasyon Koruma Uzmanı olarak görev yapan Erinç Reyhanioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yasal olarak yıl içinde alınabilecek belli bir doz limiti olduğunu, bunun meslek gruplarına göre de farklılık gösterebildiğini söyledi.
Radyasyon riskinden şüphelenen bir vatandaşın, vücudunda radyasyon bulunup bulunmadığına ya da herhangi bir bulaş olup olmadığına ilişkin şüphesi halinde, kurumlarında yapılan testlerle bunun belirlenebildiğini vurgulayan Reyhanioğlu, “Ülkemizde, sadece Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'na bağlı Sarayköy Nükleer Araştırma Merkezi ve İstanbul'da Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi bulunuyor ve bu testler sadece buralarda yapılıyor” dedi.
Reyhanioğlu, kurumlarında laboratuvarların tüm vatandaşların hizmetine açık olduğunu belirtti.
Başvuruda bulunan herkesin test ölçümlerinin herhangi bir ücret karşılığında yapılmadığını vurgulayan Reyhanioğlu, başvuruların, telefonla randevu alarak, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun web sayfasından veya doğrudan kuruma gelerek yapılabileceğini kaydetti.
Ölçümler 3G'yi kapsamıyor
Burada yapılan radyasyon ölçüm testlerinin cep telefonu, 3G ya da baz istasyonunu kapsayan konuların dışında olduğuna dikkati çeken Reyhanioğlu, şöyle devam etti:
“Türkiye atom enerjisi Kurumu'nun kanunen sorumlu olduğu radyasyon tipi, iyonlaştırıcı radyasyon olarak tanımlanmaktadır. Cep telefonu, TV, bilgisayar ekranları, 3G ya da baz istasyonları gibi yerlerden gelen radyasyon, iyonlaştırıcı radyasyon olarak tanımlanmıyor. Bunun dışında kalan nükleer radyoaktif maddelerin oluşturduğu radyasyon tipleri, kurumun alınına giren radyasyon tipleridir. Sadece, bununla ilgili ölçümler yapılıyor.”
Reyhanioğlu, insanların radyasyona iki yolla maruz kalabileceğini belirterek, bunlardan birinin radyoaktif maddenin vücuda dışardan temas etmesi olarak tanımlanan “Dışardan ışınlanma” olduğunu, bir diğerinin ise radyoaktif maddelerin solunum yolu ya da yiyecekler yoluyla vücut içine girmesi şeklinde olduğunu anlattı.
Dışardan alınan radyasyonun, röntgen çekimleri, radyoaktif bir maddenin bulunduğu bölgede olmanın, radyoaktif maddeye yakın bir yerde bulunulması ile alınabildiğini aktaran Reyhanioğlu, diğerinin ise nükleer tıp ünitelerinde hastalıkların teşhisinde kullanılan radyoaktif izotopların damar yoluyla vücut içine verilmesi ya da bir radyoaktif bulunan yiyeceğin tüketilmesi şeklinde olabileceğini dile getirdi.
Uygulama nasıl yapılıyor
İlk aşamada, başvuruda bulunan kişinin giysilerinde radyoaktif bir bulaşma olup olmadığının belirlenebilmesi için dedektör ile üstten tarama yapıldığını ifade eden Reyhanioğlu, sürecin diğer aşamalarını şöyle anlattı:
“Yüksek bir radyoaktif bulaşma tespit edilmesi halinde, cihaz sinyal veriyor. Bu kişilerin duş alması, giysilerinin yıkanması gerekiyor. İkinci aşamada ise kişi, özel bir dedektörün içine giriyor. Burada yaklaşık bir dakika kadar ayakta duruyor. Bu süre içinde cihaz, vücut sayımını gerçekleştiriyor. Burada da vücut içerisine solunum ya da sindirim yolu ile girmiş olan radyoaktif materyal tespit ediliyor ve miktarı saptanıyor. Değerlerin yüksek çıkması durumunda idrar, sonrasında da kan örnekleri alınarak bir başka laboratuvarda inceleniyor ve elde edilen sonuca göre kişi, tedavi olması için hastaneye yönlendiriliyor.”