Güncelleme Tarihi:
Kalamış’taki bir restoranda 20 Aralık gecesi bir çatışma yaşandı. Restoranın üst katındaki büyük bir masadaki yaklaşık 10 kişilik grup kısa bir tartışmanın ardından birbirine girdi. Saniyeler içinde taraflar birbirine onlarca mermi yağdırmış, vurulan yedi kişiden ikisi hayatını kaybetmişti. Ölen iki kişiden biri Susurluk hükümlüsü, eski özel harekât polisi Ziya Bandırmalıoğlu, diğeri de onun arkadaşı yine eski polis Şahin Arslan’dı. Diğer tarafta ise ‘Çakıroğulları’ olarak bilinen Fuat Çakır ve kardeşi Ayhan Çakır vardı. İkisi de yaralandı. Kamera kayıtlarından Bandırmalıoğlu’nu Fuat Çakır’ın vurduğu belirlendi. Çakır da çatışmada yaralanmıştı.
TEDAVİDEN SONRA İFADE
Bir süre tedavi gördü, ardından da ifade verdi. İfadesinde o geceyi ayrıntılarıyla anlattı. Polise göre o gece orada bir ‘Racon Masası’ kurulmuştu. Gündemde ise değeri milyon dolarlarla ifade edilen bir yat ve bir inşaat şirketiyle ilgili alacak verecek meseleleri vardı. Bandırmalıoğlu ve Şahin Arslan bu meseleyi görüşmek için Çakıroğulları’yla buluştu. Bandırmalıoğlu, yatı geri isteyen tarafın; Çakıroğlu kardeşler ise yatı geri vermek istemeyen tarafın temsilcisiydi. Sonrasında yaşananları Fuat Çakır ifadesinde şöyle anlattı:
ALACAK VERECEK İÇİN
“Bandırmalıoğlu’nu şahsen tanımam, basından duymuştum. Onu restorana ben çağırmadım. Zaten onu uyuşturucu baronlarının tetikçisi diye bildiğimden masama da davet etmem. Davet etmediğim halde restorana kendisi geldi. Yanında Şahin Arslan ve Erkan Altunbaş’ın akrabası vardı. Selamlaştık, el sıkıştık. Masada yer açtık, oturdular. Ziya benim sağımda, Şahin Arslan da Ziya’nın karşısında, kardeşim Ayhan’ın yanına oturdu. Ziya ile diyalog kurdum. Ziya benim arkadaşım Caner’in arkadaşıydı. Masaya doğru daha önce görev yaptığı yerlerden ve yattığı cezaevlerinden bahsetti. Gayri meşru alemdeki arkadaşlarından bahsetti.
YATI VERİN, ÇÖZÜLSÜN
Bu şahısların isimlerini neden bahsettiğini başta anlayamadım, anlamlandıramadım. Ama muhabbet devam ederken bunu ara ara tekrar etmesi beni irite etmeye başladı. Erkal Altunbaş’ın eskiden sahip olduğu yat ile bir sıkıntısı olduğundan bahsetti. Yatın benim himayemde olduğunu ima ederek ‘Sıkıntıyı çözelim, yatın sahibi biziz’ diyerek yatı bizden istedi. Ona yatla bir alakamız olmadığını, Altunbaş’ın ise çok eski bir dostumuz olduğunu söyledim. Ancak Ziya ısrarla yatı bizden istedi. Anlatırken de yukarıda bahsettiğim isimleri tanıdığından söz ederek tehdit boyutuna vardı.
SİLAH ELİMDE PATLADI
Ziya’ya neden bu isimleri masada zikredip bizi tehdit etmeye çalıştığını sordum. ‘Ziya Bandırmalıoğlu senin kendi ismin yok mu?’ diye sordum. ‘Önceden vatan millet Sakarya diyerek baronları öldürüyordun, şimdi de baronların adını ağzından düşürmüyorsun, geldiğinden beri 3-4 defadır bunu yapıyorsun’ dedim. Neden baronların ismini masada anıyorsun deyince Ziya ayağa kalktı. Benimle hiç tartışmaya girmeden silahını ateşledi. Silahı görünce eline yapıştım. Net olarak şunu hatırlıyorum, silahı elimde tutarken silah elimin içinde 2-3 kez patladı ve silahı elinden aldım. Elinden aldıktan sonra silahı ben kullanmaya başladım.
Karşıya baktığımda Şahin Arslan çift silah ile ateş ediyordu, o ayaktaydı, herkes yerlerdeydi. Ziya’ya ateş ettim, neresine ateş ettiğimi hatırlamıyorum. Ziya yere düştü, Şahin Arslan’a döndüm. Dediğim gibi Şahin’in iki elinde iki silah vardı, iki silahı da kullanıyordu. Şahin’e de ateş ettim. Onu da vurduğumu fark ettim. Ziya’ya kaç kez ateş ettiğimi hatırlamıyorum, mesafemiz yakındı. Şahin ile aramızda masa vardı. Şahin’e ateş ettikten sonra yere düştü. Şahin Arslan’ın benim kardeşlerimi vuran şahıs olduğunu düşünüyorum. Çünkü iki silahla herkese ateş eden ve etrafımdaki herkesi düşüren şahıs odur. Muhtemelen beni vuran da odur.
KAYITLARDAN GÖRDÜM
Kardeşim Ayhan’ın da benim Ziya ile boğuşmam esnasında silahla kime ateş ettiğini görmedim. Kamera kayıtlarından gördüğüm kadarıyla Ayhan önce benim olduğum tarafa Ziya’ya ateş ediyor, daha sonra da Şahin’e ateş ediyor. Olaydan sonra ayakta sadece ben kaldım. Yaralanan arkadaşlarımı yerden kaldırarak hastaneye götürülmelerine yardımcı oldum. Elimde silahla restoranın alt ve üst katlarında dolandım. Ziya ile birlikte gelen bize karşı silah kullanabilecek başka şahıs ya da şahıslar var mı diye kontrol ettim. Kardeşlerimle birlikte hastaneye kendi imkânlarımızla gittik.”
'PARA KOPARMAK İÇİN PLAN YAPMIŞ'
Anladığım kadarıyla Ziya, Erkal Altunbaş ile yatın devri konusunda anlaşmış, bunun karşılığında kendisine para vaat edilmiş. Beni de inşaat şirketinin sahiplerinin tanıdığı olarak görerek yat meselesini benim ile bir şekilde orta yol bulacağını düşünmüş. Bulamazsa bana da silah kullanarak daha sonra Erkal’dan ‘Başımıza iş geldi’ diyerek para koparma planı yapmış diye düşünüyorum.