Güncelleme Tarihi:
TEK DAMLASI BOŞA GİTMİYOR
“Bin yıldır olduğu gibi bugün de hiçbir şehidimizin, gazimizin tek damla kanı boşa gitmiyor. Merhum Arif Nihat Asya’nın o şiirini okuyup da hâlâ ısrarla ‘Şehitler tepesi boş kalacak’ diyen kişi, bu ülkeyi düşmana teslim etme, milletimizin boynuna esaret zincirini geçirme peşinde demektir. Tek dertleri buradan bir siyasi çıkar elde edebilmek, emperyalistlere şirin gözüküp kendilerine yol verilmesini sağlayabilmektir. Bay Kemal’in yeri ne vatan ne de millettir. Onun yeri Esed’in yanıdır. Bir de onu tavsiye ediyor ya, buyur sen git. Hezeyanlarına cevap vermek gerçekten ağırıma gidiyor.
MİLLETTEN YETKİYİ AL...
Yolu Çanakkale’ye düşerse, İdlib doğumlu yüzlerce şehidin ismini görünce, hiç sanmıyoruz ama belki utanır da yüzü kızarır. Vatanın ne demek ve sınırların neresi olduğunu bilmeyen, anlamayan, görmeyen hissetmeyen bir adam, hiç kusura bakmayın cehaletten öte bir ihanetin içine düşmüş demektir. Türkiye’nin bu tarihi mücadelesini sürekli fitneyle, yalanla, iftirayla lekelemeye çalışan her kim olursa olsun açık ve net söylüyorum, haysiyetsizdir, onursuzdur, şerefsizdir, alçaktır, haindir. Yüreğin yetiyorsa çıkarsın meydana, ‘Ben ülkeyi yönetmeye talibim dersin’ milletten de yetkiyi alabilirsen söylediklerini yaparsın, olay bu kadar basit.
SAVAŞMAK İSTEMİYORUZ
(İdlib’de) Rejiminkiyle mukayese edilemeyecek kadar az da olsa elbette bizim kayıplarımız var. Uçaklarımızla, SİHA’larımızla, topçularımız, tankçılarımız komandolarımız ve zırhlı birliklerimizle yürüttüğümüz destansı mücadele ile rejimi her gün biraz daha eritiyoruz. Kahraman ordumuz Suriye’de gösterdiği başarıyla tüm dünyayı kendisine hayran bırakmıştır. Savaşmayı bilmeyen değil, savaşmak istemeyen bir ülke olduğumuzu son operasyonlarımızla bir kez daha ispatladığımıza inanıyorum.
40 MİLYAR DAHA HARCAR
(Avrupa Birliği’ne) Mülteci akınında hemen 300-350 milyon Euro yardım, bunun yanında bot, silah, asker göndermeye hazırız diyorlar, peki Türkiye’ye böyle bir destek verdiniz mi? Bunların tek yüzü yok, maalesef birçok yüzü var, dürüst davranın. Verecekseniz verirsiniz, vermeyecekseniz vermezsiniz; ama bizi aldatmaya kalkmayın. 40 milyar doları bu işte harcayan Türkiye evvelallah bir 40 daha harcar, bu milletin bereketli olan kesesi var.
GÖÇMEN AKINI SÜRECEK
Suriye’nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğü temelinde yeni anayasa hazırlanana, özgür seçimler yapılana ve bu şekilde göreve gelecek yeni yönetimi oluşana kadar bu göçmen akını devam edecek. Şayet sorunu çözmek istiyorlarsa Türkiye’nin gerçekleştirmeye çalıştığı siyasi ve insani çözüme destek vermeleri gerekir.”
KILIÇDAROĞLU'NA: ÇOK MERAK EDİYORSAN ARARDIN
“‘O gece neredeydiniz?’ diye soruyor. Sabaha kadar görevimin başındaydım. Ertesi gün erken saatlerden itibaren de hiç ara vermeden Cumhuriyet tarihinin liderler düzeyindeki en yoğun telefon diplomasisini yürüterek görevime devam ettim. Benden telefon bekliyormuş, eğer çok merak ediyorsan nasıl ki Sayın Bahçeli’yle telefon diplomasimizi yürüttük, nasıl ki Meral Hanım’la bunu görüştük, nasıl ki Sayın Karamollaoğlu’yla bunları görüştük sen de arardın, sana da gereken bilgiyi verirdik. Cumhurbaşkanlığı makamının arayıp bilgi vermesi protokol anlayışına da sığmaz. Böyle bir süreç içerisinde biz bir taraftan içerde haritalar üzerinde çalışmalar yapıyoruz, bir taraftan da nerede ne gibi adımlar atacağız, onun üzerinde çalışıyoruz. Ondan sonra bir de kalkıp seni mi arayacağım? Sen ara. Niye aramıyorsun?”
HÜRRİYET'İN MANŞETİ GÜNDEMİNDEYDİ
O ÇOCUK BELKİ MİÇOTAKİS'İN BABASIDIR
Erdoğan’ın grup konuşmasında gösterilen videoya Hürriyet’in dünkü “Miço unuttu arşiv unutmadı” başlıklı manşet haberi de yansıtıldı. Erdoğan, “Mültecilere sınırlarını kapatan, onları döverek, bindikleri botları batırarak, hatta vurarak geri göndermeye çalışan her Avrupa ülkesi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni çiğnemektedir. En insanlık dışı görüntüleri de Yunanistan sergiliyor. (Nazi saldırılarından kaçan Yunanlıların Suriyelilerin yardımlarına ilişkin fotoğrafı göstererek) Fotoğrafta, yemek ve kıyafet dağıtılan Yunanlı erkek ve kız çocuklardan birisi de belki Miçotakis’in büyük babası veya büyük annesidir. Mültecileri ülkesine sokmamak için denizde boğmaktan kurşunla öldürmeye kadar her türlü yolu deneyen Yunanlı, bir gün bu merhamete kendilerinin de ihtiyacı olabileceğini unutmamalıdır.”
TRUMP'A MÜHİMMAT TALEBİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Meclis’te gazetecilerin, “Ziyaret öncesi Rusya’dan Türkiye’ye yeni bir teklif var mı” sorusu üzerine, “Şu anda teklif filan olmaz. Zaten ziyaretten sonra da bir basın toplantısı Sayın Putin ile yapacağız. Benimle beraber gelen gazeteci arkadaşlarımız da var. Onlarla da paylaşacağız. Hiçbir şey gizli kapaklı kalmaz” dedi. Erdoğan ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’nin “Türkiye’ye mühimmat vermek istiyoruz” sözlerine ilişkin de, “Ben, Sayın Trump’a bu tür taleplerimizi ilettim” diye konuştu.
ŞEHİTLER TEPESİ DEDİM...
Erdoğan ‘şehitler tepesi’ ifadesine ilişkin de şunları söyledi: “Ebediyete uğurladığımız askerlerimizin, polisimizin, jandarmamızın, korucularımızın şüheda makamına yükseldikleri konusunda kuşkusu olan önce inancını, imanını bir sorgulasın. Şehitler tepesi boş kalmayacak sözünü anlamak için imanın yanında bağrından çıktığınız toplumun kültürünü bilmeniz gerekir. Merhum Arif Nihat Asya’nın o şiirini okuyup da hâlâ ısrarla ‘Şehitler tepesi boş kalacak’ diyen kişi bu ülkeyi düşmana teslim etme peşinde demektir. Ben, inanarak, atalarımızdan ilham alarak şehitler tepesi boş kalmayacak dedim, diyorum, diyeceğim.”