Oluşturulma Tarihi: Mayıs 27, 2002 00:00
Rusya Devlet BaÅŸkanı Vladimir Putin, Rusya ve NATO arasındaki iliÅŸkilerin niteliÄŸini yükseltecek ve yarın Roma'da imzalanacak Rusya-NATO belgesinin çok önemli olduÄŸunu belirtti. Putin, bugün Hükümet üyeleriyle yaptığı toplantıda, 'çok önemli olan bu belgeyle birlikte, Rusya-NATO iliÅŸkileri niteliksel olarak bir üst aÅŸamaya çıkacak' dedi. ABD BaÅŸkanı George Bush'un Rusya temaslarının çok baÅŸarılı geçtiÄŸini ve Bush'un temasları sırasında Rusya'nın bu ülkeyle iÅŸbirliÄŸini artıracak mutabakatlara ÅŸimdi de Rusya-NATO belgesiyle devam edileceÄŸini belirten Putin, 'böylece Rusya'nın da uluslararası güvenliÄŸe ek bir katkısı olacak' dedi. Bu belge, 'Roma Deklarasyonu' olarak adlandırılacak. Bu deklarasyon ile kurulacak 'Rusya-NATO Konseyi'nde (RNC), bu belgenin hazırlanması için son aylarda taraflar arasında yapılan müzakerelerde belirlenerek listesi yapılan belirli uluslararası konularda ortak karar alınacak ve uygulanacak. Rus kaynaklarda göre bu listeye, ''uluslararası terörizm ve 21'inci yüzyıla özgü diÄŸer yeni uluslararası tehditlerle mücadele, kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesi, kriz yönetimi ve ortakbarışı koruma operasyonları'' da dahil.     'Ä°LK ADIM'     Kremlin Sarayı'nın adı açıklanmayan bir yetkilisi Ä°tar-Tass'a yaptığı açıklamada, ''Roma Deklarasyonu'nun imzalanması, Rusya ve Ä°ttifak arasındai iliÅŸkilerin düzeyinin artırılması yolunda sadece birilk adım olacak'' dedi, ''yeni kurulacak iÅŸbirliÄŸi mekanizmasının etkinliÄŸinin ve iÅŸlevselliÄŸinin, dönemin siyasetçilere, diplomatlara ve askerlere baÄŸlı olacağını'' kaydetti.     İLÄ°ÅžKÄ°LERÄ°N KISA GEÇMİŞİ    SSCB'nin dağılmasının ardından NATO'nun, DoÄŸu Bloku'nun eski ülkelerini ittifaka üye olarak almaya veya bu ülkelerle Barış İçin Ortaklık (BÄ°O) planı kurmaya baÅŸlaması Rusya'yı baÅŸlangıçta rahatsız etti. NATO'nun geniÅŸlemesine, yarın taraflar arasında yeni bir anlaÅŸma imzalanacak olmasına karşın hala karşı olan Rusya, BÄ°O sürecine de diÄŸer ülkelerle eÅŸit koÅŸullarda girmek istemedi. Rusya, kendisinin dev bir nükleer güç olduÄŸunu, uluslararası iliÅŸkilerde belirleyici bir konumunun bulunduÄŸunu, bu nedenle NATO ileortaklığının eÅŸit koÅŸullarda olması gerektiÄŸini, kendi güvenliÄŸini ilgilendiren konularda NATO kararlarını veto edebilmesi gerektiÄŸini belirtiyordu. Rusya bir yandan da, VarÅŸova Paktı'nın dağılmış olmasından ötürü, NATO'nun, siyasi kanadının ağırlığının artması, siyasi bir örgüte dönüşmesi gerektiÄŸini savunuyordu.   BeÅŸ yıl önce imzalanan iÅŸbirliÄŸi anlaÅŸması ile NATO Rusya'ya veto hakkını vermedi, ancak bir danışma mekanizması kuruldu. Rusya'yı tatmin etmeyen bu danışma mekanizması, Kosova'daki geliÅŸmeler üzerine Batı'nın Yugoslavya'da bombardımana baÅŸlaması sonucu etkisiz kaldı. Rusya, ''NATO'nun bu tip operasyonlarıyla ilgilikararlarda bizim de belirleyici rol oynamamız gerektiÄŸini savunuyorduk. Bu görüşümüz kabul edilmedi ve Kosova'daki durum da haklılığımızı ortaya çıkardı'' diyerek, NATO'nun, kendisine danışma gereÄŸi bile duymadığı gerekçesi ile mekanizmadan çekildi. Rusya Devlet BaÅŸkanı Vladimir Putin, iktidara gelmesinin ardından Batı ile yeniden yakınlaÅŸmaya baÅŸladı ve (19+1) denilen bu danışma mekanizması yeniden canlandırıldı. 11 Eylül'deki saldırının ardından da Ä°ngiltere baÅŸbakanı Tony Blair'in önerisiyle Rusya'nın yıllar önce istediÄŸi ''NATO ile eÅŸit koÅŸullarda iÅŸbirliÄŸi'' tezine doÄŸru NATO taviz verdi ve belirli konularda da olsa Rusya'ya NATO kararlarında söz sahibi olma hakkı veren, (19+1)'in terkedilerek 20'li formata geçilmesini öngören Roma Deklarasyonu hazırlandı. Â
button