Güncelleme Tarihi:
Türkiye'de boşanma hızı bakımından ilk sırada yer alan İzmir'de son yıllarda birçok psikolog tabelasını değiştirip ‘evlilik terapisti’ oldu. Yılda yaklaşık 100 bin kişinin psikolojik yardım aldığı ve 10 milyon doları aşkın büyüklüğe sahip sektörde ‘evlilik terapisti’ ve ‘yaşam koçluğu’ gibi konularda uzmanlaşmış kişiler, uzman olmayanın da bu işe girerek haksız rekabet yarattığını düşünüyor.
Boşanma hızı ve yoğunluğu yönünden liderliği hiçbir kente kaptırmayan İzmir'de ‘evlilik terapisi’ne ilgi artınca birçok psikolog bu alanda hizmet vermek için kolları sıvadı. Sadece 2010 yılının ilk 6 ayında 2 bin 926 çiftin boşandığı kentte birlikteliği veya evliliği tehlikeye girmiş insanlar sorunları ‘terapi’ ile çözmeye çalışıyor. Psikoloji eğitiminin ardından yüksek lisans ve doktora aşamasında ‘ilişki terapisi’ üzerine yoğunlaşan Psikolog Tunç Tataker, kendilerine ‘mutsuz evlilikler ülkesi’ dediği Türkiye'nin her yerinde ihtiyaç olduğuna dikkat çekerek, İzmir'de ise bilinç düzeyinin yüksek olmasından kaynaklı çiftlerin yardım almakta daha ilgili olduklarını söyledi.
Kontrol mekanizması yok
İlişki terapisinin büyük bir sorumluluk gerektirdiğini ve bazen bir ilişkinin bitmesine bile sebep olunabileceğini vurgulayan Tataker şöyle konuştu:
“Çok bilinçli olmayanlar istemese bile zarar verebiliyor. Psikolojik sorunlar suistimale çok açık. İnsanlar sizi kurtarıcı olarak görüyor. Maalesef bunu kötüye kullananlar da var. Bu alanda yeterli kontrol mekanizmasının olmaması bunun en büyük nedeni. Ancak psikiyatrist, psikolog ve psikolojik danışman arasındaki ayrım net değil. Psikoloji alanında 4 yıllık lisans eğitimini tamamlayanlar, daha sonra kendi ofisini açabiliyor. Ama ‘evlilik terapisi’ ve ‘yaşam koçluğu’ gibi alanlar özel uzmanlık istiyor.”
İzmir'de ilişki terapisi konusunda kendisiyle birlikte eğitim almış 3 kişinin bulunduğunu kaydeden Tunç Tataker, “İşini iyi yapanlar kalıcı olabiliyor. Ama bunun dışında bu alana ilgiyi görüp aile, evlilik terapisi yapmak isteyen çoğu işyeri de kısa bir süre sonra kapanabiliyor” dedi.
Sadece İzmir yıllık 10 milyon dolar
İzmir'de yılda yaklaşık 100 bin kişinin psikolojik yardım aldığını belirten Tataker, “Belirli bir standardı olmasa da seans ücretleri ortalama 100- 150 lira arasında değişiyor. Buradan yola çıkarsak, kentte bu alanda yapılan harcamalar 10 milyon doları aşıyor” dedi. İlişki terapilerinde ilk başvuruların yüzde 60'ının kadınlar tarafından yapıldığını dile getiren Tataker, erkeklerin bu konuda daha zor ikna olduğuna dikkat çekti.
Bilinçsiz terapilerden sonra kendilerine gelen kişilerin sorunlarının çözümünün çok daha zor hale geldiğinin altını çizen Tataker şunları söyledi:
“Bize gelen insanlar arasında daha önce gittikleri danışmanların ‘Senin içine cin girmiş’ türü sözler söylediğini aktarıyor. Biz bu durumda ilgili şikayet mercilerine başvurmalarını öneriyoruz. Ama diğer taraftan öncelikle falcılar ve büyücüler gibi istismarcıların kapatılması gerekiyor. Çünkü bize başvuran her 10 kişiden 2'si daha önce hocaya gitmiş oluyor. Bilimin ve aklın olmadığı fal ve büyük gibi olgular bir ilişkiyi asla düzeltemez.”
Kopma noktasında başvuruyorlar
Evlilik terapistine başvuruların yüzde 80'inin ilişkinin kopma noktasına geldiği aşamada yapıldığını belirten Tunç Tataker, “Henüz sorun çıkmadan evlilik öncesi ve başlangıcında gelenler ise yüzde 20 civarında. Başvuranlar sanıldığı gibi gelir düzeyi çok yüksek insanlar değil. Öğretmen ve mühendis gibi meslek gruplarından başvuruları yoğun alıyoruz. Sosyo ekonomik açıdan en alt ve en üst düzeyden daha az başvuru yapılıyor” dedi. Tataker, en büyük sorunların ise aileyle ilgili sorunların ise, kültürel farklar, kişilik yapılarının uyuşmaması ve cinsel uyumsuzluk olduğunu kaydetti.
İzmir'de evliliklerinin yürümemesi ile ilgili olarak da değerlendirme yapan Tunç Tataker şu bilgileri verdi:
“Çünkü İzmir'de kadın güçlü. Erkekler kendini çok fazla geliştirmezken, sosy ekonomik açıdan güçlü kadın erkeğin altbenliğine uymuyor. Erkekler kendisinden daha iyi para kazanan, erkek olmasa da kendi ayakları üzerinde durabilecek bir kadın yerine, güçsüz ve kendilerine bağımlı kadınları seviyorlar. İzmirli kadının özgür ve güçlü olması bana göre boşanmaların en büyük nedeni. Ancak bilinmelidir ki ilişki bir mücadele alanı değil paylaşım alanıdır.”