Güncelleme Tarihi:
ERKEKTE ELZEM BİR GEN
Erkeklerde ölüme yol açan kanserler arasında akciğerden sonra ikinci sırada gelen prostat kanseri vakalarının tümü AR (androjen reseptörü) denilen bir genin (protein), kanser yapıcı gene dönüşmesi sonucu ortaya çıkıyor. AR aslında her sağlıklı erkekte bulunan hatta elzem bir gen. Kandaki erkeklik hormonunu testosteronu (diğer adıyla androjeni) algılıyor. Testosteron, prostat hücrelerinde AR’ye bağlanınca bu hücrelere gelişmesi ve büyümesi için emir veriyor. AR olmasaydı prostat dokusunun gelişimi mümkün olmazdı. Yani testosteron sinyal, o sinyali prostat hücrelerinde algılayansa AR oluyor. AR hiperaktif hale geldiğinde prostat hücreleri gereğinden fazla ve kontrolsüz bir biçimde çoğalıyor ve prostat kanseri gelişiyor. Kanser hücreleri bu sinyal olmadan yaşayamıyor ve çoğalamıyor. İşte söz konusu yeni akıllı ilaçlarıyla (IRC 117 539), sağlıklılara dokunmadan, kanser hücrelerinin yaşamına son verdiklerini belirten Doç. Dr. Şahin, şunları söyledi:
YENİ BİR TEDAVİ KONSEPTİ
“Geliştireceğimiz hedefli ilaç halen kullanılanlardan çok farklı. Daha önce kullandığımız ve 2 ayrı lösemi türünde deneyerek başarılı sonuçlar aldığımız yeni bir tedavi yöntemini şimdi prostat kanserine uyguluyoruz. Hedefli ilacımızla AR’ye bağlanıp onu tamamen yok ediyoruz. Bu çok yeni bir tedavi konsepti. AR aslında bir protein (gen). Hücrenin hayatı, döngüsü farklı proteinlere bağlı. Ancak tüm proteinlerin bir ömrü var, bir yerden sonra yıkıma uğruyorlar. Bu yeni ilaç hücrenin o yıkım mekanizmasına yönelmesini de sağlıyor. Bir diğer deyişle ilaç AR’ye bağlandığında onu yok ediyor ve ona bağımlı olan prostat kanseri hücreleri de ölüyor. Heyecan verici olan şey sadece prostat kanseri hücrelerinin ölmesi, sorunun odağının yok edilmesi ve bunu yaparken diğer sağlıklı hücrelere zarar vermemesi. İlacımızın iddiası hem kanserli hücreyi hedefli öldürmesi hem de ilaçlara direnç gösteren kanser türlerinde de ümit veren sonuçlar vaat etmesi. Halen klinikte kullanılan birinci ve ikinci nesil ilaçlara direnç geliştirmiş, yani güncel tedavilere cevap vermeyen prostat kanseri hücreleri üzerinde de etkili. Kendimize koyduğumuz hedef oldukça yüksek ve prostat kanseri tedavisinde bu konseptte geliştirilmiş ilk tedavi bu olacak.”
METASTATİK VAKALARDA DA
Doç. Dr. Şahin’in verdiği bilgiye göre, yeni akıllı ilaç, hormon tedavisine bağışıklık kazanmış prostat kanseri hücrelerini de öldürebiliyor. Doç. Dr. Şahin, “Bunun klinikte ciddi bir problem olarak algılanan, hormon tedavisine dirençli ileri prostat kanseri vakalarında hatta metastatik vakalarda da önemli fayda sağlayabileceğine inanıyoruz. Prostat kanseri hayvan modellerinde de klinik öncesi çalışmalarımızı tamamladık. Hayvanlarda tümörleri elimine ediyor” diye konuştu.
ULUSLARARASI DESTEK ALIYOR
DOÇ. Dr. Şahin tersine göçle 2013’de Türkiye’ye gelmeden önce Fransa’da, ileride Nobel ödülü alması beklenen College de France’taki Hugues de Thé ile çalıştı. Doç. Dr. Şahin, Paris’te doktora sonrası araştırmacı olarak lösemi ve lemfoma üzerine çalışırken biyoteknoloji ve farmasötik şirketi Ipsen, temasa geçerek çalışmalarını prostat kanseri tedavisinde kullanılabilme potansiyeli olan bir ilaç geliştirme yönüne de kanalize etmesi konusunda ikna etti. Türkiye’ye dönen Doç. Dr. Şahin, Ipsen ile çalışmaya devam etti. Çalışmanın çoğu Ipsen tarafından fonlandı. Bir kısmı da çalışmalarını yakından takip eden ve Doç. Dr. Şahin’in diğer çalışmalarını da fonlayan biyolojik bilimlerin önemli kuruluşlarından EMBO (Avrupa Moleküler Biyoloji Organizasyonu) tarafından desteklendi. Doç. Dr. Şahin önceki gün, Gilead ile Hayat Bulan Fikirler Programı’ndan, Fehmi Tabak ve Birgül Mete ile birlikte HIV araştırması için 59.3 bin lira destek almaya hak kazandı.