Güncelleme Tarihi:
Beş yaşında piyanoya başlayan ve Ahmet Adnan Saygun'un öğrencisi olarak yedi yaşında arp çalarak konservatuvara giren Ebru Kıran, ‘‘Türkiye'nin tek kadın aranjörü’’ olarak biliniyor. Gencecik yaşına rağmen yirmi iki yıldır müzikle uğraşan Ebru Kıran, Sezen Aksu ve Levent Yüksel ile Sinan Çetin'in ‘‘Propaganda’’ filminin müziklerini yaptı.
Ebru Kıran, piyanoyla başladığı ve arple sürdürdüğü müzik eğitimini, arpist olarak mezun olduğu Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda tamamlamış. Gel gör ki neredeyse bir daire fiyatına satılan ‘‘arp’’e hiçbir zaman sahip olamayacağını anlayınca, arpe olan aşkını unutmak için diğer enstrümanlara ve düzenleme yapmaya yönelmiş. Hemen hemen her türlü enstrümanı rahatlıkla çalabilen ve ‘‘müzik adamı’’ olmayı kafasına takan Ebru, düzenleme yapmaya Onno Tunç'un öğrencisi olarak başlamış. Zaten ‘‘Propaganda’’, Ebru'nun müziklerine katkıda bulunduğu ilk film değil. Henüz yirmi yaşındayken Onno Tunç'un asistanı olarak Ersin Pertan'ın ‘‘Tersine Dünya’’ filminin müziklerine katılmış, hatta o filmde kısa bir bestesi de çalınmış.
Ebru'yu ‘‘Propaganda’’ filminin müziğine götüren yol ise Yonca Evcimik'in albümüne düzenleme yaparken tanıştığı Sezen Aksu sayesinde olmuş. Birlikte bir TV dizisinin müziklerini yaptığı Sezen Aksu, Ebru'ya ‘‘Ben film müziği yapacağım, aranjörlüğünü de senin yapmanı istiyorum,’’ demiş. Ancak, Sinan Çetin'in filmin gösterime girmesine on beş gün kala Sezen Aksu'ya bu öneriyi götürmesi hem Aksu'yu, hem Ebru'yu biraz sıkıntıya sokmuş. Ebru bu süreci anlatırken, ‘‘Sezen'le beş gün stüdyoya kapandık. Benim kullanabileceğim malzemeleri ve melodileri saptadık. Kakara kikiri çok eğlenerek çalışırken stüdyoya ziyarete gidip gelen Levent'i (Yüksel) de yavaş yavaş işin içine soktuk,’’ diyor.
O sırada Sezen Aksu ‘‘Ruhuma Asla’’ şarkısına klip çekmek için Fransa ve İngiltere'ye gitmesi gerektiğini söyleyince Ebru birdenbire paniğe kapılmış, ama Sezen Aksu: ‘‘Siz Levent'le takılır, halledersiniz’’ diyerek onu biraz rahatlatmış. Tekrar stüdyoya kapanarak ‘‘bayağı öldürücü’’ diye nitelendirdiği bir tempoyla çalışmaya başlamış. Sinan Çetin'in yapılanları dinleyip, ‘‘çok güzel olmuş’’ dedikten iki gün sonra fikrini değiştirip tamamen başka bir şey istemesi Ebru'nun zaman zaman umutsuzluğa kapılmasına neden olmuş. Ebru, Sezen Aksu'nun kendisine ve Levent Yüksel'e emanet ettiği filmin müziklerini kotarırken Aksu'nun eski çalışmalarından da yararlanmış.
‘‘'Propaganda'nın girişinde Sezen'in ‘‘Işık Doğudan Yükselir’’ albümünün tema müziği var. Filmin bitiş jeneriğinde de müzik direktörü olarak bir tek Sezen'nin ismi geçiyor. Özellikle Sezen'nin eski şarkılarının altyapılarının kullanılmasıyla filme başka aranjörler de dahil olmuş oldu. Kapanış jeneriğinde bütün aranjörlerin isminin kullanılması yerine hiçbirinin kullanılmamasına karar verildi. Jenerikte ismimiz yazmadığı için müzikleri Sezen'le birlikte yaptığımızın ispatı, bizi stüdyoda çalışırken gösteren televizyon programları oldu.’’ Ebru bunları anlatırken hoşlandığı şeyleri de es geçmiyor: ‘‘Film müziği yapmak benim ufkumu çok genişletti. Başka film müzikleri yapmayı da çok istiyorum. Bu işe Sinan Çetin gibi zor bir insandan başladım ama bundan sonra çalışacağım yönetmenlerle daha kolay olacak herhalde,’’ diyor. İyi bir besteci ve aranjör olarak anılmak isteyen Ebru'ya göre, ‘‘Bizdeki yönetmenlerde ‘müzik filmin önüne geçmesin’ diye bir endişe var. Halbuki bir filmin müzikleriyle anılması çok gurur verici bir şey. Dinlerken anında filmi hatırlatan bir film müziğine imza atmak kadar muhteşem ne olabilir?’’