Güncelleme Tarihi:
Bakan Mumcu, geçen hafta sonu biraraya geldiği öğretim üyeleri dernekleri başkanlarından üniversiteye yönelik reformlarıyla ilgili tam destek aldı. TÜMÖD Genel Başkanı Prof.Dr. Tahir Hatipoğlu, Gazi Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği Başkanı Prof.Dr. Mustafa Altıntaş'ın yanı sıra ODTÜ Öğretim Üyeleri Derneği, Samsun Akademik Elemanlar Derneği, Trakya Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği, Akdeniz Öğretim Üyeleri Derneği temsilcilerinin de katıldığı toplantıda, YÖK'ün yeniden yapılandırılması ve üniversiteler arasında koordinasyonu sağlayacak bir işleve çekilmesi fikri üzerinde görüşbirliğine varıldı.
Öğretim üyelerinden gelen görüşleri değerlendireceklerini söyleyen Mumcu, YÖK'e ve üniversitelere ilişkin hazırlayacakları yasal düzenlemeyi en geç şubat ayında tamamlamayı planladıklarını kaydetti. YÖK Başkanı Prof.Dr. Kemal Gürüz ve bazı rektörlerin dekanları ve öğretim üyelerini yönderdiğini ve yöndermeye devam edeceğini iddia eden Mumcu, yasal düzenlemenin bu nedenle gecikmeyeceğini söyledi.
PROFESÖRLERDEN "KOLTUK OLURSUN" UYARISI
Toplantıya katılan ve YÖK'e yönelik yeni bir düzenlemenin gerçekleştirilmesi görüşünü benimseyen öğretim üyeleri, Bakan Mumcu'yu uyarmayı da ihmal etmedi. Daha önce yükseköğretime ilişkin iki düzenleme yapıldığını anımsatan öğretim üyeleri, sözkonusu düzenlemelerin hayata geçmesine karşın bakan düzeyinde koltuktan olmaların yaşandığını kaydetti. Öğretim üyelerinin "üçüncü isim siz olabilirsiniz" diye uyardığı Mumcu ise, koltuk düşkünü olmadığını, Turizm Bakanlığından da kendi isteğiyle ayrıldığını belirterek, görevden alınmaktan çekinmediği mesajını verdi.
GALİP VE YÜCEL BAKANLIKTAN OLMUŞTU
Öğretim üyelerinin Bakan Mumcu'ya örnek gösterdiği iki olay 1933 ve 1946 yıllarında yaşanmıştı. 1933 yılında Üniversite Kuruluş Yasası'nı hazırlayan dönemin Bakanı Reşit Galip çalışmasını sonuçlandırmasına karşın görevinden alınmıştı. Reşit Galip'i yazdığı bir yazıda "üniversitelerle oynamak ateşle oynamaktır" diye uyaran dönemin Ortaöğretim Kurumları Genel Müdürü Hasan Ali Yücel ise Milli Eğitim Bakanlığını 1946 yılında aynı konu nedeniyle bırakmak zorunda kalmıştı. Yücel, üniversitelere ilişkin hazırladığı bir yasal düzenleme nedeniyle görevden alınmıştı.