Profesör neşterle hayatına son verdi

PROFESÖR İsmail Aydemir dün akşam üzeri hastanedeki işlerini bitirdikten sonra Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı binasının 3’üncü katındaki odasına çekildi. Hastanedeki bir kadın görevli saat 19.00 sıralarında Aydemir’in yemeğini odasına götürdü. Görevli kadın kapıyı açtığında Aydemir’i kanlar içinde yatarken buldu. Görevli kadın derhal yetkililere haber verdi. Meslektaşları yaptıkları kontrolde 52 yaşındaki Profesör Aydemir’in öldüğünü belirleyince durum polise bildirildi.

Hastaneye gelen olay yeri inceleme uzmanları Aydemir’in sağ kasığındaki ana arterin kesildiğini ve bu nedenle kan kaybından öldüğünü belirledi. Cesedin yanında neşteri de bulan polis, eldeki delillere göre Aydemir’in intihar etmiş olabileceğini söyledi.

Darbeci Albay Talat Aydemir’in yeğeniydi

Prof. Dr. İsmail Aydemir’in, 22 Şubat 1962 ve 21 Mayıs 1963 tarihlerinde başarısız darbe girişimlerinde bulunduktan sonra 5 Temmuz 1964 günü idam edilen Albay Talat Aydemir’in yeğeni olduğu belirtildi.

Meslektaşları üzgün

Prof. Dr. Oğuz Polat (Marmara Üni. Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ): "Ölümüne çok üzüldüm. Bu tür ölüm literatürde çok azdır."

Prof. Dr. Mete Düren (Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ): "İsmail’in bir kaç yıldır manik depresif hastalığı vardı. Çok sık aralarla hastalığı tekrar ediyordu. Arkadaşıyla ve hastalarıyla ilişkileri çok iyiydi. Bu kadar ciddi psikolojik sorunlar yaşamasına rağmen çevresine hiç yansıtmazdı. 20 yıllık arkadaşımdı. Çok üzgünüm."

ABLASI DURAK: PSİKOLOJİK RAHATSIZLIĞI VARDI

Odasında ölü bulunan İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İsmail Aydemir'in Adapazarı'nda doğduğu evde yas var.

Prof. Aydemir'in ablası Aynur Durak (54), ağabeyiyle en son bayramdan önce görüştüğünü belirterek, “Türkiye önemli bir kişiyi kaybetti” dedi.

Bir işi nedeniyle gittiği İstanbul'da ağabeyini aradığını, ancak ulaşamadığını kaydeden Durak, şunları söyledi:

“Uzun zamandır telefonla arıyordum. Ulaşamıyordum. Dün de aradım, telefonu kapalıydı. Psikolojik rahatsızlığı vardı. Tedavi görüyordu. Bunu yapacağını beklemiyorduk. Bizim için kötü bir sürpriz oldu. Ben bayramdan önce Brüksel'e gittim. Gitmeden önce vedalaşmıştık. Maalesef dün görüşemedim. İçim yanıyor. Tüm Türkiye'nin başı sağ olsun. Keşke hayatta olsaydı da, hayırlar yapsaydı. Hiçbir hastasını reddetmedi. Özellikle Sakarya'dan gelen hastalar çok büyük yardımlarını gördü. Sakarya'nın gururuydu. Çok büyük kayıp.”

Teyzesi Gülhan Aydemir (60) ise acılarının çok büyük olduğunu ifade ederek, ”En son 2 ay önce görüşmüştük. Neşeli bir insandı. Ama kendiyle ilgili pek konuşmazdı. İçine kapanıktı. Nasıl böyle bir şey yaptı, inanamıyorum” dedi.

Sakarya'nın çok değerli bir evladını kaybettiğini anlatan yengesi Semra Aydemir ise “Çok sevdiğimiz bir büyüğümüzdü. Böyle bir şey yapacağı aklımıza gelmiyordu. Bursa'da, Sakarya'da ve İstanbul'da çok hastası vardı. Ölüm haberi aldığımızdan beri yüzlerce hastası burayı aradı, baş sağlığı diledi” diye konuştu.

Prof. Dr. Aydemir, yarın İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde yapılacak törenden sonra, Adapazarı'nda Orhan Cami'de kılınacak ikindi namazının ardından Serdivan Aile Mezarlığına defnedilecek.