A.A
Oluşturulma Tarihi: Nisan 27, 2009 18:59
Eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, beraberinde YÖK Üyesi Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu ile “Ergenekon” soruşturması kapsamında tutuklanan eski rektörleri Silivri Cezaevi'nde ziyaret etti.
Teziç, ziyaretine ilişkin yaptığı açıklamada, eski Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu ve eski Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran ile görüştüklerini belirtti.
Görüşme için geçen cuma günü Savcılığa başvurduklarını ifade eden Teziç, görüşmenin “üzüntülü” geçtiğini dile getirdi.
Her bir görüşmenin 15-20 dakika sürdüğünü belirten Teziç, “Böyle bir tablo içinde rektör arkadaşlarımla karşılaşmak çok üzücü” dedi.
Mustafa Yurtkuran'ın sağlık sorunları bulunduğuna dikkati çeken Teziç, şunları söyledi:
“Arkadaşlarımın sağlık durumlarının iyi olup olmamasının ötesinde hapishane psikolojisi içinde nasıllar diye bir soru sorduğumuz zaman, hoş değil tabii, hiç iyi değil. Tabii onlar kendilerini iyi tutmaya, morallerini yüksek tutmaya çalışıyorlar, ama ne kadar yüksek tutarlarsa tutsunlar, özgürlüklerden mahrum olmak kolay, hazmedilebilir birşey değil. Durumlarında bir belirsizlik var, niçin alındıklarını tam bilemiyorlar. Bir an evvel tahliye olmalarından başka arzulanacak birşey akla gelmiyor.”
“YARDIMCI OLACAĞIZ”Teziç, görüşmenin içeriğine ilişkin soru üzerine Teziç, “Savunma olanaklarıyla ilgili neler yapılabilir, barodan veya dışarıdan avukat olarak bir yardım istekleri var, onları konuştuk. Biz de bunları sağlamaya çalışacağız” dedi.
“Bu konuda siz yardımcı olacak mısınız?” sorusuna Teziç, “Olacağız, tabii” yanıtını verdi.
Bernay, Yurtkuran ve Hilmioğlu'nu YÖK Başkanlığı ve rektörlük yaptığı dönemlerden, 8 yıldan bu yana tanıdığını, Üniversitelerarası Kurul ve Rektörler Komitesi toplantılarında akademik konularda beraber çalıştıklarını anlatan Teziç, “bu bakımdan onlardan uzak kalmanın kendisi için çok zor olduğunu” dile getirdi.
Teziç, “İşin insani boyutu var. Hapishane koşulları ne kadar iyi olursa olsun bunlar birşeyi değiştirmiyor, sonuçta özgürlüklerinden mahrum olmuşlar, niçin mahrum oldukları da belirsiz. Kaçma ihtimali olmayan, yeri yurdu belli, istendiği zaman gelebilecek insanlar bunlar. Bu açıdan temennimiz bu tutukluluk halinin gözden geçirilip, hürriyetlerine kavuşmaları” diye konuştu.
“HABERAL'I TEKRAR ZİYARET EDECEĞİZ”Necmi Yüzbaşıoğlu ile Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal'ı da daha önce ziyarete gittiklerini belirten Teziç, şunları söyledi:
“Biz oraya gittiğimizde zaten Savcılıktan izin alınması gerektiği kararı gelmişti. Onun için Sayın Haberal ile görüşemedik. Ertesi gün anjiyo olacaktı, o konuda bilgi aldık. Sağlık sorunları var, yüksek tansiyonu var. Savcılıktan yarın izin alarak, kendisini tekrar ziyaret etmek istiyoruz. Sağlık sorunlarının ağır olduğu bir durumda ziyaret de hastayı çok yorabiliyor, ona da dikkat etmemiz gerekiyor. Doktoruyla görüşüp, onun uygun göreceği gün ve saatte ziyaret etmek istiyorum. Tabii buralara gelmek, formaliteleri tamamlamak, değişik kademelerden, binalardan geçerek arkadaşlarımıza ulaşmak hayli zahmetli. Birtakım usuller var, onlar hayli zaman alıyor.”
Türkan Saylan'ın da eski bir YÖK üyesi olduğunu anımsatan Teziç, Saylan'a da telefonla ulaştığını, rahatsızlığı nedeniyle sık sık hastaneye gidip gelmesinden dolayı yormak istemediğini ifade etti. Teziç, “Ben de Türkan Hoca ile beraber çalışmaktan çok mutlu oldum, onu daha yakından tanımış oldum. Onun kardeşi benim
Galatasaray'dan sınıf arkadaşımdı. Kendisini ziyaret edeceğim” dedi.
“Bir hukukçu olarak durumu nasıl değerlendirdiği” sorusuna Teziç, şu yanıtı verdi:
“Bütün mesele 'masumiyet karinesi' sürecinde. Yani daha mahkum olmadan uygulanacak usul kuralları kanunda yazılı. Bu usul kurallarını nezaket çerçevesi içinde hassasiyetle, duyarlılıkla uygulamak çok önemli. Hukuk sorunların çözümünde barışçıl bir mekanizma olduğuna göre bu barışçıl mekanizmada usul kuralları çok önem taşıyor. onların evlerinin aranması, sorgulanmaları, gözaltına alınma süreçleri, bütün insani boyut, her aşamada hassasiyetle ilgilinin delilleri karartması, yurt dışına kaçıp kaçmaması ihtimalleri üzerinde çok ayrıntılı düşünülerek bir karara gitmesi bekleniliyor. Konunun bir an evvel açıklığa kavuşmasını ve arkadaşlarımın özgürlüklerinden mahrumiyetinin son bulmasını ve normal hayatlarına dönmelerini temenni ediyorum.”