Güncelleme Tarihi:
TÜRK Alman Merkezi'nde yapılan "Alman Parlamentosunda Ermeni Lobisinin Soykırım Çalışmaları" konulu toplantıya katılan Prof. Hakkı Keskin, görüşünde hiçbir tavır değişikliği olmadığını belirterek, "Türkiye'de Ermenilere karşı soykırımı olmadı. Tavrım dimdik devam etmektedir" dedi.
Keskin, Sol Parti. PDS'in Bremen'de yaptığı grup toplantısında yapılan oylamada Federal Parlamentoda 2005'te alınan yasanın giriş bölümüne çekince koyarak 'evet' dediğini söyledi. Türk Alman Merkezi'nde yapılan toplantıda sözde Ermeni soykırımını inkar ettiği gerekçesiyle Ermeni lobisinin hedefi haline gelen Prof. Keskin'e Başkan Adnan Gündoğdu ve toplantıya katılan Türk dernekleri temsilcileri ile katlımcılardan destek geldi.
"Uyarı almadım"
Ermeni çevrelerinin ve yandaşlarının Türkleri hedef aldığını söyleyen Prof. Keskin, Oskar Lafontaine'den, Gregor Gysi ve parti yönetiminden ihtar almadığını vurguladı. Lafontaine'nin kendisine, "Geriye çekil veya daha temkinli ol" gibi herhangi bir söz söylemediğini belirten Prof. Keskin, "Ermeni konusundaki tartışmalarla ilgili Lafontaine ile görüştüm ve bana herhangi bir ihtarda bulunmadı. Ermeni konusunda daha çok Gregor Gysi ile toplantıya gitmeden önce tavrımın ne olduğunu, neden böyle düşündüğüm konusunda fikir alışverişinde bulunduk. Gysi ve parti yönetiminden hiçbir baskı veya 'bu tavrından vazgeç' gibi uyarı gelmedi. Hatta, Sol Parti.PDS Grup Başkan Yardımcısı Bodo Ramelov, Ermeni Konseyi'nin açıklamasıyla ilgili medyaya bir açıklama yaptı ve bu açıklaması yoğun tartışmalara yol açtı. Ramelov bana yapılan saldırılara yanıt verdiği açıklamasında bu tür girişimleri kınadı ve bu konuların parlamentolara taşınmasında sakınca olduğunu belirtti ve bu görüşlerin ne burada, ne de diğer ülkelerde doğru olmadığı gibi çok yeni bir görüş belirtti. Bu tür girişimlerin diğer bir dizi ülkeleri zor durumda bırakacağı, Amerika'da da kızılderililere yapılan soy kırımından tutun da bir çok ülkelerin zan altında kalacağı açıklamasında bulundu" şeklinde konuştu.
Nasıl oldu?
Partisinin medyada yoğun tartışılan bir konuyu es geçmesinin düşünülemeyeceğini kaydeden Prof Keskin, "Bu konuyu parti grubumuz uzun boylu tartışmak istemiyor. Bundan dolayı Bremen'deki parti grup toplantısında benim de onayımı alarak bir karar çıkarttık. Daha önce bütün partilerin onayı ile 2005'te Federal Meclis'te alınan tasarı kararına onayımı istediler. Bu tasarıda hakikaten soykırım lafı kullanılmıyor. Bu önemli bir olay. Çünkü Federal Parlamento'daki milletvekillerinin, partilerin, siyasetle ilgilenen çoğu insan soykırımından varsayımla yola çıkıyor. Şimdi karar metninde o soykırım lafının geçmemesi kelime oyunu değil. Soykırım, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanımı yapılan ve içeriği çok önemli bir kavramdır. Türkiye'de bu konuda 1915'te yüzbinlerce Ermeni öldürülmedi, sürülmedi gibi iddialarda bulunmadığı gibi hiç kimse bunu inkar etmiyor. Ama soykırım şudur; bir ülkede devletin veya iktidardaki yönetimin planlı ve programlı bir biçimde bir etnik grubu dini, etnik, siyasi veya kültürel nedenlerden imha etmesi ve yok etmesidir. Bu çok ağır suçlumadır. Bunun beraberinde getirdiği yaptırımlar vardır. Kabul edildiği takdirde tazminat verilmesi ve toprak teminatı gibi birçok yaptırımlar içermektedir. Türkiye'nin tavrı soykırım değildir. Oradaki olaylarda sadece Ermeniler öldürülmüştür, sürülmüştür demek yanlış ve tek taraflı bir değerlendirimedir. Türkler de ölmüştür Ben buradaki eleştirimi korudum. Ben bu konuya çekince koyarak 'Evet' dedim. Yani Türkiye'nin soykırım yaptığını, kısaca bu kavramı kabul etmiyorum. Zaten kararda soykırım kavramı geçmiyor. Tarihçiler tarafından bir komisyon kurulsun. Bu komisyona bütün arşivler açılsın görüşümü savunuyorum."
İlişkiler zedelenir
Daha önce 2005'te Federal parlamentoda bu konu tartışmaya hazırlanırken Almanya Türk Toplumu olarak bütün siyasi gruplara mektup yazdıklarını kaydeden Prof Keskin, "Yakında parlamentoda böyle bir karar üzerine tartışacak, karar alacaksınız. Türk toplumunu suçsuz yere derinden yaralarsınız, Türkiye ile ilişkiler büyük ölçüde zedelenir. Onun için bu olayı tek yönlü değerlendirmeyin. Bu olay esnasında Türk toplumu da büyük kıyıma ve haksızlıklara uğramıştır. Çok sayıda insan ölmüştür. Bunun için bir komisyon kurulması talebi bizden geldi" dedi.