Güncelleme Tarihi:
Türk Kızılayı Balıkesir Şubesi, ’Toplum Liderlerini Teşkilatlandırma Projesi’ kapsamında din görevlilerine ’Afet Zararlarını Azaltma Programı’ semineri verdi. Seminerde, söz alan konuşmacılar aktaracakları bilgileri uzun tutunca ’Deprem Dede’ lakaplı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, kısa bir süre uyukladı. Seminere Balıkesir Vali Yardımcısı Ayhan Çiftarslan, İl Afet ve Acil Durum Müdürü Bekir Bahar, Kızılay Balıkesir Şube Başkanı Hüseyin Gündoğan da katıldı.
Prof. Dr. Işıkara getirdiği maketle depreme dayanıklı perde betonu olan ile olmayan bir ev arasındaki farkı gösterdi. Türkiye’nin erken uyarı açısından kötü bir durumda olduğuna ancak olası bir Marmara depreminde Japonya’daki gibi bir tsunami olmayacağına dikkat çeken Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, "Japonya’da yaşanan depremlerde erken uyarı sistemi ile tedbirler alınıyor. Büyük depremlerde, açık denizlerde ve okyanuslarda tsunami olma ihtimali çok yüksek olduğu için uyarı veriliyor. Türkiye’de olası bir Marmara depreminde tsunami olmaz. Çünkü tsunami kapalı denizlerde gerçekleşmez. Olsa bile bir lodosun verdiği etki kadar olur" dedi.
BEKLENEN DEPREMİN MUHTEMEL YERİ
Marmara depreminin muhtemel oluş yerinin İstanbul Adalar’ın güneybatısı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Işıkara, "İstanbul’a uzaklığı 12-15 kilometre. 2 saniye sürede ne yapabilirsiniz ki? Dolayısıyla erken uyarı ülkemizde maalesef olmuyor. Çünkü deprem üreten odakla, yerleşim yerleri birbirine çok yakın. Bunun için erken uyarı konusunda insana dönük bir şey yapamayız. Ancak bu süre içinde yüksek gerilim hatlarını yangın olmaması için kesebiliriz, sanayinin olduğu yerlerde üretimi durdurabiliriz" diye konuştu.
Balıkesir’i Marmara depreminin yanı sıra Gemlik Körfezi’nin de tehdit ettiğini kaydeden Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, "Gemlik Körfezi, Balıkesir’e kuş uçuşu 150 kilometre. Marmara’da iki kaynak var. Biri Adaların güneybatısı, diğeri de Gemlik Körfezi. Dolayısıyla Gemlik Körfezi’nde olacak depremi, Balıkesir 17 Ağustos’u nasıl hissettiyse, o şekilde hissedecek. Balıkesir, Adaların güneybatısında olabilecek depremi de yine aynı şekilde hissedecek" dedi.
’TOPLUM YETERİNCE BİLGİLİ DEĞİL’
Bilimin bugün bir depremin nerede ve ne büyüklükte olabileceğini söyleyebildiğini, maalesef zamanını söyleyemediğini kaydeden Prof. Dr. Işıkara, "Bununla ilgili bir sürü şarlatan ortaya çıkıyor. Bunu en son Kütahya’da gördüm. Orada birisi çıkmış, karıncaları takip ederek depremleri önceden belirliyormuş. Toplum da buna maalesef inanıyor. Çünkü toplum yeterince bilgili değil. Onun için toplumu sizin bilgilendirmeniz çok önemli. Yani toplum liderleri olan kişiler burada çok önemli. Cami insanı sizi dinler. Cami insanına diyeceksiniz ki, bu tür insanları toplum reddetsin, aralarına sokmasın diyeceksiniz" dedi.
EN ÇOK KIZDIĞI SORU
1999’daki 7 ve 7.9 büyüklüğündeki depremleri hatırlatan Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, "O tarihten sonra bu büyüklükte deprem olmadı. Yarın 7’nin üzerinde bir deprem olursa bu benim için sürpriz olmaz. Bunları niye söylüyorum. Çünkü bu Türkiye’nin deprem gerçeği. Benim en çok kızdığım soru ne biliyor musunuz? ’Hocam deprem olacak mı?’ sorusu. Deprem Türkiye’nin gerçeği. Kimsenin deprem olacak mı diye soru sormaya hakkı yok. Çünkü olacak" diye konuştu.