Güncelleme Tarihi:
Prof. Dr. Ercan, sabahki depremin, kendisinin daha önce ''7 ve üzeri büyüklükte beklenen depremin olacağını'' ifade ettiği yerde gerçekleştiğine işaret etti.
Bu bölgede, 1999 yılına kadar yılda 2000 civarında gerçekleşen küçük deprem sayısının, son dönemde yılda 2 bin 500'e yükseldiğini vurgulayan Prof. Dr. Ercan, ''depremin büyüklüğü şu olacak'', ''fay 5 parçalı'' şeklindeki tartışmaların ''safsata'' olduğunu ve artık bunların bir kenara bırakılarak hızla işe girişilmesi gerektiğini vurguladı.
Kocaeli ve Düzce depremlerinden bu yana 3 yılda çok şey yapıldığını ve çok bilgi elde edildiğini belirten Prof. Dr. Ercan, bu bilgilerin kullanılması ve olası depremde yıkılma ihtimali bulunan tümbinaların şimdiden yıkılarak, yerlerine sağlam konutların yapılması önerisinde bulundu. Prof. Dr. Ercan, şöyle devam etti:
''İstanbul'daki yapıların yüzde 75'i depremde hasar görmeye adaydır. Tek çare kötü yapıların ayıklanıp, depremde yıkılmadan bizim tarafımızdan yıkılmasıdır. 'Depremle yaşamaya alışmalıyız' gibi insanları pasif duruma getirici sloganları unutmamız gerekiyor. 'Sağlam yerde, sağlam yapı'... İstanbul'un sloganı budur. 'Fay 5 parçalı dedi', 'büyüklüğü 7 dedi'... Artık bu tiyatronun durdurulması gerekiyor. 'Bir deprem olduğunda bana ne olacak', insanları tek ilgilendiren budur.
Deprem yoksulları öldürecektir. Gecekondu kesimlerinde, sağlam zemindeki yapıların 5 katı fazla nüfus yoğunluğu var. Eğer çürük binalar yıkılırsa, kimsenin burnu bile kanamadan deprem atlatılacaktır. Olası İstanbul depreminin Türkiye'ye maliyeti 100 milyar dolar olacaktır. Bu, Türkiye'yi öldürür. Halbuki deprem öncesi 5 milyarlık yatırım, depremi hasarsız atlatmak için yeterlidir.''
Türkiye Deprem Vakfı İkinci Başkanı ve Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Semih Tezcan da sabahki depremin öncü bir deprem olabileceğini dile getirerek, ''Bu deprem, bölgenin gerilim altında olduğunu ve bu gerilimin yavaş yavaş boşaldığını gösteriyor. Ama kesin bir şey söylemek doğru değil. Kesin olan bir şey İstanbul'da 7.4 büyüklüğünde depremin olacağıdır. Zaten İstanbul'da ne olacağı belli. Yarın olacakmış gibi hazırlanalım.''
Buna karşın yapılacak tek bir şeyin olduğunu, ''can kaybını önlemek gerektiğini'' vurgulayan Prof. Dr. Tezcan, şunları söyledi:
''Depremde can kaybı 40 bin kişi tahmin ediliyor. Böyle büyük bir acıyla karşılaşmamak için hazırlanmalıyız. Bütün medeni ülkelerde can güvenliği, devletin teminatı altındadır. Nasıl trafik muayenesinden geçmemiş araç trafiğe, vatandaşların can güvenliğini tehlikeye attığı için çıkartılmıyorsa, bir depremde göçme riski taşıyan bir bina daha büyük bir can kaybına neden olacağı için, bunun da saptanması ve kullanımdan men edilmesi konusu bir devlet görevidir.''
Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, sabahki depremin riskli bir alan içinde olduğunu söyleyebileceğini belirterek, ''Öncü olduğunu söylemek, şu aşamada mümkün değil. Marmara gerilmişti zaten. Onun sonucu oluşum mekanizmasıbelirlenebilirse belki bir yorum yapılabilir ama, hiçbirisi İstanbul depreminin ne zaman olacağı hakkında kesinlik taşımaz'' diye konuştu.