Güncelleme Tarihi:
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, sürdürülebilir balıkçılık prensiplerine göre balıkçılık yapmamız gerektiğine dikkat çekerek, “Bunun için de Marmara’dan başlamamız gerekiyor. Çünkü Marmara hem Karadeniz’i besliyor hem Ege’yi besliyor. Müsilaj çok ciddi bir tehdit olarak karşımıza çıktı. Bizim geçen yıl avcılık sezonu açılmadan müsilajı dikkate alarak avcılığı düzenlememiz gerekiyordu, düzenlemedik. Küçük düzenlemeler yaptık. 22 maddelik Marmara Denizi Koruma Eylem Planı’nın 19’uncu eylemi sürdürülebilir balıkçılığa, ekosistem esaslı balıkçılığa geçilmesi, bunun için koruma alanları oluşturulmasıydı. Sadece Marmara’dan avlanan hamsi, istavrit, sardalye gibi balıkların küçük boyda olanlarının dökme olarak balık unu, balık yağı fabrikalarına satışına bir yasak getirdik. Bununla mı sağlayacağız Marmara Denizi’nde sürdürülebilir balıkçılığı? Sağlayamayız. Bunun için yapmamız gereken şey Boğazları açacağız. Boğazlar şu anda her türlü avcılığa kapatılması gereken alanlar. Balık rahatça İstanbul Boğazı’ndan, Çanakkale Boğazı’ndan girip çıkmalı. Buraları her türlü avcılık faaliyetine yasak alan ilan etmemiz gerekiyor” dedi.
'SAVAŞ GEMİSİ GİBİ GEMİLERİMİZ VAR'
Marmara Denizi gibi küçük bir denizde, büyük gemilerle avcılık yapılmaması gerektiğine de dikkat çeken Prof. Dr. Sarı, sürdürülebilir balıkçılık için gerekli kararların bir an önce alınması gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Marmara Denizi’nde müsilaj bize çok şey öğretmiş olmalı. Bu boyuttaki teknelerle Marmara Denizi gibi küçük bir denizde avcılık yapmamalıyız. Savaş gemisi gibi gemilerimiz var. Bunları açık denize, daha başka balık stoklarında avcılık yapmaya yönlendirmemiz gerekiyor. Eğer bunu yaparsak önümüzdeki yıllarda bol balık avlamaya, toplumumuzu balıkla beslemeye devam edeceğiz. Aksi takdirde kaynaklarımızı kaybedeceğiz.”