Güncelleme Tarihi:
Güçlü, AA muhabirine, salgın tehdidiyle mücadele edilen bu dönemde her soğuk algınlığına, "koronavirüs olabilir" düşüncesiyle dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
"KOKU VE TAT KAYBI KORONAVİRÜSE ÖZGÜ"
Erken dönemde test yaptırmanın önemine işaret eden Güçlü, "Biz uzmanlık alanımızda koku ve tat kaybı kısmına dikkat ediyoruz. Koku ve tat kaybı varsa oldukça yüksek ihtimal kişi virüse yakalanmıştır şüphesiyle bakılmalı. Diğer viral enfeksiyonlar da koku kaybı yapabiliyor ama bu kadar sık ve uzun süreli yapabilen bir virüs yok. Bu yaşanan koku ve tat kaybı koronavirüse özgü. Bunun için de ek bir tedavi şekli yok." diye konuştu.
Güçlü, hastalığın ciddiye alınması gerektiğini vurgulayarak, maske, mesafe, hijyen ve diğer tedbirlere harfiyen uyulması çağrısında bulundu.
Hastalığın yayılma hızının ve bulaşıcılık riskinin son aylarda yükseldiğine dikkati çeken Güçlü, herkesin vatandaşlık görevi olarak hem kendi hem de toplum sağlığı için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini kaydetti.
"KORONAVİRÜSÜN HASTALIĞI ATLATANLARDA ÇEŞİTLİ KALICI HASARLAR BIRAKTIĞINI GÖRÜYORUZ"
Güçlü, koronavirüse yakalananların üçte ikisinin, hastalığı kalıcı bir etki oluşturmadan atlattığını dile getirerek, hastalığın geri kalan kısımda ise kalıcı izler bırakabildiğini anlattı.
Kovid-19'un olası kalıcı etkilerine değinen Güçlü, "Mesela işitme kayıpları olan hastalarımızı gördük. Geçtiğimiz günlerde tiroit bezi dediğimiz guatr bölgesinde iltihap tespit ettik. Koronavirüse yakalandı ve atlattı hasta, işitme kaybı olur ve tamamen iyileşmeyebilir. Tat kaybı yaşayanlarda ise hastalığı atlatmasının üzerinde aylar geçmiş olsa da iyileşmeyenlerle karşılaşabiliyoruz. Bu hastalığın sadece bir yılda bıraktığı hasarlar, ilerleyen süreçte ne olur tam olarak bilmiyoruz." diye konuştu.