Güncelleme Tarihi:
HOCALARIN HOCASI PROF. DR. SERMET AKGÜN SON YOLCULUĞA UĞURLANDI
EÜ'de 1982-92 arasında iki dönem rektörlük yapan Akgün'e veda töreninde kürsüye gelen yeni rektör Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, “O benim hocamdı, doktorumdu. Yaşamımın sınırındaki günlerde beni hayata bağlayan kişiydi. Rektör olarak ilk törenimin bu acıya nasip olması acılarımı artırıyor. Çok önemli bir değeri kaybettik” dedi.
Kampus Kültür Merkezi'ndeki törene Akgün'ün yardımcılıklarını yapan Prof.Dr. Aslı Özer, eski rektör Prof.Dr. Refet Saygılı, eski dekanlar, emekli öğretim üyeleri, görevde olanlar, idari ve akademik personel, Dokuz Eylül Üniversitesi eski Rektörlerinden Prof.Dr. Namık Çevik, yeni rektör Prof. Dr. Mehmet Füzün, öğrencileri, çocukları, dostları katıldı. Ege Üniversitesi tıp Fakültesi Genel Cerrahi Kliniği'nin de kurucusu olan Prof. Dr. Akgün için aralarında rektör, dekan olan öğrencileri, dostları, birlikte görev yaptığı mesai arkadaşları konuşma yaptı. Akgün'ün Ege Tıp'ta 4'üncü sınıf öğrencisiyken tanıdığını belirten Rektör Prof. Dr. Yılmaz, “Sermet Hoca'nın öğrencisi de oldum, hastası da. Bir cerrah olarak beni hayata döndüren kişi oldu. Kendisiyle cuma günü iki kez uzun telefon görüşmemiz oldu. Kendisini bugünlerde ziyaret etmeyi planlamıştık. Olmadı. Rektör olarak ilk törenimin böyle bir acıya nasip olması acılarımı daha çok artırıyor. Çok önemli bir değeri, hocaların hocasını kaybettik. Acımız çok büyük” dedi.
Akgün'ün hem insan, hem yönetici, hem hekim olarak örnek özellikleri olan kişi olduğu, hayatı sevip kendine özgü bir yaşam tarzını benimsediği anlatıldı. Akgün'ün döneminde Ege Tıp Dekanı olan Prof. Dr. İlhan Vidinel, en yakın dostu, aileden biri olarak konuştuğunu belirterek, “O iyi bir insan, iyi bir eş, iyi bir baba, iyi bir hekimdi, aynı zamanda iyi bilardocuydu, iyi kağıt oynayıp balık tutardı. Yaşamı, yaşamayı severdi” diye konuştu. Prof. Dr. Saygılı da Sermet Hoca'nın bıraktığı eserleriyle ölümsüz olduğunu, Türkiye'de cerrahların duayeni olduğunu ifade etti. Eski Tıp Dekanlarından Prof. Dr. Turan Örnek ise Akgün için, “Mevlana'nın dediği gibi göründüğü gibi oldu, olduğu gibi göründü” dedi.
Kampus Kültür Merkezi'ndeki törenin ardından Akgün'ün cenazesi omuzlara alındı. Akgün'ün Türk Bayrağı'na sarılı cenazesi, cenaze arabasına konulduktan sonra önce Tıp Fakültesi'nin, ardından Rektörlüğün önüne getirildi. Törene katılamayan öğretim görevlileri, hastane personeli araç içinde geçirilen Akgün'ün cenazesine kırmızı karanfiller attı. Rektörlük önünde de Rektör Yılmaz ve çalışanlar kırmızı karanfiller atarak Akgün'e son yolculuğuna uğurladı. Başta Rektör Yılmaz olmak üzere Akgün'ün yıllarca birlikte çalıştığı meslektaşları, öğretim üyeleri, öğrencileri gözyaşlarına engel olamadı.
Akgün'ün cenazesi daha sonra Bornova Ali Rıza Güven Camii'ne getirildi. Öğle namazını takiben kılınan cenaze namazınından ardından Akgün'ün cenazesi Çeşme Dalyanköy'de toprağa verildi.