Popvirus: Türklerin ayak sesleri

Güncelleme Tarihi:

Popvirus: Türklerin ayak sesleri
Oluşturulma Tarihi: Haziran 17, 2001 00:00



Tolga AKYILDIZ
Haberin Devamı

Bilmiyorum, umutları var mı?

Uluslararası bir başarı kazanmak, kendi müziklerini bu sınırların dışına taşıma fikri heyecanlandırıyor mu onları?

Heyecanlandırıyordur elbet.

Elbet, akıllarından geçiyordur, birgün Avrupa başkentinin birinde, herhangi bir sokakta yürürken bile tanınmak, orada Türk olmayan vatandaşlara konserler vermek fikri kimi heyecanlandırmaz?

MİLLİ MESELE DEĞİL

Öncelikle en zorunu yapıp kafaları değiştirmemiz gerekiyor. Çünkü bu bir milli mesele değil.

Ailecek televizyon başına geçip Eurovision seyretme, başarısızlığın nedenini Türklere karşı oynanan politik oyunlara bağlama dönemi çoktan geçti.

Avrupa Avrupa duy sesimizi diye yırtınmanın da bir alemi yok. Belli ki biz eli yüzü düzgün bir iş üretmeden onlar o çok övündüğümüz ayak seslerimizi duymayacaklar.

ABBA'yı kimse İsveçli olduğu için sevmedi. Ya da Avusturalyalılar Kylie Minogue'u elinde bayrak fetihe giden bir nefer olarak görmüyorlar.

O piyasa bizim piyasaya hiç benzemiyor.

Çünkü orada işler bizde olduğu gibi hasbelkader yürümüyor. O piyasanın kuralları var.

Yani sen oyunu kurallarına göre oynarsan, senin de başarılı olmaman için hiçbir sebep yok.

Tarkan'ın kimi Avrupa ülkelerindeki başarısında rastlantısal hiçbir unsur yoktu.

Kuşkusuz Tarkan bu piyasada böyle bir işe kalkışmayı hakedenlerden biriydi. Doğru adımlar atınca ve elindeki malzeme de sağlam olunca başarı kendiliğinden geldi.

Yani emin olun, uluslararası pazarda Türklerin başarısını engellemek için kurulmuş bir cemiyet ya da lobi faaliyeti söz konusu değil.

Siz ortaya pazarlanmaya değer bir ürün çıkardığınızda, özgün olduğunuzda, ister Türk olun, ister Afrikalı ya da Arap kabul görüyorsunuz, hiç şüpheniz olmasın.

Bunun onlarca da örneği var.

ÖNCE PİYASA DEĞİŞMELİ

Ancak ne yazık ki iş sizin bir sanatçı olarak tüm gereklilikleri yerine getirmenizle de bitmiyor.

Sizin kendi piyasanızın da birtakım uluslararası normları benimsemiş olması gerek.

Kendi içinizde korsanı ve telif hakları sorununu tamamen çözmeden, güvenilir bir ulusal satış listesi oluşturmadan o piyasaya ürün ihraç etmeniz çok güç. Olursa da böyle tek tük, kişisel çabalarla...

Universal, EMI, BMG, Warner, Sony gibi dev şirketler uzun zamandır Türkiye'de iş yapmaya çalışıyor.

Ancak merkezlerine Türkiye ile ilgili verdikleri bilgiler ciddiye alınamıyor. Neden biliyor musunuz?

Çünkü bizde kimin kaç sattığı 'resmen' bilinemiyor. Biri çıkıp 'kasetim bir milyon sattı' dediğinde bunun doğruluğunu kontrol edebileceğiniz ulusal bir satış listesi yok. 'Atıyorsun' deseniz, hemen ekliyorlar zaten; 'ama korsanlarla birlikte...'

O zaman da orada ciddiye almıyorlar senin piyasanı ve sanatçını. Yaptığın işler de çoğu zaman, dev müzikmarketlerin Dünya müziği raflarında binlerce CD arasında sonsuz bir uykuya dalıyorlar.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!