Güncelleme Tarihi:
ATİLLA TAŞİMASU
Bir Japon sevmiş. Atilla Taş yani...
İngiltere'de mi nerde sanıyorum bir kurs görürken tanıştığı Japon güzeline aşık olan Atilla Taş, bu olaydan çok etkilenerek son albümüne koymak üzere 'Bir Japon Sevdim' adlı şarkıyı yazmış.
Kızın adı Suzuki'ymiş.
Ama araba olarak düşünmemeliymişiz. Suzuki bir isimmiş aslında.
'Vakarimasu, güzel gözlerin beni yakarimasu, beşibiyerde takarimasu' diye akıp giden şahane sözler de yazmış.
Şu aralar şarkının klipinde oynayan ve Japon kökenli Türk diyebileceğimiz Ayumi ile birlikte program program dolaşıp albümünün promosyonunu yapmaktaymış.
Tesadüf bu ya tam o sıralarda, Atilla Taş'ın gerçek annesi kim, babası nerde, Atilla kimi daha çok seviyor gibi pop haber polemikleri ortaya çıkmış.
Atilla bunların reklam sanılmasından ürküyormuş.
Yani üzüntüsünden geceleri gözüne uyku girmez olmuş artık, ya reklam sanırlarsa diye.
* * *
O sadece şarkılarıyla anılmak ve konuşulmak istiyormuş.
Sokakta Türk gençlerinin hep bir ağızdan vakarimasu, takarimasu diye haykırmasını hayal ediyormuş.
İşin şakası bir yana; bu hikayeyi size model oluşturduğunu düşündüğüm için yazdım. Yani bu tip şarkılar aslında ilkel birer proje olarak yaratılıyor.
O şarkıda Atilla'nın Japon bir kız sevmesi tamamen vakarimasu, takarimasu, yakarimasu kafiyesi sebebiyle.
Ayumi olmasa emin olun, Sultanahmet'ten, elinde fotoğraf makinesiyle gülümseyen bir turist getirir oynatırlardı hiç problem değil.
İşin sırrı ise demin de belirttiğim gibi Türkçe fiil köklerinin üzerine Japon ekleri getirerek krizden bunalan Türkiye'nin bahtsız insanlarını bir nebze de olsa güldürebilmek.
Gerçekten de komik ama değil mi? Gözlerin beni yakarimasu...
Mehmet Ali Erbil Çarkıfelek'te dobrovski oldun deyince nasıl gülmekten yere kapaklanıyoruz, aynen öyle bir çaba içinde Atilla Taş da...
Yani fırsat versek, bir yandan çılgın mizahı, öte yandan sanatsal kaygıyı dengeli verip halkın dimağını pırtlatacak.
Allah'tan ailevi sorunlarıyla uğraşmaktan buna fırsat bulamıyor. Allah'tan biz ona güveniyor, bunun reklam olmadığına inanıyor, adamın özel hayatını sergileyen medyaya kızıyoruz.
Aslında Atilla bunu hep yapıyor.
Her zaman da gerekçe olarak sivri ve dürüst bir insan oluşunu gösteriyor.
Ama bu sivrilikleri nedense hep promosyon dönemlerine denk geliyor.
Sivril bakalım, nereye kadar gidecek sevgili dostum. Hatta yorulmuşsunuzdur, yanına Karadenizli Ricky Martin Davut Güloğlu'nu da al bir süre yurtdışına tatile çıkın. O sana Nurcan'ını anlatsın, sen Japonun'dan bahset. Biz burda bekliyoruz, gözünüz arkada kalmasın tamam mı?