Pontus özlemi

Güncelleme Tarihi:

Pontus özlemi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 04, 2001 00:00

GİRESUN'un Bulancak İlçesi'nde yaşıyorum. Üç hafta kadar önce buraya Yunanistan'dan 40-50 kişilik bir grup geldi. Geldikleri otobüste 'Aneton' firması yazısı bulunuyordu. Grupta yer alan şahıslardan biri 'babalarının mezarlığını ziyaret etmek amacıyla geldiklerini, burasının bir Yunan toprağı olduğunu' söyledi.Yanlarına gelen Bulancaklılara da fena olmayan bir Türkçe ile yaşadıkları toprakların gerçekte kendilerine ait olduğunu söylediler.Grup içerisinde, Yunanistan-Selanik bölgesi milletvekili olduğunu söyleyen Kanzolakis isimli şahıs, yanındaki Yunanlılara ‘‘Atalarının toprağında bulunmaktan dolayı çok duygulandığını, buralarda yeniden Pontus sesinin duyulacağını’’ söylemiş, sonra da biz Bulancaklılara dönerek, ‘‘Siz farkında değilsiniz ama siz de bizdensiniz’’ demiştir.Yine, elindeki kamera ile çekim yapan Kanzolokis, çevresindeki şahıslara ‘‘Fındık tarlasının yerinde geçmiş dönemde bir kilise bulunduğunu ve kilise papazının da dedesi olduğunu, kilisenin çevresinde ‘Papaz çeşmesi' ve dedesine ait bir mezarın yer aldığını, bir ay içerisinde tekrar geleceğini, bu kutsal yerleri Türklere bırakmayacaklarını’’ söylemiştir.40-50 kişilik grup, ellerindeki çikolata ve benzeri şeyleri çocuklara dağıtmış, gelişlerinen beş gün sonra Bulancak’tan ayrılarak Samsun'a gitmişlerdir.Bu kişilerin Atina'daki bir Pontus Derneği'nin üyeleri olduğunu öğrendik. Bundan önce de aynı şekilde davranan çok sayıda Yunanlı ilçemize gelmişti. Ancak bu seferkiler çok ileri gitti diye düşünüyorum.Ben merak ediyorum, Türk vatandaşları Batı Trakya'ya giderek propaganda yapabiliyorlar mı?Yunanlıların Bulancak'ta yaptığı gezi birçok kişiyi rahatsız etti. Bunlara izin verenler, izin konusunda daha hassas davranamaz mı?(Bulancak'tan adı saklı bir okur)Gözünün üstünde kaşın var mantığıDEVLET Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ), havaalanlarının temizliği için 6 adet vakumlu pist süpürge makinesi ihalesi açıyor. İhaleye, İngiliz Johnston (Uğurel) ile Alman Bucher-Schörling (Tekmar) firmaları katılıyor. Her ikisi de, bu tür araçların üretiminde dünyanın önde gelen firmaları. DHMİ, bu tür araçları sürekli Tekmar'dan alıyor. Daha önce belediyelere 200 adet sokak süpürge aracı satan Uğurel ise DHMİ ihalesine ilk kez giriyor.Uğurel'in sahibi Enver Tunç, bundan sonraki gelişmeleri anlatıyor:‘‘Rakibimizden düşük bir fiyat attık; biz tanesi için 119 bin paund; karşı taraf ise 485 bin DM verdi. Teknik şartnamede istenilenden daha fazlasını sunduk. Karşı tarafın ürünü de çok iyidir. Eylülün sonunda DHMİ Malzeme Dairesi Başkanı Tahsin Şekeroğlu ve Yardımcısı Ömer Gönül'den gelen yazıda, Johnston'un malının 'teknik şartnameye' uygun olmadığı bildirildi. Mümessili olduğumuz ve bu dalda dünyanın bir numaralısı olan bir firma için böyle bir değerlendirme yapmak biraz cesaret işi olduğundan kararı şaşırtıcı bulduk ve üzüldük. Arada, tanesi 80 milyardan 480 milyar fark olunca kuşkulanmamak mümkün değil.’’Tunç'a, ‘‘DHMİ belki de standardını korumak için böyle bir tercihte bulunmuştur’’ deyince şu yanıtı aldık:‘‘Olabilir ama iki malı da Mercedes ayarında sayabilirsiniz. Araçların motorları bile aynıdır. O zaman ne arıyorsunuz? Kuyruk acımız yok. İhaleden amaç rekabet yaratmak; dürüst davranmak, fiyat kırmaktır. Her ihaleyi hep aynı firma alacak değildir. Burada 480 milyarlık bir farkın neden kurum aleyhine olduğunun cevabı gerekmektedir. Hele böyle bir ekonomik darboğaz yaşanırken... O zaman, devlet bu kadar zarara uğrayacaksa, hele Swissair bile batarken bu ihaleye ne gerek var diye sorulması lazımdır. Bu nedenle teknik komisyon üyelerinin DHMİ lehine olmayan bu kararının peşini bırakmayacağım.’’Kim yaptı?AKÇAKOCA'da balıkçı barınağı yapılmış ama yeri yanlış... Limanın girişi karayele açık. Her fırtınada tekneler batıyor. Belediye Başkanı Erol Solak haklı olarak yakınıyor:‘‘Geçenlerde şiddetli poyraz nedeniyle 7 balıkçı teknesi liman içinde battı. Bizim liman da masa başında yapılan limanların bir örneğidir. Türkiye'de bir anlayış var. Tek tip proje yapılıyor, bunun aynısı her yerde uygulanıyor. Kıyının yapısını bilmeden inşa edilen barınakta 1995 yılında yine aynı faciayı yaşadık. Yetkililerin artık bu limana bir çare bulmasını istiyoruz.’’TCDD rant kapısı mı?1 koy, 43 kazanANKARA'dan telefonla arayan okurumuz, ‘‘Vereceğim bilgilerin doğru olup olmadığını TCDD Genel Müdürü Sayın Vedat Bilgin araştırılabilir mi?’’ diye soruyor:‘‘İstanbul yolunun 8. kilometresinde, TCDD'nin 20 dönümlük arsasını Alaettin Kaya, geçmişte 49 yıllığına kiralanmış. Kaya, buraya teşvik alarak 'Gaye Matbaası'nı kurmuş, daha sonra ise makineleri Rüzgarlı Sokak'a taşımış. Kaya da bu alanları üç işyerine kiralamış. Öğrendiğimize göre, ayda Damla Petrol'den 17 bin dolar, Koray Outlet Center'dan 10 milyar, Nissan bayiinden de 7 milyar kira alıyormuş. TCDD'ye ise aylık kira geliri olarak 1 milyar ödüyormuş. Bunlar doğru mudur? Doğru ise, TCDD'nin haklarını savunacak mısınız? Bu 'ballı böreği' tahsis eden bakan veya bürokrat kimdir? Bir usulsuzlük bulduğunuzda gerekli işlemi yapacak mısınız?’’TCDD'nin başına bir yıl önce gelen Vedat Bilgin'in, Adana ve İstanbul'da bu tür tahsislerin iptali için nasıl bir hukuk savaşı verdiği biliniyor.Soruşturma sonunda bakalım bu işleri kim kotarmış, öğreneceğiz.Oh ne ballı iş; ayda 43 milyar topla, TCDD'ye 1 milyar ver.Sağlıkta vurgunYAKINIMA Devlet Hastanesi'nde endoskopik safra kesesi ameliyatı yaptırdım. Baktım ki, sarf malzemesi kullanıldı diye özel bir firmaya ameliyatı yapan doktorların imzasıyla 1.500 dolarlık malzeme bedeli imzalatılmış. Bu bedel hangi kuruma sigortalıysan ondan tahsil ediliyormuş. Aynı şekilde yatak bedeli de... Sağlık Bakanlığı'na yaklaşık 1.5-3 milyara mal olan bu ameliyat için özel bir hastaneden aldığım fiyat her şey dahil 750 milyondu.Şimdi yetkililere soruyorum; devlet bu ameliyatı özelde yaptırsa zarar mı eder? Devletimizden çıkan para kimlerin cebine giriyor? Sağlık Bakanımızın bir açıklama yapmasını bekliyoruz. Nihat KÖŞKDERE-ÇORLUKredi kartıYAPI Kredi Bankası'ndaki kredi kartımın hesap bildirim cetveline, 14.3.2001'de, şahsıma ait olmayan 6.4 milyar pastane, 2.8 milyar da giyim eşya ödemesi geldi. Durumu bankaya bildirerek itiraz ettim ve 3.4.2001'de kredi kartımın iptalini istedim. Sonraki aylarda hesap ekstresi artarak bugün itibariyle 15.5 milyara ulaştı. Ben bankama güveniyorum ama Tuzla Bilgisayar Merkezi'nden ödememi istiyorlar. Ortada bir sahtekarlık var. Benim bu kadar toptan pasta yemem ve giysi almam mümkün değil. Hesap ekstrelerinde firmalar sahte olduğu gibi imzam da tutmuyor. Menfi tespit davası açtım; acaba bu iş sahte kredi kartı kullanılarak mı yapıldı? Ercüment ÜÇER-MERTERGÜNÜN SÖZÜ‘‘Çağdaş zengin ülkelerin, bizden yarı bakanı var/Bizde katmerli, hepsinin eteğinde de yakını var/Onlarınki gören olmalı, bizdekiler hep bakıyor/Kral giyinik, ülkemin çok seyircili talanı var.’’(Vasfi AYAZ)MESAJ ANTALYA'dan K.S. yazıyor: 'PTT Eğitim ve Dinlenme Tesisi'nin yönetimine bir bakın. Kampa kim müdür olsa, müdüriyeti, eşi ve çocukları yönetir hale geliyor. Ulaştırma Bakanımızdan, biraz hassasiyet gösterip girişleri ücretsiz hale getirmesini rica ediyoruz. Kendi kurumlarından emekli olan insanlara biraz daha hoşgörü gerekmiyor mu?31 yaşında bir anne olarak, üç aylık yeğenimi Avcılar Sağlık Ocağı'na götürdüm. Herkesin ücretsiz muayene olabileceğini sanıyordum; ancak 3.5 milyon aldılar. Neyse... Bu arada bir anne 15 günlük bebeğini sarılık şüphesiyle getirmişti; bu ücreti öğrenince muayene ettirmeden çekip gitti. Kahroldum; görün toplum bu parayı veremeyeceklerle dolu. Meral SERPEN-AVCILARTÜMTİS Sendikası'ndan: Aktif Dağıtım, sendikamıza üye oldukları için İstanbul ve İzmir'den 250 işçiyi çıkardı. Kıdem ve ihbar tazminatları yanında ücret, prim ve diğer alacakları ödenmedi. İnsanlarımız 44 günden beri aç durumda.KADIKÖY'den Kutbettin Çıkan: 9. Noter'den alınmış vekaletname ile sağlık karnemi vermeyen Kadıköy Bağkur'u kime şikáyet edebilirim?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!