Politikayla sanatı bir araya getiren sanatçı Ai Weiwei

Güncelleme Tarihi:

Politikayla sanatı bir araya getiren sanatçı Ai Weiwei
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 21, 2011 00:54

“Benim hayattaki duruşum ve yaşayışım en önemli sanat çalışmamdır” diyor, Ai Weiwei’nin demokrasi ve özgürlük uğruna verdiği savaş kimi zaman sanatının önüne geçiyor. Aktivist sanatçı tarihte bu tanıma uyan az isimden biri. Geçen nisan ayında Çin hükümeti tarafından tutuklanmış, 81 gün boyunca hapis tutulmuştu.

Haberin Devamı

Ai Weiwei, sahip olduğu Beijing Fake Cultural Development isimli şirketi vasıtasıyla çok yüksek meblağda vergi kaçırma ve resmi muhasebe kayıtlarını imha etme gerekçesiyle 3 Nisan’da Pekin havaalanında tutuklandı. Weiwei’nin tutuklanmasının hemen ardından sanatçının Pekin’in kuzeydoğusundaki stüdyosunda çalışan asistanları da bir düzine polis tarafından göz altına alındı, bölgenin elektriği kesildi. Daha sonra hapiste “iyi hal” ve suçlu olduğunu itiraf etme gerekçesiyle serbest bırakılan Weiwei’nin 81 gün boyunca 50’den çok kez sorgulandığı ve bu sorgulamaların şubat ayında Çin’de yaşanan Yasemin Devrimi protestoları ile ilişkili olduğu söyleniyor. Oysa Çin polisi kesinlikle böyle bir şey olmadığını, sorguların tamamen vergi kaçırma suçu ile ilgili yürütüldüğünü ifade ediyor.

Haberin Devamı

HEP SEN BİZE SORUN ÇIKARDIN ARTIK BİZ SANA SORUN ÇIKARACAĞIZ

Zamanında Sovyetler Birliği’nde muhaliflerin akli dengesi bozuk ilan edilip akıl hastanelerine sürülmesinin 21. yüzyıl Çin Halk Cumhuriyeti versiyonu vergi kaçakçısı ilan edilmek gibi görünüyor. Kesin olan bir şey varsa o da Weiwei’nin tutuklu olduğu süre boyunca onlarca defa sorgulandığı ve 81 gün boyunca bir saniye bile yalnız bırakılmadığı. Çin’de vergi ile ilgili suçlamaların çok nadir olduğunu ve olası durumlarda yalnızca vergi görevlileri tarafından yapıldığını, hiçbir zaman askerî polis tarafından gerçekleştirilmediğini söyleyen Weiwei, havaalanında tutuklandığında polisin, “bu zamana kadar sen bize sorun çıkardın, bundan sonra biz sana sorun çıkaracağız” dediğini ekliyor.
Suçlanma korkusuyla ismini açıklamadan Reuters’le görüşen bir Weiwei yakını, sanatçının tutuklu olduğu süre boyunca on santim ila bir metre uzaklıkta bir polis eşliğinde durmak zorunda olduğunu ve psikolojik işkenceye maruz bırakıldığını söylüyor. İsmini açıklamayan bu tanık, vergi kaçakçılığı suçunu kabul ettiği için serbest bırakıldığı iddia edilen Weiwei’nin 81 günlük tutukluluk sürecinde bir kez bile vergi konusunun açılmadığını; tek sorgu konusunun Çin hükümeti aleyhine propaganda olduğunu ifade ediyor.
Çin vatandaşlarının Twitter’a girmesi yasak ama birçok kişi para karşılığında yurtdışından bağlanarak Twitter’a ulaşabiliyor. Tıpkı Youtube ve Türkiye ilişkisi gibi. Weiwei’nin Twitter hesabının 96 bin takipçisi var. Tutuklanana kadarki yaklaşık 60 bin mesajı ile sıkı bir Twitter kullanıcısı olan Weiwei’nin şu anda bu platformda da fikir beyan etme izni yok. Çünkü serbest bırakılmasının şartları arasında bir yıl boyunca Twitter ve benzeri medya kanallarında beyanat yapmamak ve insan hakları avukatları ile görüşmemek var. Buna rağmen, Weiwei 5 Ağustos’ta sessizliğine son verdi. İlk başta suya sabuna dokunmayacak türden mesaj yazan (öğlen yemeği 10 Çin mantısı; kiloya artı üç) Weiwei birkaç gün içinde eski tarzına geri döndü.
Weiwei, 7 Ağustos’taki Twitter mesajında, “bugün Liu Zhenggang’ı gördüm. İlk kez tutuklu olmak ile ilgili konuştuk... Bu çelik gibi irade sahibi adam gözyaşlarını tutamıyordu. Tutukluyken ani bir kalp krizi geçirdi ve neredeyse ölüyordu” yazdı. Daha sonra “Benle olan ilişkileri sebebiyle yasadışı bir şekilde gözaltında tutuldular. Liu Zhenggang, Hu Mingfen, Wen Tao ve Zhang Jinsong masum olmalarına rağmen korkunç manevi ve fiziksel işkenceye maruz kaldılar” diye ekledi. (Ai Weiwei’nin 3 Nisan’da tutuklanmasının hemen ardından tutuklanan arkadaşı Wen Tao, tasarımcısı Liu Zhenggang, muhasebecisi Hu Mingfen ve kuzeni ve aynı zamanda şoförü olan Zhang Jinsong da gözaltına alınmış ve ancak Weiwei’nin serbest bırakılmasının ardından onlar da serbest bırakılmışlardı.) 9 Ağustos’ta ise “Wang Lihong ve Ran Yufei için sesini çıkarmayanlar, yalnızca eşitlik ve adalet için savaşmaktan aciz değil, haysiyetsizdirler” yazdı. Bu mesajın ardından 43 yaşındaki aktivist blogger Ran Yufei serbest bırakıldı. 56 yaşındaki diğer aktivist Wang Lihong ise 12 Ağustos’ta mahkemeye çıktı ve suçsuz olduğunu söyleyen Lihong’un bir sonraki mahkeme tarihi belli değil.

Haberin Devamı

BATI’YLA DOĞU’YU BİRBİRİNE DÜŞÜREN MUHALİF SANATÇI

Çin’deki kanaat önderlerinden bir kısmı Ai Weiwei konusunun Batılılar tarafından Çin’i kötü göstermek için bir araç olduğunu hatta Weiwei’nin de bu üstü kapalı uluslararası komplonun işbirlikçisi olabileceğini söylüyorlar. Çin Siyasal Bilimler ve Hukuk Fakültesi profesörlerinden Wu Danhong “Çin’in güçlenmesini engellemek isteyen yabancı ülkeler, (sanki bir yerden tanıdık gibi) demokrasi uğruna muhalifleri bastırmaya çalışan Çin’i kınayarak ve Ai’nin davasını büyüterek, planlı bir biçimde Çin’i yıpratmaya çalışıyorlar” diyor.
Twitter mesajlarının ardından Çin’in uluslararası habercilik yapan ve Çin Komünist Partisi tarafından basılan Global Times gazetesine röportaj veren Weiwei, özgürlük ve adalet için savaşmaya devam edeceğini belirtiyor. Batılı medya tarafından Çin hükümetinin en büyük eleştirmenlerinden biri olarak tanımlanan Ai Weiwei, tutukluluğunun ardından ilk kez sessizliğini bozduğu röportajında hiçbir zaman Çin hükümetinin değişmesini talep etmediğini, “radikal bir devrimin Çin’in sorunlarını çözemeyeceğini, esas çözümün bilimsel ve demokratik bir siyasi sistemle” olabileceğini söylüyor. Weiwei’nin son beyanatları tutuklanmadan önceki sözlerinden daha ılımlı ve temkinli. Hatta “bilimsel [ve demokratik] siyasi sistem” tanımlaması Çin Komünist Parti’sinin başlıca söylemlerinden biri.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!