Güncelleme Tarihi:
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden gelen istek üzerine harekete geçen NPİSTANBUL ekibi, Boğaz Köprüsü'ndeki güvenliği sağlayan 137 polis ve amirlerine intihar vakalarına karşı müdahale teknikleriyle ilgili bir seminer verdi.
Seminer için, Psikoacil Ambulansıyla köprüdeki intihar teşebbüslerine 24 saat müdahale eden NPİSTANBUL Hastanesi ekibinden 3 uzman görevlendirildi.
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün başında bulunan Koruma Şube Müdürlüğü'nde 13-14-15 Ekim 2009 tarihlerinde gerçekleştirilen seminerde, 3 grup halinde alınan polislere seminer verildi. Polislerinde bu konuda çok deneyimleri olduğunu belirten NPİSTANBUL Hastanesi uzmanları, karşılıklı bilgi alışverişinde bulunduklarını söylerken, seminerin çok faydalı olduğunu belirttiler.
Seminer veren NPİSTANBUL Hastanesi ekibinden Uzman Psikolog Necmettin Gürsoy seminerle ilgili şu bilgileri verdi:
"Polislerimiz de intihar konusuyla ilgili çok bilgililerdi. Karşılıklı bilgi alışverişi oldu. Grup dinamiği sağlandı. Özellikle ilk müdahelede, intihar vakalarını güvenli yere çekme ve güvenli alan oluşturma konusunu vurguladık. Bu konunun öneminden bahsettik. Anlatımı slayt gösterileriyle gerçekleştirdik ve çok faydalı oldu. Aslında bu konu yanlız köprüde değil normal yüksek yerlerden ve bu tür teşebbüslerde bulunanlar her vaka için geçerlidir. Tüm bu alanda çalışanlara verilecek bir seminer olduğunu düşünüyorum. Polislere, önemli olanın vakayı konuşturabilmek ve intihar duygusunu ve bilişsel sürecinin seyrini değiştirebilmek olduğunu vurguladık. O anda söyleyeceğimiz söz ve kullandığımız beden dilinin çok önemli olduğu anlattık."
DİLİ KULLANMAK ÇOK ÖNEMLİ
Polislere, "Kişiyi kurtaracağım diye kendini de tehlikeye atmamaları ve kendi güvenliklerini de sağlamaları gerektiği" anlatılan seminerde, vakaya kahraman olarak değil profesyonel yaklaşma ve dili kullanma bilinci anlatıldı.
HANGİ KONULAR KONUŞULDU
Seminerde, İntihar Davranışının Tanımı, Tamamlanmış intiharlar, İntihar Girişimleri, İntihar Düşüncesi, İntiharladaki Ortak Uyaran Dayanılmaz Bir Ruh Acısıdır, İntiharların Ortak Amacı Bir Çözüm Arayışıdır, İntiharların Ortak Hedefi Bilinci Sonlandırmaktır, İntiharlardaki Ortak Duygu Çaresizlik, Umutsuzluktur, İntiharlardaki Ortak Bilişsel Durum Daralmadır, İntiharlardaki Ortak Tepki Daralmadır, İntihar Hakkında Yanlış Bilinenler, İntihar Neden Bazı Toplumlarda Daha Yaygındır, Ergenlikte İntihar, Yaşlılıkta İntihar, Cinsiyet Ve İntihar, Medeni Durum ve İntihar, Mevsimler Ve İntihar, Sosyal Sınıf Ve İntihar, Coğrafi Bölgeler Ve İntihar, Toplumsal Etmenler Ve İntihar, İntihar Ve intihar Davranışında Bulunan Kişilere Karşı Tutumlar, İntihar Hastalarının Tedavisi, İntiharda Kriz Yönetimi Ve Krize Müdahale konuları konuşulup anlatıldı.
Bu semineri veren NPİSTANBUL Hastanesi ekibinden Uzman Psikolog Neşe Özkarslı, Uzman Psikolog Kamil Ertekin ve Uzman Psikolog Necmettin Gürsoy verdi. 3 gün süren seminer büyük ilgi gördü.
İNTİHAR NEDİR?
İntihar dilimize Arapça'dan geçmiştir. Arapça göğüs göğüse vurma, boğazından asılma, deveyi boğazlama, gırtlağı bıçakla kesme anlamlarına gelen nahr kökünden türetilen intihar dilimize böyle yerleşmiştir.
İNTİHAR DAVRANIŞININ TANIMI:
İntihar nedir? İntihar kişinin kendini öldürmesi midir? Her kişinin kendini öldürmesine intihar denilebilir mi? İntihar tanımlanabilir mi? İntiharın diğer insan davranışlarıyla ilişkisi onu tanımlamamızı nasıl etkileyecektir? İntiharın tanımına ilişkin sorunlar hem tanım, hem de kavramsallaştırma düzeylerinde devam edecek gibi durmaktadır. Önüne sürülen tanımların hiçbiri olayın bütün yönlerini kapsamaya yeterli olmaya bilir ancak intiharın tanımlanmasıyla ilgili gereklilik ortadadır.
İntihar denilince yalnızca ölümle sonuçlanmış olaylar akla gelmektedir. Oysa intihar bilimcileri arasında yaygın bir uygulama intihar olayların birer davranış olarak ele alınmasıdır. Genel bir terim olarak intihar davranışı yaygın kullanım görmektedir. İntihar terimiyle düşünceyle başlayıp, ölümle sonuçlanan bir davranış yelpazesi ve sürecini anlatır. İntihar davranışı genel bir terimdir. Aşağıda sayılan davranışlar anlatılmak istenmektedir.
Tamamlanmış intiharlar: Ölümle sonuçlanmış olaylar. Kişinin kendisini öldürmesi olayı.
İntihar girişimleri: Kişinin kendisini öldürmek için yaptığı girişimler.
İntihar düşüncesi: Kişinin kendisini öldürmesini düşünmesi ve bu yönde planlar yapması.
Basit bir anlatımla intiharın bireyin bilerek ve isteyerek canına kendi eliyle kıyması olarak tanımlayabiliriz. Anak bu tanım yeterli değildir. Anlaşılacağı gibi intiharı tanımlarken üzeinde durulması gereken üç temel unsur vardır. Yeterli bir kapsayıcı tanıma ulaşabilmek için, üç temel unsurun göz önüne alınması gerekir. Bu temel unsurlar:
Niyet: Kişinin kendisini öldürmek isteyip istemediği ile ilgilidir. Kişi gerçekten kendisini öldürmek istemiş midir? Yoksa intihar davranışı bir kaza sonucu kişi istemeden mi gerçekleşmiştir?
Eylem: burada hem eylem hem de eylemsizlik önemlidir. Birey kendisini öldürmek amacıyla bir eylemde bulunmuş mudur? Bir olayın intihar sayılabilmesi için kişinin bir eylemde bulunması şart mıdır? Kişi herhangi bir eylemde bulunmadan da kendisini öldürebilir mi?
Güdü: Kişinin kendi canına kıyma amacı nedir? Onu bu yöne iten sebepler neledir? Kendini öldürmeyle kişinin amacı nedir? Neden bu davranışa yönelmiştir kişi?
İntihar davranışını tanımlarken bu üç unsurun göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Durkheim (1986) intiharı "Ölen kişi tarafından ölümle sonuçlanacağı bilinerek yapılan olumlu ya da olumsuz bir hareketin doğrudan ya da dolaylı sonucu olan her ölüm olayına intihar denir." diye tanımlamıştır. Bu tanımdan yola çıkan Odağ (1995) "ölüm", "eylem", "eylemin ölüme götüreceğinin bilinmesi" gibi kavramları irdelemektir. Odağ özellikle toplumun bu deneyimlerden anladıkları ile intihar davranışında bulunan kimsenin anladıklarının farklılıklar göstereceği üzerinde durmaktadır. Örneğin, kendi özel dünyasında trafik kazasında kaybettiği sevgilisi ile öbür dünyada buluşabileceği inancı ile bir gencin kendini öldürmesi intihar mıdır? Burada birey kendini öldürmüştür ama bunu kendini öldürmek için değil fakat öldüğüne kesin gözüyle baktığı öbür dünyada sevgilisiyle buluşmak için yapmıştır. Kişinin güdüsü hayattan kopuş değil tam tersine yaşama dört elle sarılmadır.
İNTİHARLARDAKİ ORTAK UYARAN DAYANILMAZ BİR RUH ACISIDIR.
İntihar, dayanılmaz bir acıya veya olaya karşı bir tepki olarak ele alınmaktadır. İntihar edenlerin ölümlerinden önce kaleme aldıkları notlar bu insanların ne kadar acı çektiklerini gösteren bir belgedir. Bu acılar hem kişisel iç mutsuzlukları hem de hayatta karşılaştıkları haksızlıklar veya başlarına gelen kötü olaylar karşısında duyulan çaresizlikten kaynaklanmaktadır. Shneidman (1993-1998), kendi yaşamına son veren kişiye duyduğu acıya dilimizde "ruh acısı" olarak çevirebileceğimiz "psychache" demektedir. İntihar ederek kendini öldüren bir kimseyi en iyi anlatan, çektiği acıdır. Goethe'nin ünlü romanı "Werther'in Acıları" genç Werther'in çektiği ruhsal acıyı ve derin mutsuzluğu anlatmaktadır. Neden bir insan, herkes yaşamak için bunca çaba harcarken sıkıntıya katlanırken, yaşamına nokta koymayı yeğlesin? Söz konusu acı fiziksel acıdan farklıdır. Fiziksel acı katlanılabilen, dayanması kolay bir acıdır belki ama ruh acısı bireye kendini öldürtebilir.
İNTİHARLARIN ORTAK AMACI BİR ÇÖZÜM ARAYIŞIDIR.
Birey, içinde bulunduğu durumun acısını, mutsuzluğunu sona erdirecek tüm yolları dener. Bütün çabaları başarısız olunca kendini öldürerek ortadan kaldırma yolunu seçer. Böyle bir çıkmazdayken kendini öldüren bir kimsenin yaptığı bir çözüm müdür? Bu, aslında bir çözüm değildir; yaşanılan mutsuzluktan kurtulma çabasıdır. Kişinin çözüme ulaşabilmesi için, kişinin herşeyden önce sağlıklı düşünebilmesi, sorunun değişik yönlerini değerlendirebilecek bir bilişsel ve ruhsal rahatlığa sahip olması gerekir. Oysa intiharda bireyin tek isteği içinde bulunduğu ve çözümsüz olarak gördüğü durumuna ilişkin bir çözüm bulma arayışıdır.
Yukarıda değinildiği gibi kendi canına kıyan kimse bunu yaşadığı, hissettiği o büyük acıdan kurtulmak için yapmaktadır. İntihar, her ne kadar çözüm olarak görülmese de intihar kişinin özel dünyasında bulabildiği yahut bulduğunu sandığı çözümü temsil etmektedir. Buna çözüm diyebilir miyiz? Kuşkusuz hayır. Buradaki çözüm sorunu çözmekten çok sorun sahibini ortadan kaldırmayı amaçlamakta ve dolayısıyla radikal bir çözüm olarak karşımıza çıkmaktadır. Çözüm bireyin bir sorun karşısında, hem kişisel hem de sosyal kaynaklarını kullanarak bir çıkış yolu bulma çabası olarak tanımlanabilir. Oysa intiharda birey sorunu çözmekten çok, sorunun sahibi olarak gördüğü kişiyi yani kendisini ortadan kaldırma yolunu seçmektedir. Bu açıdan bakıldığında intihar davranışı bir çözüm değildir. Doğru olan Bir şey varsa o da herhangi bir intihar davranışında bulunan bir kimsenin bir çözüm arayışı içerisinde olduğudur.
İNTİHARLARIN ORTAK HEDEFİ BİLİNCİ SONLANDIRMAKDIR
Kendini öldüren öldürmeyi düşünen veya bunun için girişimde bulunan kimseler dayanılmaz acı çekmektedir. Biraz önce bu acının ruhsal olduğundan bahsedilmişti. İçinde bulunduğu durumu çözümsüz görüp, umutsuzca sarıldığı ölüm fikri, aslında kişinin çektiği acıyı en iyi anlatabilecek yöntemdir. Kendini ister kişisel isterse çevresel olsun, kişinin kendi içinde hissettiği umutsuzluk o denli büyüktür ki, kişi bundan kaçıp kurtulmak için bilincini sonlandırmayı ister. Tıpkı alkolizmde bireyin mutsuzluğundan dolayı kendi ayık halinden kaçması gibi. Kendi yaşamını sonlamak, birey için bilincini sonlandırmak, dünya kapısını kapamak demektir. "Algılayamadığım sürece olaylar beni incitmezler, canımı yakamazlar."
İNTİHARDAKİ ORTAK DUYGU ÇARESİZLİK UMUTSUZLUKTUR
İntihardaki ana duygu umutsuzluk çaresizliktir. Kişinin içinde bulunduğu zorlayıcı yaşam, kendisine fazla bir hareket alanı bırakmamakta ve bireyi olabildiğince sıkıştırmaktadır. Bu sıkıştırılmşlık içinde bireyin duyguları hem çaresizlik hem de umutsuzluk olmaktadır. Bu çaresizlik ve umutsuzluk içinde kişi, kendini öldürmeyi tek çıkış yolu olarak görmektedir.