Polisin görev sınırı

Güncelleme Tarihi:

Polisin görev sınırı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 02, 2005 00:00

SİYASİ iktidarlar biliyorsunuz kişilik haklarına saygısızlık yaptığı iddiasıyla en çok basına (medyaya) saldırırlar.Ama Türkiye’de kişilik haklarını en çok ihlal eden medya değil, devlettir. Özellikle de polis bu açıdan eşsizdir.Yukarıdaki satırları bu defa Erzurum Emniyet Müdür Yardımcısı Nurettin Arıcı’nın marifeti yazdırdı bize.Müdür bey, Erzurum’daki fuhuş olaylarından gelen şikáyet üzerine Asayiş Şube Müdürü’ne;‘Bundan sonra fuhuşta yakaladığın tüm erkeklerin ailelerine telefon et. Hanımına özellikle söyle. Bunu talimat olarak yapın. Polis merkezi amirleri arkadaşlar da kadınlarla yakaladığı erkeklerin evlerine telefon edip kocalarını şu fahişeyle yakaladıklarını bildirsinler’ demiş.Gerçi dün Erzurum Valisi Celalettin Güvenç ile Emniyet Müdür Vekili Ahmet Demiral, kırılan potu düzeltmek için açıklamalar yapmışlar. Örneğin Vali, polisin fuhuşla mücadele için yoğun çaba sarf ettiğini ancak bu mücadelenin yasaların verdiği yetki çerçevesinde yapıldığını ve yapılacağını söylemiş. Ayrıca ‘Böyle bir uygulama olmayacak’ diye güvence vermiş.Emniyet Müdür Vekili de, ‘Emniyet Müdürlüğü’nün böyle bir uygulaması kesinlikle olamaz’ demiş.Neyse ki bu açıklamalar yüreklere su serpti. Yoksa yine Erzurum’da cereyan eden bir başka olay hafızalarımızda tazelenmekle kalmayacak, ‘Erzurum’daki polis amirlerinin görev anlayışı, yurdun öteki yerlerindekilerden farklı mı?’ sorusuna yanıt aramak zorunda kalacaktık.Artık geride kalmış sayılsa da o dediğimiz olayı anımsatmakta yarar var:Gazetelerin 29 Aralık 2003 tarihli sayılarında, ‘Erzurum Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Ayazlar’ın, Ukraynalı bir kadının 1335 erkekle ilişki kurduğunu bir basın toplantısı yaparak açıkladığını’ bildiriyorlar ve o toplantı sırasında gazetecilere teşhir edilen Okşana T. isimli kadının ayrıca boy boy fotoğrafını yayınlıyorlardı.Kadının teşhir edilmesinin nedeni Emniyet Müdür Muavini’ne göre, HIV virüsü taşıması, o nedenle de ‘canlı bombadan daha tehlikeli’ görülmesiydi.Hemen belirtelim:Okşana T. bu olayın ardından Ankara’ya gönderildi. Ankara Numune Hastanesi’nde, HIV virüsü taşımadığı ama kendisine sarılık teşhisi konduğu bildirildi. (2 Ocak 2004 gazeteler.)Okşana T. daha sonra Ukrayna’ya gitti. Oradan, hakkında kesin teşhis konulması için Belçika’ya gönderildi. Vekili, Belçika’dan da HIV virüsü taşımadığı yolunda rapor gelirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurup Türkiye’den tazminat isteyeceklerini açıkladı. Ama sonra ne oldu, anlaşılamadı.Bir başka örneği daha anımsatalım:Samsun Belediye Zabıtası da biliyorsunuz parklarda yan yana oturan genç kız ve erkekleri ahlaksızlık yapmasınlar diye uyarıyordu. Başkasının ırzının káhyası olmaktan vazgeçtiğimiz günü acaba bir gün görecek miyiz?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!