Güncelleme Tarihi:
POLİSTEN SÜRÜCÜLERE CEVİZ EZMESİ İKRAMI
POLİSTEN TATİLCİLERE 10 BİN KARANFİL
TATİLİN İLK 3 GÜNÜNDE 44 KİŞİ ÖLDÜ
Hurriyet.com.tr’ye konuşan İleri Sürüş Teknikleri Uzmanı Ethem Genim, İstanbul’da trafikte yaşanan problemleri ve nedenlerini farklı bir bakış açışıyla değerlendirdi. İşte Genim’in çarpıcı tespitleri:
İstanbul’da şehir 200 kilometreye ulaştı. Her gün yeni yollar yeni yerleşim yerleri ekleniyor. Kent büyüyor ancak yeni yerleşim bölgeleri ihmal ediliyor. Oysa kültür ve finans başkenti olma yolunda ilerleyen İstanbul’da trafik güvenliğinin de büyüme hızına göre geliştirilmesi gerekiyor.
ŞOFÖRLER OTOMOBİLİ YAYALARIN ÜZERİNE SÜRÜYOR
Bir ülkenin gelişmişliği gösteren en önemli faktör trafiğidir. İstanbul’a her gün binlerce yerli ve yabancı konuk geliyor. Bu insanlar havaalanında inip şehre ayak bastıkları anda trafiğin içine giriyor. Ancak hepsi ülkesine “Türkiye’de trafik çok tehlikeli” diyerek dönüyor.
Avrupa’ya baktığımızda durum kesinlikle böyle değil çünkü orada bir trafik kültürü var. Yurtdışına gittiğimizde biz nasıl “Kaldırımdan ayağımı attığım anda trafik durdu” diyorsak Türkiye’de durum tam tersi. Şoförler araçlarını yayaların üzerine sürüyor. Aslında ağır bedellere mal olan bu durum bizim insan haklarına ve hayatına verdiğimiz değeri gösteriyor. Bunu düzenleyecek olan trafik polisi ve elektronik sistemler.
YOLDA POLİS YOK
Ancak İstanbul’da artık hiçbirimiz yollarda trafik polisi göremiyoruz. Nitekim bu kadar kalabalık bir şehirde 20 bin polisin trafiği düzenleme için yapabileceği çok bir şey yok. 5 bin polisin masa başında çalıştığını, 5 bininin de izinli olduğunu düşünürsek koca İstanbul’da 10 bin polis görev yapıyor. Bu polisleri gün içinde yabancı devlet adamlarını, bakanları karşıladığını bir de onların yol güvenliğini sağladığını düşünürsek trafiğin bu kadar başı boş görünmesi doğal.
İSTANBUL POLİSİNE ÖZEL EĞİTİM ŞART
Biz trafik birimleriyle sürekli bilgi alışverişi içinde bulunuyoruz. Tabii ki iş dönüp dolaşıp bütçeye geliyor. Ekip ve ekipmanın sayısının arttırılması gerekiyor. İstanbul gibi stresi yüksek bir şehirde, trafik polisi olmak diğer illerde görev almaktan çok daha farklı. Bu nedenle İstanbul’daki trafik polislerinin de ayrıca eğitilmesi gerekiyor.
10 BİN KİŞİNİN ÖLMESİ NORMAL
Ülkemizde sürücüler kanunlardan korkmuyor. Kanunlardan korkanlarda saygılı kişiler. Trafik ihlali yapanlar ise kanuna saygısı olmayanlar. Hal böyle olunca cezaların cezaları caydırıcı olması lazım. Avrupa’da sürücüler trafik polisini gördükleri zaman çekinirler, kendilerine çeki düzen verirler. Ancak bu polisin kişiliğinden değil kanun adamı olmasından kaynaklanır.
Ne yazık ki ülkemizde sürücüler trafik polisinden yani kanunlardan çekinmiyor. Kanunlardan korkmazsanız 10 bin kişinin hayatını kaybetmesi çok normal.
MADDİ KOŞULLAR YETERSİZ
Bu durumun düzelmesi için İçişleri Bakanlığı’nın Emniyet Genel Müdürlüğü Trafikten Sorumlu Başkanlığı’na ve Trafik Eğitim Daire Başkanlığı’na yatırım yapması lazım.
Modern Türkiye’nin yüzü olacak polisimizin içinde bulunduğu maddi koşullar yüzünden elleri kolları bağlı. Otomobillerini verilen benzin bile kısıtlı. Hatta bozulan araçlarını ricayla tamir ettiriyorlar.
POLİSİ ÇAYCI YAPTILAR
Özellikle bayram tatili nedeniyle bugünlerde televizyonlar çok sık gördüğümüz bir manzara söz konusu. Trafik polisleri otomobilleri durduruyor, sürücülere çay, şeker ikram ediyor. “Yorgunsanız buyurun dinlenin” diyor. Oysa o sürücü yorgun araç kullanmasının ne kadar tehlikeli olduğunu bilmeli. Böyle şeylere gerek yok. Polisi çaycı yaptılar. Ne alakası var. Polis yeterince sempatik gözüktüğü için kimse takmıyor.
BAŞBAKAN İSTERSE KAZALAR YÜZDE 50 AZALIR
Bugün Avrupa trafiğinde aşırı hız yaptığınız zaman polis sizi kanunlardan kaçıyorsunuz diye değerlendiriyor. Bu kadar hızlı gittiğine göre kanun dışı bir şey yapmıştır diyor ve müdahale ediyor. Hiç düşünmeden yere yatırıp tutukluyor. Daha sonra 15 gün psikoloğa yolluyor, bir ay kamu görevi veriyor. Hastane ya da morgda görevlendiriyor ki, insan hayatını tehlikeye atan sürücü yaptıklarının sonuçlarını görsün. Üstelik kanunları çiğneyen kim olursa olsun
cezayı yiyor. Diğer insanların yaşam hakkına saygı duymazsanız, toplumsal yaşam içinde bireyleri yapacaklarını belirleyen kanunlar caydırıcı olmazsan, trafik ihlalleri yüzünden hayatını kaybedenleri sayısı her geçen gün daha da artar.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da bu konurda çok duyarlı. Başbakan Erdoğan bu işin üzerine 1 ay gitse Türkiye’deki kazalar ve can kaybı yüzde 50 azalır.