Polise dayak suçlaması
Güncelleme Tarihi:
Mustafa OĞUZ/İZMİR, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Haziran 28, 2006 11:26
İzmir'deki Alman Konsolosluğu'nun yakınındaki ganyan ve iddaa bayiinin sahibi Abdullah Akpınar, tartıştığı bir başkomiser ve iki polis memuru tarafından dövüldüğünü ileri sürerek şikayetçi oldu. Polis memurları da kendilerine küfür edildiğini, dövmelerinin söz konusu olmadığını belirtip Akpınar'dan şikayetçi oldu.
Yıllardır Alsancak'ta esnaflık yaptığını belirten Abdullah Akpınar, bir hafta önce Alman Konsolosluğu'nun yanında bulunan işyerine saat 01.00 sıralarında gidip, unuttuğu tansiyon ilacını almak istediğini, ancak kapının önüne parkeden bir kamyonet nedeniyle içeri giremediğini söyledi. Bu sırada yan taraftaki konsoloslukta görevli başkomiser A.P.'ye burada park yasağı olduğunu ve tansiyon ilacımı içeri girip alamadığını belirterek yardım istediğini söyleyen Abdullah Akpınar, sonraki gelişmeleri şöyle anlattı.
“Beni tersleyerek ‘Senin dükkanından bana ne’ diye cevap verdi. Ben de vatandaşın vergileriyle maaş alan polisin vatandaşa yardım etmesinin görevi olduğunu söyledim. Aramızda tartışma çıktı. Başkomiser A.P. ve polis memuru Ş.Ç. ile ismini bilmediğim bir polis memuru daha kollarımdan tutup silah kabzasıyla yüzüme vurdular. Her tarafım kanlar içinde kaldı.”
Polislerce yüzünden yaralandığını, morluklar oluştuğunu belirten Akpınar, dayağın ekip otosunda da devam ettiğini ileri sürdü. Akpınar, “Yüzümden kan akıyordu.
Beni hastaneye götüreceklerini söylemelirine rağmen önce karokala götürdüler. Daha sonra Alsancak Devlet Hastanesi'ne götürdüler. Esnaf olarak bana yapılan kötü muamele kapkaççılara, hırsızlara yapılmıyor. Beni kendilerine küfür ve hakaret etmekle suçladılar. Fakat ben onlara küfür etmedim. Beni döven polislerden şikayetçi oldum” dedi.
Olayın ardından, Akpınar'ın tartıştığı polislerin de kendilerine küfür edildiğini ileri sürüp karşı şikayette bulundukları belirtildi. Akpınar savcılıkça serbest bırakılırken, olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü öğrenildi.
“Beni tersleyerek ‘Senin dükkanından bana ne’ diye cevap verdi. Ben de vatandaşın vergileriyle maaş alan polisin vatandaşa yardım etmesinin görevi olduğunu söyledim. Aramızda tartışma çıktı. Başkomiser A.P. ve polis memuru Ş.Ç. ile ismini bilmediğim bir polis memuru daha kollarımdan tutup silah kabzasıyla yüzüme vurdular. Her tarafım kanlar içinde kaldı.”
Polislerce yüzünden yaralandığını, morluklar oluştuğunu belirten Akpınar, dayağın ekip otosunda da devam ettiğini ileri sürdü. Akpınar, “Yüzümden kan akıyordu.
Beni hastaneye götüreceklerini söylemelirine rağmen önce karokala götürdüler. Daha sonra Alsancak Devlet Hastanesi'ne götürdüler. Esnaf olarak bana yapılan kötü muamele kapkaççılara, hırsızlara yapılmıyor. Beni kendilerine küfür ve hakaret etmekle suçladılar. Fakat ben onlara küfür etmedim. Beni döven polislerden şikayetçi oldum” dedi.
Olayın ardından, Akpınar'ın tartıştığı polislerin de kendilerine küfür edildiğini ileri sürüp karşı şikayette bulundukları belirtildi. Akpınar savcılıkça serbest bırakılırken, olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü öğrenildi.