OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 27, 2002 00:00
Geçen yıl cinayete kurban giden iÅŸadamı Ãœzeyir Garih'in eÅŸi ve çocukları, ‘Dr. Ãœzeyir Garih’ adlı bir kitap hazırladı. Kitaptaki anılardan Ãœzeyir Garih'in 1958 yılında Ankara'ya Merkez Bankası'na polis tarafından götürülüşü dikkati çekiyor.Ãœzeyir Garih'in ölümünün birinci yılında eÅŸi Lili ve çocukları Dalia Garih Herzikowitz, Ä°zzet Garih tarafından yayınlanan Dr. Ãœzeyir Garih adlı kitap, ünlü sanayicinin bilinmeyen sırlarını gün ışığına çıkardı. Garihin en ilginç anılarından biri mevcutlu olarak, yani polis tarafından Merkez Bankası'na götürülmesi ve banknot matbaasının havalandırma sisteminin yaptırılması.Garih'in 1958'de polis eÅŸliÄŸinde Merkez Bankası'na gidiÅŸiyle ilgili anısı, çocuklarının yayınladığı kitaba şöyle yansıdı:ANKARA YOLCULUÄžU‘‘Bir cumartesi akÅŸamı iki polis gelmiÅŸ evime. Ertesi gün de tekrar geldiler ve dediler ki, 'Yarın sabah saat 07.00'de sizi Ankara'ya götüreceÄŸiz.' Sebebini sorduÄŸumda bana cevap vermediler. Ben de kızımı ve karımı, kayınpederimin yanına götürdüm. Ertesi sabah 07.00'de hazır oldum. Hava meydanına götürdüler. Bana bir bilet verdiler ve uçaÄŸa bindik. Ankara 2.5 saat sürüyordu o zamanki uçakla. 2.5 saat boyunca niçin gittiÄŸimi, nereye götürdüklerini düşünüp durdum. Acaba ne yapacaklardı? Alana iner inmez bir siyah araba uçağın yanına kadar geldi. Bana, 'Haydi seni Merkez Bankası'na götürüyoruz' dediler. Åžaşırdım, Pazar günü olmasına raÄŸmen Merkez Bankası'nın arka kapısından beni toplantı odasına götürdüler. 10, 15 dakika kadar bekledim. İçeriye 5-6 kiÅŸi girdi. Bunlardan birini tanıyordum. Vehbi Ekesan, kendisi Maliye Bakanlığı MüsteÅŸar Yardımcısı'ydı. Ben tabii bunları görünce rahatladım ama o zaman kadar baÅŸlarındaki ÅŸahıs da kendini tanıttı. ‘Ben Tan DoÄŸan, Merkez Bankası Guvernörüyüm. Bakın bizim banknot matbaamız var ama para basamıyoruz. Çünkü ısıtma kliması uygun çalışmıyor, renkler üst üste kayıyor. Bu iÅŸ için 3 ay gibi süremiz var. Sayın BaÅŸbakanımız Adnan Menderes bey talimat verdi, (Bu matbaa çalışacak ve para da basılacak.) Bu arada bizim dövizimiz de çok kıt. Bu iÅŸi sizin yapacağınızı Sümerbank'tan öğrendim. Onun için oturun ve teklifinizi yapın.' Ardından beni bir araba ile Merkez Bankası'nın matbaasına götürdüler. Tabii ilk iÅŸim telefonla evi aramak oldu.’’HOCASI ERBAKAN Kitapta; Ãœzeyir Garih’in baÅŸka bazı ilginç özellikleri de yer alıyor. Buna göre, Garih otomobil kullanmayı, Ä°TÃœ'den hocası Prof. Dr. Necmettin Erbakan'dan öğrenmiÅŸ. Ölümünden 5 yıl önce de Can Kıraç'a Kur'an-ı Kerim okuduÄŸunu iman eden bir insan olduÄŸunu söylemiÅŸ. Garih Erbakan'dan araba kullanmayı nasıl öğrendiÄŸini de şöyle anlatıyor:‘‘Necmettin hoca beni sever ve baÅŸarılı bulurdu. Motor sınavında en baÅŸarılı öğrencisi ben olmuÅŸtum. Otomobil kullanmayı da Hürriyet-i Ebediye Tepesi'nde bana Erbakan hoca öğretmiÅŸti. Hoca o zaman da dindardı. Gayrimüslim olduÄŸum için bana hiçbir zaman ayrıcalık yapmamıştır.’’Garih'in Kur'an-ı Kerim konusundaki anıları da özetle şöyle:‘‘Ben çok Kur'an-ı Kerim okudum. Tefsirini ve Fransızcası'nı da okudum. Herkes kendine göre tefsir ediyor ayetleri. Arapça çok zengin bir lisandır. Piyanoda 'do' ile 're' arasında bir diyez ve bir bemol vardır. Halbuki, kemanda 'do' ile 're' arasında, yorumlama durumunuza göre, sonsuz aralıklar bulunur. Bu anlamda, Türkçe, Arapça lisanı karşısında fakir kalmaktadır. Kur'an tefsirleri de çok farklı yorumlanmaktadır. Tefsirler farklı olduÄŸu ölçüde anlamlar deÄŸiÅŸir. Ben müminim, iman eden bir kiÅŸiyim. Ama her gün sinagoga gidip de dua etmem. Benim kendime göre bir inancım vardır, dua ederim, yakarırım.’’Â
button