OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 04, 2005 00:00
Tayyip Erdoğan, asayiş konularındaki bozukluk konusunda şu iddialarda bulundu: "Emniyet'in içine de siyaseti soktular. Bilgi sızmaları var." Asayiş ülkede her geçen gün bozuluyor. Bir güvenlik sorunu yaşanıyor. Hırsızlık, gasp, kapkaç tırmanıyor. Ne oluyor, yani emniyet mensupları olayları ciddiye almıyor mu, hükümetin bu konuda ciddi projeleri var mı?Olayın temeli yoksulluktan da kaynaklanıyor. Aslında son dönemlerde yapılan operasyonlarla önemli bir sindirilme, çökertme sağlandı. Seri operasyonlar yapılıyor. Biz de toplantılar yapıyoruz. Ama ortada bir gerçek var. O da göç. İstanbul bu işin başını çekiyor. Ama bir diğer gerçek de emniyet buna karşı personel alımı yapamıyor. İstanbul’da emniyet mensubu sayısı benim dönemimde 32 bindi, şimdi bu rakam 27 bine düştü. Korumaları ve sabit görevlileri de saydığınızda bunlarla İstanbul’u kontrol altına alamazsınız. Bu yüzden üniversite mezunlarını teşkilata alalım diyoruz. İlk 10 bin kişi düşünüyoruz. İlk etapta da 2 binini alarak işe başlayacağız. Burada bir diğer sorun da, polis dahil olmak üzere personelin özlük hakları. Hepsi birbirinden farklı ve adil değil. Biz özlük haklarının iyileştirilmesi için özel bir çalışma yapıyoruz. Hatta şunu söyleyebilirim ki, önümüzdeki bakanlar kurulunda ilk taslak çalışması masaya yatırılacak. Bir de tabii ki şunu söylemek gerekiyor... Emniyetin içine de siyaseti soktular. BASINDAN ÖĞRENİYORUZBu ne demek. Yani sizi yıpratmak için birileri polisi mi kullanıyor. Siyasi rakipleriniz mi? Ne anlama geliyor bu?Mesela bilgi sızmaları var. Mesela emniyet almadan önce biz her şeyi basından öğreniyoruz. Ama öyle konular var ki bunların duyurulmaması ve sessizce üzerine gidilmesi gerekiyor. KOORDİNASYON SIKINTIMIZ VARÖzerk kurumlar meselesine gelelim. Bazı yasal düzenlemeler, atamalar, hükümeti etkin kılma çabaları. Bu sizce özerkliğe zarar vermez mi?Hayır bu tasarılar aksine, özel kurumların özerkliğini giderme değil, daha etkin bir yapı ortaya çıkarma çabası. Burada bir reel sektör bir de finans sektörü ile ilgili olanlar var. Bunlarda koordinasyon eksikliği var. Bunun sıkıntısını yaşıyoruz. Özellikle ihalelerde çok ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Koordinasyon sağlanamıyor ve kayıplar yaşanıyor. Üst kurullar tabii ki olmalı ama koordinasyon da sağlanmalı. Sürat de çok önemli. Yabancılar mı yapacak, kim yapacaksa yapsın da, ülke bir an önce kaliteye sahip olsun. Eğer biz Antalya Havalimanı’nı vermemiş olsaydık, 10 ayda bitiremezdik. 4 sene sonra devletin olacak. Hem para vermiyorsun, hem para kazanıyorsun, hem de çağdaş bir yapıya sahip oluyorsun. Soykırım Kongre’de Bush’tan geçmezErmeni meselesi yine ısıtılarak Türkiye’nin önüne sürülüyor. Amerikan kongresinde Ermeni tasarısının getirilmesi için ‘90 imza toplarız’ diye açıklama yapılıyor. Bu konuda alınan tedbirler nelerdir?İşe İngilizlerle başladık. Bu ülkenin muhalefet lideri ile konuştuk, çok anlayışla yaklaşıyorlar. Ermenilerin dayanak noktası olan Mavi Kitap’taki iddiaları çürütüyoruz. Almanlara bunu izah ettik, gerçeği gördüler. Bu kitabın şifrelerini ortadan kaldırıyoruz. Bu iş tamamen siyasi propaganda aracı. Ermenistan kargo uçakları İstanbul dahil Türkiye’ye inip kalkabiliyor. Kültür Bakanlığı Van Gölü’ndeki adada bulunan kiliseyi restore ediyor. Kaldı ki Ermenistan’daki Ermeniler bu kadar olumluyken, bu dışarıdaki Ermenilere ne oluyor da bu kadar karşı çaba içindeler. Tehciri yani göçü kalkıp, tüm dünyaya Ermeni soykırımı diye anlatıyorlar. Savaş başka, göç başka. Peki ABD kongresine gelir mi? Geçmişte ABD başkanları yanılmıyorsam iki kez bunu engellediler. Bush da aynı şeyi yapar mı?Benim ona güvenim tam. Çünkü bu konuda çok hassas ve hakkaniyetten yana. Ben kendisinin gerektiği zaman gereken adımı atacağına inanıyorum. Zaten bizim kurumlarımız da ABD’de gereken yerlerde gereken temaslarda bulunuyorlar. İlişkilerin gidişinden o da mustaripABD ile ilişkiler nasıl gidiyor? Bakıyorsunuz her gün alttan bir şeyler çıkıyor.Ben bu konuyu bizzat ABD Başkanı Bush ile görüştüm. O da mustarip. Bu krizi aşmak için bana ‘Ne yapabilirim’ diye sordu. Konuştuk, en üst düzeyde iletişim kararı aldık. Bir sorun olduğunda doğrudan ikimiz konuşacağız. Çizgi filmlerde bile Türkiye’ye saldırıyorlar. Yoksa arada bir iletişim sorunu mu var? Kabul etmek gerekirse var tabii. Dışişleri özel çalışmalar yapıyor. Bizim bazı çalışmalarımız var. Ancak bu konuda sivil toplum örgütleri ve basının da desteğine ihtiyacımız var. Politika yok demek yanlış Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Yaşar Büyükanıt, ‘Türkiye’nin Irak politikası yok’ dedi. Siz ise Irak politikanızı anlatıyorsunuz, dünya ile paylaştığınızı söylüyorsunuz. Genelkurmay’ın bakışı ile sizin bakışınız arasında bir fark, bir sorun mu var?Ben bu sözleri gazetelerde okudum. Ama Özkök Paşa konulara daha bir açıklık getirdi. Org. Büyükanıt’ın kuvvet komutanı olarak konuştuğunu söyledi. Irak’la ilgili elbette bir politikamız var. Bu politika bugünün meselesi değil, bizden öncekilerden geliyor. Yani devlet politikası. MGK’da sürekli bu konu da ele alınıyor. Dışişleri ve askerlerle koordineli yürütüyoruz. ‘Politika yok’ demek yanlış olur. 2007 Köşk için parti grubu ile karar veririz2007 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’ın Çankaya Köşkü’ne çıkacağı iddiaları var. Bunu sormadan geçemedim. Erken
seçim var mı yok mu diye sormuyorum. Bunu bana 4 kez söylediniz. Zaten bunun aksini yaparsanız benim açımdan güvenilirliğinizden puan kaybedeceksiniz. Siz de erken seçimi konuşmanın bir ihanet olduğunu söylediniz. Ama 2007 Mayısı’nda kaçınılmaz bir Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Sezer’den önceki iki dönemde başbakanlar Çankaya’ya çıktı. Turgut Bey çıktı pişman oldu, Süleyman Bey çıktı çok sevdi, uzatmak istedi. Siz ne yapacaksınız. Aday mısınız? Kafanızda böyle bir düşünce var mı? Hatta Abdullah Gül’ün size 2007’de ‘Cumhurbaşkanı olursunuz, ben de başbakanlığı devam ettiririm’ dediği iddiaları var.Abdullah Bey’e atfen verilen bu sözler kesinlikle doğru değil. Böyle bir şey söylemedi. Biz şimdi işleri yürütmeye ve görevlerimize bakıyoruz. Cumhurbaşkanlığı ile ilgili 2007’de o günün şartlarına bakarız, durumu değerlendiririz. Parti grubu ile karar veririz, ona göre adım atılır. O gün gelmeden koltukları geleceğe dönük paylaşmak olmaz. Bugün neredeysek o görevin gereğini yaparız. Cumhurbaşkanlığı konusunu düşünmek için daha çok erken. O zaman her şey olumlu olursa, Türkiye rayına girdiyse, hedeflerinize ulaştıysanız gönlünüzden geçer mi? İnsanların da o zamanki şartlar altında atmosfer içinde bakışları değişebilir. O zamanki değerlendirme ayrıca yapılır. Hasankeyf Zeugma ve İshak Paşa kurtulacakTeşvik yasasının fazla genişletilmiş olmasına IMF karşı çıkıyor. Bazı illerden de ‘mağdur oluyoruz’ diye şikáyetler var.İl sayısını 36’dan 49’a çıkarma düşüncesi var. Arada kalan iller şikáyetçidir. Ama bir de sektörel havzalar konusu var. Mesela, çay ve fındık üretiminin yapıldığı illerde özel programlar uyguladık. Yani her ilde özelliğine göre girişimlerde bulunuyoruz. Bu yasanın amacı, işleri engellemek değil, istihdam yaratmak. Şimdi daha önceki iller zaten teşvik almış ama parayı alan batıya kaçmış. Biz etkin tedbirlerle geride kalan illerde hem göçü durduracağız, hem iş yaratacağız. Ama özel sektöre de iş düşüyor. Mesela Muş’ta ASO Başkanı Zafer Çağlayan, örnek bir kalkınma modeli sergiliyor. Rize’de de benzer girişimler var. Burada umudu tahrip etmemek lazım. Mesela Mardinlileri teşvik ediyorum. Bu il turizm merkezi olabilir. Hasankeyf’i sular altında kalmaktan kurtaracağız. Zeugma’yı kurtaracağız, İshak Paşa Sarayı’nı yeniden ele alacağız. İşte Antalya örneği, yeni açılacak terminalle Antalya turizm patlaması daha yaşayacak. Turisti de kazanacağız. 5 yıl bakan kalırım denemezBasın istiyor diye kabinede revizyon yapmam dediniz. Biz de uzun süredir bir şey yazmıyoruz. Ama hálá bir hareket yok. Kabine değişikliği olacak mı?Hiç kimse ‘Ben 5 sene bakan olarak kalacağım’ diyemez. Hiçbir kabinede böyle olmamıştır. Parti içi gelişmelerle değişiklik gerekebilir. Ne benim, ne arkadaşlarımın ne de parti grubunun bu konuda bir rahatsızlığı olabilir. Kedim
Fenerbahçe Fenerbahçe bakıyorEfendim, röportaj sona ermeden kedili karikatür iÅŸini artık bitirseniz.Ya ben aslında kedileri çok severim. Size ilk kez söylüyorum benim bir Van kedim var. Halen Konut’ta duruyor. Ama siz pek sevmezsiniz. Yoo, niye sevmeyeyim. Benim kedilerle bir sorunum yok. Bu kediyle olur. Çünkü bir gözü lacivert, bir gözü sarı. Fenerbahçe Fenerbahçe bakıyor. Â
button