Güncelleme Tarihi:
Nelson Mandela’nın avukatı Essa Moosa, İnsan Hakları Derneği (İHD) tarafından düzenlenen bir foruma katılmak ve Gezi Parkı eylemine destek vermek amacıyla geçen hafta İstanbul’daydı. Moosa’yla Güney Afrika’da Apartheid döneminde yapılan gösterilerle Gezi Parkı direnişi arasındaki benzerlik ve farklılıkları konuştuk:
Güney Afrika Cumhuriyeti de geçmişte çok büyük gösterilere sahne oldu. Türkiye’de Gezi Parkı direnişiyle başlayan gösterileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bir kere bu hükümet, anayasal olarak seçimle iktidara gelmiş. Dolayısıyla da tabii ki meşru bir temsil gücü var. Ancak bir ülkede yaşayan insanların kendi yaşam tarzları ve alanlarıyla ilgili kararlarda söz sahibi olma hakları da var. İnsanlar tabii ki de barışçıl gösteriler ve yürüyüşlerle düşüncelerini ifade edecekler. Bu da demokratik süreçlerin vazgeçilmez bir parçası. Bu yüzden bu protesto gösterilerini ve yürüyüşlerini hiçbir zaman yasaklamamalısınız. Çünkü yasakladığınız ya da polis şiddetiyle cevap verdiğiniz sürece karşılığında daha büyük bir protestoyla karşılaşırsınız. Polis ne kadar şiddetli müdahale ederse gösteri o kadar büyür.
Güney Afrika’da öyle mi oldu?
- Evet, Güney Afrika’da Apartheid rejimi döneminde gösterilere izin verilmiyordu ve müdahale ediliyordu. Ancak izin verilmedikçe direniş daha da arttı ve gösteriler daha şiddetli olmaya başladı. Apartheid rejimi sırasında çok sayıda insan gösterilere katıldığı için tutuklandı ve hapse atıldı. Sadece De Klerk iktidara geldikten sonraki aylarda bu gösterilere izin verildi. İşte o zaman insanlar mesajlarını hükümete iletmeyi başardılar. Tüm bu gösterilerin sonunda Mandela serbest bırakıldı ve ANC üzerindeki yasaklama kaldırıldı. Tabii bunda uluslararası yaptırımların payı da var.
Gezi Parkı eylemcilerinin nelere dikkat etmesi gerek?
- Bu eylemi organize edenlerin eylemin kontrol altında tutulduğundan emin olması gerek. Bu kesinlikle barışçıl bir protesto eylemi olmalı, içerisinde şiddet içeren öğeleri barındırmamalı. En önemlisi de bu tür gösterilerde her zaman ajan provokatörler olabilir. Bu provokatörler gösterinin toplum nezdindeki kredisini azaltmak için insanları daha fazla şiddet uygulamaya teşvik edebilirler. Bunlara karşı uyanık olmak gerek.
Güney Afrika’daki Apartheid döneminde yaşanan gösterilerde bu tür provokatörler var mıydı?
- Hem de çok fazla. Apartheid rejimi Nelson Mandela’nın serbest bırakılması ve partisi olan Afrika Ulusal Kongresi’ne (ANC) konan yasağın kaldırılması için yapılan eylemlerde göstericilerin arasına kendi ajanlarını yerleştirmişti. Ne zaman bir protesto eylemi olsa göstericilerin arasına karışıp onları aşırı şiddet kullanmaya itiyorlardı. Amaçları kamuoyu nezdinde bu gösterilerin itibarını sarsmak ve “Bakın işte bunlar şiddet kullanan aşırı gruplar” demekti.