Polis müdürüyle eşcinsel mağdur arasında kırmızı tanga polemiği

Güncelleme Tarihi:

Polis müdürüyle eşcinsel mağdur arasında kırmızı tanga polemiği
Oluşturulma Tarihi: Ekim 04, 2003 02:23

Geçtiğimiz 22-27 Eylül tarihleri arasında İstanbul'da yapılan Avrupa Adli Bilimler Akademisi Kongresi'nin eşcinsel cinayetlerinde aşırı şiddete yönelik son oturumunda ‘‘kırmızı tanga külot’’ polemiği yaşandı.

İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Halil Yılmaz eşcinsel cinayetlerindeki maktullerin ortak özellikleri arasında ‘‘kırmızı tanga külot’’ giymelerini saydı. Daha sonra söz alan eşcinsel mağdur Cem Başeskioğlu, kırmızı tango külodu olmadığı halde uğradığı saldırıda 17 yerinden bıçaklandığını söyledi. Başeskioğlu, Yılmaz'ın sıraladığı diğer kriterlere ve cinayet nedenlerine katılmadığını da söyledi. Polis müdürü Yılmaz, eşcinsel cinayetlerindeki maktullerin ortak özelliklerini sayarken kırmızı tango külodun yanı sıra ‘‘eğlenceye düşkün, evinde pornografik yayınlar bulunan’’ kişiler demişti.

Avrupa Adli Bilimler Akademisi Kongresi'nin ‘‘Homoseksüel, Transseksüel ve Transvestit Cinayetlerinde Aşırı Şiddet’’ konulu son oturumu eşcinseller ile polisin bakış açısındaki farklılıkların sergilenmesine de vesile oldu:

POLİSİN BAKIŞ AÇISI

İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Halil Yılmaz, ‘‘Eşcinselliğin, cinsel tercih olarak gösterilmek istendiğini’’ ancak bazı kişilerin sadece para kazanmayı amaçladığını söylüyor. Öldürülenlerin gelir düzeyinin yüksek, zanlıların ise işsiz olmasının bu kanıyı kuvvetlendirdiğini, bazı zanlıların ise eşcinsel ilişkiye girdikten sonra pişman olarak cinayet işlediğini anlatıyor. Yılmaz'a göre ekonomik koşullar ‘‘cinsel sapkınlıklar’’a yol açıyor. Yılmaz aynı zamanda İstanbul'da gay-barların 1970'lerde açıldığını ve bundan sonra hem barların hem de eşcinselliğin artığını öne sürüyor ve eşcinselliğin ‘‘toplumu rahatsız ettiği’’ görüşünde.

EŞCİNSEL MAĞDURUN AÇISI

Chat'te tanıştığı partneri tarafından kendi evinde 17 yerinden bıçaklanan 32 yaşındaki sinemacı Cem Başeskioğlu ise sözlerine ‘‘Kırmızı tango külodum yoktu, evimde pornografik malzeme bulunmadı, zengin de değilim’’ diyerek başladı. Yılmaz'ın cinayetlerin eşcinsellerin aralarındaki problemlerden kaynaklandığı yorumuna da katılmadığını söyledi. Başeskioğlu, polisin kendilerine taraflı davrandığına inanmadığını ancak özellikle sokakta görev yapanların yeterli eğitimi bulunmadığını düşünüyor.

MAKTULLER EĞİTİMLİ VE YALNIZ

İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Halil Yılmaz'ın verdiği bilgiye göre İstanbul'da 1995'ten beri 36 eşcinsel cinayeti yaşandı. Bunlardan 34'ü aydınlatıldı. Cinayetlerden 24'ü bıçaklama, 4'ü tabanca ve 8'i darp, boğma neticesinde gerçekleşti. Bu cinayetlerde maktullerin ortak özellikleri şunlar:

n Yüksekokul mezunu, meslek sahibi, gelir düzeyi yüksek, yalnız yaşayan, hiç evlenmemiş ya da boşanmış kişiler.

n Eğlenceye düşkünler, aşırı alkol kullanmıyorlar, Taksim'deki bar ve kafeteryalara gidiyorlar.

n İlişkiye girecekleri kişileri evlerine götürüyorlar.

n Evlerinde birlikte oldukları erkeklerin çıplak fotoğrafları, prezervatif, vazelin türü kremler ve vibratör bulundu.

n Çoğunluğu kırmızı tanga külot giyiyor.

n Maktullerin 17'si aktif, 13'ü pasif, 4'ü de aktif-pasif eşcinsel.

n En büyük grubu yüzde 37 ile 30-42 yaş arası oluşturuyor. Bunu yüzde 20 ile 42-54, yüzde 17 ile 18-30, yüzde 14 ile 54-66, yüzde 9 ile 60-78 ve yüzde 3 ile 0-18 yaş arası oluşturuyor.

n Cinayet yerlerinde yüzde 61 ile ev veya işyeri ilk sırayı alıyor. Bunu yüzde 22 ile metruk bina ve boş alanlar, yüzde 17 ile cadde üzeri ve köprüaltları izliyor.

Eşcinsel Cem Başeskioğlu 17 yerinden nasıl bıçaklandı?

Cem Başeskioğlu, chat yaparken adının Mehmet olduğunu söyleyen Ankaralı bir eşcinselle tanıştı. 22 Ocak 2001 günü Mehmet, evinin bir sokak ötesindeki internet cafe'de olduğunu söyleyince onu evine davet etti. Birlikte yemek hazırlayıp, yediler. Daha sonra çay yaptı. Chat arkadaşı onun çayına şekerini atıp, karıştırarak kendisine sunacak kadar kibardı. İyi dost olacaklardı. Daha sonra seviştiler. Cem Başeskioğlu, ertesi gün işe gideceği için yattı, Mehmet oturmaya devam etti.

Geceyarısı Cem Başeskioğlu acı ile uyandı. Kötü bir rüya görüyordu. Gözlerini açtığında kucağına oturan Mehmet'in onu bıçakladığını gördü. Yine de rüya sandı. Zorlukla Mehmet'i iterken bağırsaklarını fark etti. Tam rüya olmadığını anlamıştı ki bu sefer Mehmet sırtını bıçaklamaya başladı. Boğuşmaya başladılar. Daire kapısına tekme atıp, komşularını uyandırmayı başardı. Boğuşma sırasında ayak tırnaklarının 3'ü koptu, 17 yerinden bıçaklandı ama sonunda bıçağı keskin tarafından tutup, ele geçirdi. Bu bulaşıkları yıkamaya üşendiği için yemek hazırlarken kullandığı kör bıçaktı. Mehmet'e sordu: ‘‘Neden?’’ Mehmet'in cevabı, ‘‘Tamam gidiyorum’’ oldu. Sonra bulunduğu yere yığıldı. Komşuların çağırdığı polisler gelmişti. Onu bulduklarında başında bekleyen polisi unutamadı. Polis, ona ‘‘İyi olacaksın’’ dedi. Su istediğinde ‘‘İçme aslanım, daha çok canın yanar’’ yanıtını verdi. Eşcinsel olduğunu anlamamıştı belki de.

Otuzaltı cinayetin istatistiği

Zanlılar işsiz ve dışlanmış

Toplam 36 cinayette zanlılardan alınan bilgilere göre sıralanan özellikler ise şöyle:

Ailesinden dışlanmış, geçimini temin edemiyor, işsiz.

Çoğunluu başka suçlardan emniyette işlem görmüş.

Maktulün ilişki karşılığı para verdiğini bildiklerinden gasp amaçlı ilişkiye giriyorlar.

Zanlıların 14'ü aktif, 15'i pasif ve 3'ü aktif-pasif eşcinsel.

Yüzde 82'si 18-30, yüzde 16'sı 30-42 ve yüzde 2'si 54-66 yaş arasında.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!