Polis, hayatımızı mahvetti

Güncelleme Tarihi:

Polis, hayatımızı mahvetti
Oluşturulma Tarihi: Şubat 22, 1998 00:00

Haberin Devamı

Öğretmen Mustafa Özkan'ın katilleri diye yakalanan ve 3 hapis yattıktan sonra serbest bırakılan Ali Haydar Fidanoğlu, Ali Fidanoğlu ve Zeliha Vural, poliste işkence gördüklerini söylediler. ‘‘Katil’’ damgası yediklerini belirten sanıklar, ‘‘hayatımız mahvoldu’’ dediler.

Tarsus'ta geçen ekim ayında öldürülen Tarsus İmam Hatip Lisesi Müdür Yardımcısı Mustafa Özkan'ın katil zanlıları olarak tutuklanan, 3 ay cezaevinde yattıktan sonra ilk duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Ali Haydar Fidanoğlu, Ali Fidanoğlu ve Zeliha Vural, uydurma bir senaryoyla gözaltına alındıklarını, poliste işkence gördüklerini öne sürdüler. 19 Şubat günü Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan ilk duruşmada, idamları istenen 24 yaşındaki Ali Haydar Fidanoğlu, amcasının oğlu 23 yaşındaki Ali Fidanoğlu ile 19 yaşındaki Zeliha Vural hazır bulunurken, dinlenen tanıklar, cinayetten sonra kaçan kişilerin Ali Haydar Fidanoğlu ile Ali Fidanoğlu'na benzemediğini söylediler. Ayrıca tanıklara duruşmadan 3 gün önce öğretmen Oktay Bulun'u öldürdüğü iddiasıyla yakalanan Hizbullahçılar Mustafa Eroğlu ile halen firarda olan Harun Tetik'in fotoğrafları gösterildi. Tanıklardan biri, kaçan 2 kişinin fotoğrafları gösterilen kişiler olduğunu söylerken, bir tanık da benzediğini ifade etti. Mağdurlar şunları söyledi:

Ali Fidanoğlu Gözaltına alındıktan sonra silahın nerede olduğunu sordular. Silahımın olmadığını söyledim. Gözlerim bağlanarak, askıya alındım. Üç gün sonra, daha önceden tanıdığım Zeliha Vural'ı karşıma getirdiler. Gördüğü işkence sonucunda 'Ali'nin silahını deri montunun altında gördüm' demiş. Ancak benim deri montum hiç olmadı. 8 gün sürekli gözlerim bağlı askıya alındım. Elektrik verdiler. Herşeye rağmen suçsuz olduğum için suçlamaları kabul etmedim.

Ali Haydar Fidanoğlu Ali ile birlikte öğretmen Mustafa Özkan'ı öldürdüğüm söylendi. Kabul etmedim. Beni askıya aldılar. Bu durum her gece 2-3 kez oluyordu. Defalarca buza yatırıldım, üzerime soğuk su dökülüyordu. Cereyan verdiler. Tüm bu işkencelere rağmen, olayla ilgim olmadığı için suçlamaları kabul etmedim. Üç ay boş yere hapis yattık, toplumda öğretmen katili damgası yedik. Ailemizin çocukları okula gidemez duruma geldi. Katil damgasının hesabını kim verecek?

Zeliha Vural Falakaya yatırıldım, gözlerim bağlandı. Çırılçıplak soyup, memurların önünden geçirerek bodrumda tecavüz edeceklerini söylediler. Çok korkmuştum, dayanılmaz işkenceler nedeniyle getirdikleri boş kağıdı imzaladım. Suçlama nedeniyle işimden oldum, lekelendim. Geleceğim söndü. Polis olmak için başvurmuştum. Artık polis olmam mümkün değil. Hasta olan babam, bana avukat tutmak için evimizin tek gelir kaynağı ineğimizi sattı. Böylesi korkunç bir suçlamanın hesabını kim verecek?''






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!