Oluşturulma Tarihi: Nisan 12, 2008 00:00
Ceyhan'da rafineri kurma girişimleri konusunda yaşadıkları zorluklara dikkat çeken Petrol Ofisi (PO) Genel Müdürü Melih Türker, "5 milyar dolarla Cumhuriyeti tarihinin sıfırdan en büyük özel sektör yatırımını yapacağız, yolumuzu açın. Ceyhan’da rafineri için ilk başvuruyu biz yaptık. Dünyanın en güçlü şirketleri yatırımları askıya alırken, biz yatırım azmimizi koruyoruz" dedi.
TÜRKİYE’nin en acil ihtiyacı olan enerji konusunda, 5 milyar dolarlık dev bir proje için bütün hazırlıkları tamamlamalarına karşın, Ceyhan’da rafineri kurmak için yaptıkları başvurunun üstünden geçen 2 yılda pek çok zorluk yaşadıklarına dikkat çeken Petrol Ofisi (PO) Genel Müdürü Melih Türker, "önümüzü açın" çağrısı yaptı. Türker, bu projenin Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir özel sektör şirketinin sıfırdan yapacağı en büyük yatırım olacağını ve Ceyhan’ın dünyanın en önemli enerji merkezlerinden biri olma yolundaki iddiasını destekleyeceğini vurguladı.
TASARI ENDİŞE YARATTI: PO’nun bu yatırım için proje, finansman ve ön izinler konusundaki bütün hazırlıklarını tamamladığını belirten Melih Türker, "Bütün dünyanın çok ağır bir ekonomik krize girdiği, dünyanın en güçlü şirketlerinin yatırım planlarını ve projelerini askıya aldığı bir dönemde, biz yatırım azmimizi aynen koruyoruz" dedi. Ancak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nca (EPDK) hazırlandığı söylenen bir tebliğ taslağının, enerjiyle ilgili çevrelerde bazı endişelere yol açtığını aktaran Türker, Reuters’in konuyla ilgili haberinde yetkililerin, bu taslağın Petrol Ofisi’nin önünü keseceği yorumu yaptığını hatırlattı. "Biz bu yorumların geçerli olduğuna ihtimal vermek istemiyoruz. Bununla birlikte, son 2 yıllık süreç içinde karşılaştığımız zorlukları alt alta yazdığımızda, bu yorumlara yol açan yanlışlıkların da ortaya çıktığı inancındayız" diyen Türker, bu yatırımın geçirdiği aşamalar konusunda bilgi verdi.
NORMAL OLMAYAN DURUMLAR: Ceyhan Rafineri projesinin 2005 yılında planlandığını, 2006 yılında resmi başvurusu yapıldığını kaydeden Türker, şöyle konuştu: "5 milyar doların üstünde bir yatırıma mal olması planlanan rafineri yılda 10 milyon ton ham petrol işleme kapasitesine sahip olacak. Bu Türkiye Cumhuriyeti tarihinde özel sektörün sıfırdan yapacağı en büyük yatırım olacak. Rafineri 3 yılda tamamlanacak ve 10 bin kişiye iş imkanı sağlayacak. Ancak başvuruyu yaptıktan sonra normal olmayan bazı durumlarla karşılaştık."
SPEKÜLASYONA YOL AÇTI: Yaşanan onca zorluğa ek olarak geçen hafta EPDK’nın tartışmaya sunduğu taslağın spekülasyonlara neden olduğuna dikkat çeken Türker, şunları söyledi: "Rafineri kurulmak üzere Petrol Ofisi’nin coğrafi koordinatları ile belirttiği ve EPDK tarafından uygun görülen arazide, PO’nun mülkiyetine sahip olduğu taşınmazlar mevcut. Ancak tebliğ taslağında ortaya konan kriterlerin, Türkiye’nin kadastro yapısından kaynaklanan özellikler nedeniyle teknik olarak kimse tarafından yerine getirilmesi mümkün gözükmüyor. Bu durumda böyle kriterlerin hangi amaçla tebliğ taslağına konduğu spekülasyonlara yol açıyor. Türkiye’nin enerji siyasetine ve yatırımlarına gölge düşürmemesi için herkesi sorumlu davranmaya davet ediyoruz. Petrol Ofisi’ne gelince, biz ülkemizin enerji politikasına katkı yapma azmimiz ve kararlılığımızdan vazgeçmeyeceğiz."
PO, rafineri için ilk başvuruyu yapan şirketti, sonra ne olduCEYHAN’da ilk rafineri başvurusunu Petrol Ofisi’nin yaptığını hatırlatan Melih Türker, 2006 yılından sonra yaşadıkları süreci şöyle anlattı:
60 GÜNDE SONUÇLANMADI
Coğrafi koordinatları verilerek yapılan ilk başvuru, Petrol Piyasası Dairesi tarafından "uygun" bulunarak kurul onayına sunuldu. İlk zorluk burada karşımıza çıktı. Lisans bedelinin yüzde 1 ödenerek yapılan lisans başvurusunun 60 gün içinde sonuçlandırılması gerekirken, bu yapılmadı.
ÇED ZORUNLULUĞU GETİRİLDİ
O güne kadar EPDK’nın faaliyet alanına giren konularda lisans öncesinde ÇED raporu istemiyordu. Bizim başvurumuzdan sonra, Petrol Piyasası Lisans Yönetmenliği’nde değişiklik yapılarak ÇED raporu zorunluluğu getirildi.
DAĞITICI LİSANSINA YASAK
Mayıs 2007’de ikinci bir engel girişimi ile karşılaştık. O güne kadar, dağıtıcı şirketler için rafineri kurma konusunda hiçbir engel yokken, bu konuda hukuk dairesinden görüş alma yoluna gidildi. Böylece geçmişte böyle hiçbir uygulama yokken, Haziren 2007’de PO’nun dağıtıcı lisansı sahibi olması nedeniyle rafineri başvurusu reddedildi.
BAŞVURUYU YENİLEDİK
Bürokratik nedenlerle bir yıl zaman kaybeden PO, 13 Haziran 2007 tarihinde "Petrol Ofisi Akdeniz Rafinerisi Sanayi ve Ticaret" adlı bir şirket kurarak başvurusunu yeniledi. EPDK 27 Haziran 2007’de "90 günlük süre içinde ÇED olumlu raporunun sunulması" şartıyla rafineri lisansı verilmesini uygun buldu ve coğrafi koordinatları ile belirttiğimiz arazinin tahsis edildiğini yazılı olarak bildirildi.
ÇED’İ ALAN İLK FİRMAYIZ
Bu izinleri alan yeni şirket çok hızla çalışarak 90 gün içinde ÇED’in olumlu raporunu aldı. O tarihe kadar rafineri yatırımı için ÇED raporu almış başka hiçbir şirket yoktur. Yani PO bu girişimi yapan ilk şirket oldu.
İKİNCİ GÖRÜŞ ZORUNLULUĞU
Biz bu girişimleri tamamladığımız sırada "Ceyhan Enerji İhtisas Bölgesi" adlı bir bölge kurulduğu belirtilerek yeni bir uygulama daha getirildi. Daha önce ÇED raporu sürecinde olumlu görüş veren Deniz Müsteşarlığı’ndan ikinci defa görüş alınması istendi. PO bu talebi de yerine getirdi ve ikinci defa olumlu görüş aldı.
TEKRAR BEKLEMEYE ALINDI
Ancak bütün olağandışı talepleri yerine getiren PO, bu defa başka bir zorlukla karşı karşıya bırakıldı. Kasım 2007’de başka bir şirketin daha termik santral kurmak üzere için başvuruda bulunduğu ileri sürülerek, PO’nun 5 milyar dolarlık rafineri yatırım izni tekrar beklemeye alındı.
BU DEFA ARSA SORUNU
Bu defa karşımıza çıkarılan sorun arsa meselesiydi. Oysa bu konudaki mevzuat hükümleri ve Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün yatırım yapacak şirketlere arsa tahsisine ilişkin hükümler son derece açık ve objektif kriterler içeriyor. Durum böyleyken, 8 Nisan 2008’de EPDK tarafından internet sitesine görüşe açılan tebliğ taslağı enerji yatırımı yapan şirketler tarafından hayretle karşılandı. Çünkü EPDK mevcut yazılı düzenlemelerde yer almayan subjektif kriterlere dayalı bir tebliğ taslağı hazırladı ve tartışmaya açtı.