Güncelleme Tarihi:
Mersin’de önceki gece 23.00 sıralarında Mezitli ilçesindeki Polisevi’nin önüne otomobille gelen PKK’lı iki kadın terörist, uzun namlulu silahlarla nizamiye kulübesinde nöbet tutan polislere ateş açtı. Polislerin de karşılık vermesi üzerine çatışma çıktı. Alarma geçen polis bölgeye çok sayıda ekip yönlendirdi. Açılan ilk ateş sırasında Polisevi önünde nöbet tutan 2 polis yaralandı. Çatışmada yaralanan ve kaçamayacaklarını anlayan iki kadın terörist ise sırt çantalarında taşıdıkları bombalarla kendilerini patlattı. İki terörist olay yerinde öldü. Polisevi çevresinde bomba bulunan bir başka çanta da imha edildi.
3 SİVİL YARALANDI
Çatışma sırasında evinin balkonunda oturan bir kadın kurşunla, 2 kişi ise patlama sırasında yüksekten düşerek yaralandı. Hastaneye kaldırılan sivillerin hayati tehlikelerinin bulunmadığı bildirildi.
Saldırı sırasında açılan ilk ateşle yaralanan ve durumu ağır olan polis memuru Sedat Gezer, doktorların müdahalesine rağmen kurtarılamayarak şehit oldu.
PROVOKATİF MESAJLAR
Emniyet Genel Müdürlüğü dün yaptığı açıklamada, “Sosyal medya platformlarında halkın sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden ve provokatif içerikli paylaşımlarda bulunan” 22 hesap hakkında işlem yapıldığını duyurdu.
SALDIRI ANI GÜVENLİK KAMERASINDA
Terör saldırısı güvenlik kamerasınca da kaydedildi. Görüntüde, sırtlarında çanta bulunan 2 kadın terörist, Polisevi’ne yaklaştıklarında içlerinden biri gizlediği tabancayla polis noktasına doğru ilerledi. Kulübeye yaklaştığında arkasına gizlediği silahı çıkaran terörist, art arda ateş açtıktan sonra yaklaşık 50 metre geride bekleyen diğer saldırganın yanına geldi. Sırtlarında çanta bulunan 2 terörist bu sefer otomatik silahlarla ateş açarak bir kez daha polis noktasına doğru ilerledi. Bu sırada güvenlik güçlerinin ateş açtığı görüldü. Çatışma sırasında teröristlerden biri vurularak yere düştü. Diğer terörist ise sırt çantasıyla birlikte bölgenin aksine giderek, kameranın görüş açısından kayboldu.
CEZAEVİNE GİRİP ÇIKMIŞ
İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, teröristlerden birinin ‘Zozan Tolan’ kod adlı Dilşah Ercan olduğu belirtildi: “Teröristin, PKK/KCK terör örgütünün gençlik yapılanması içinde faaliyette bulunduğu, terör örgütü faaliyetlerinden dolayı cezaevine girip çıktığı, örgütün kırsal yapılanmasına 2013 yılında Mersin’den katıldığı, Kandil’de eğitim aldığı ve sözde özel güç yapılanmasında faaliyet gösterdiği tespit edildi. Metropollere eylem için gönderilecek hazır kadrolar arasında olduğu şeklinde istihbari bilgiler var.”
SOYLU: İKİSİ DE KIRSALCI
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, terör saldırısının ardından Mersin’e geldi. Bölgede incelemelerde bulunan Soylu, basına şu bilgileri verdi: “İki kadın terörist, çantalarıyla birlikte, anlaşılıyor ki daha önce tespit ettikleri bir şekilde hemen polisin nöbet tuttuğu kulübeye yönelerek ateş ediyor. Orada bir çatışma çıkıyor. Çatışma devam ederken hemen bu bölgeye yakın 4 bekçi arkadaşımız bir araçla acil şekilde intikal ettikten sonra iki teröristle onlar da çatışmaya giriyorlar. İki kadın terörist, bu çatışma esnasında yaralanıyor. Ardından çatışma devam ederken, iki ayrı patlama sesi geliyor. Kaçamayacaklarını anlayınca ve yaralanınca sırtlarına koymuş oldukları patlayıcıyla kendilerini patlatıyorlar. Bu esnada bir polis memuru arkadaşımız ağır yaralanıyor. Hastaneye getiriyorlar ama maalesef kurtarılamıyor, şehit oluyor. Bir teröristin kimliğini belirledik. İkisinin de kırsalcı olduğunu değerlendiriyoruz. Hangi terör örgütü olduğu da belli.” Soylu, elinde pompalı tüfek olan bir kişinin gözaltına alındığını, sorgusunun sürdüğünü söyledi.
CHP’NİN ‘TUTUKLU GAZETECİLER’ RAPORUNDAKİ MEKTUPLARDAN BİRİ
CHP’nin 2012 yılında hazırladığı ‘Tutuklu gazeteciler raporu’nda, Mersin’de Polisevi’ne saldıran terörist Dilşah Ercan’ın mektubuna da yer verilmişti. Raporun, “Bazı tutuklu-hükümlü gazetecilerin göndermiş olduğu mektuplarda haklarındaki iddialara karşı vermiş olduğu yanıtlar” bölümündeki 53 mektuptan biri Ercan’a aitti. 10 yıl önceki raporda, Ercan’la ilgili bölümde, ‘tutukluluk nedenleri arasında kamera, fotoğraf makinesi gibi tüm teknik eşyalarının dosya içine katılıp suç kanıtı sayıldığı’ belirtilerek, sırt çantasının da suç kanıtı sayıldığı, yaptığı haberlerin de kanıt olduğu ifade ediliyor. Ercan’ın yaşadığı hak ihlallerini mektubunda yazamadığını ifade ettiği kaydediliyor.