Güncelleme Tarihi:
‘TERÖR örgütü propagandası yaptığı’ gerekçesiyle kapatılan Özgür Gündem gazetesine yönelik soruşturma kapsamında 4’ü tutuklu 9 kişinin yargılanmasına dün İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Duruşmaya 133 gündür tutuklu bulunan yazar Aslı Erdoğan, 121 gündür tutuklu olan dilbilimci-yazar Necmiye Alpay ve tutuksuz yargılanan sanık avukat Eren Keskin katıldı. Duruşmada Mahkeme Başkanı, Kanun Hükmünde Kararname ile savunmanın 3 avukatla sınırlandırıldığını belirtti. Mahkeme Başkanı ayrıca gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Zana Bilir Kaya ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya’nın araç ve görevli eksikliğinden duruşmaya getirilmediğini belirtti. İddianamenin okunmasının ardından yazar Aslı Erdoğan savunmasına başladı. Erdoğan özetle şunları söyledi:
CIMBIZLA SEÇİLEN CÜMLELER
“Savunmamı hukuk varmış gibi ve hukuk adına yapacağım. Yasal bir gazetenin bütünüyle sembolik yani kağıt üzerinde hiçbir yetkisi bulunmayan Danışma Kurulu’nda adım geçtiği için tutuklandım. Künyesinde adım 5 yıldır yer almakta, 5 yıldır gazeteye açılan davaların hiçbiri, Basın Kanunu’na uygun biçimde Danışma Kurulu’na aksettirilmemişti.
Danışman olduğum yıllar içinde benzer KCK davaları, soruşturmaları açıldı, ama ben hiçbirine, tanık olarak dahil edilmedim. 18 yıl önce Radikal gazetesinde başladığım yerli ve yabancı basın organlarında sürdürdüğüm köşe yazarlığım boyunca, tek bir yazıma dava ya da soruşturma, hatta hakaret davası dahi açılmadı. Buna iddianameye konan yazılar da dahildir. Hiçbir siyasi, adli davada yargılanmadım.
İdam yerine ikame edilmiş ağırlaştırılmış müebbetle bu yüzyılda yargılanan ilk kadın edebiyatçı olarak tarihe geçtim. En vahimi 26 yılda 8 kitap, yüzlerce yazı yazmış, 30 kadar dile çevrilmiş bir edebiyatçının cımbızla seçilmiş 4-5 cümlesinin örgüt üyeliğine somut kanıtmış gibi sunulması, ki bu Voltaire’nin 300 yıl önce formüle ettiği düşünce ve ifade özgürlüğünün çiğnenmesinden öte bir adımdır.
Mafya romanı yazmış birinin mafya üyesi olması gerekmediğini herkes bilir. Kaldı ki benim böyle bir romanım da yok, PKK üzerine bir çalışmam, yazım, tek cümlem dahi yok. Örgüt üyeliğime somut delil olarak sunulan tek şey künyede adımın geçmesidir. Hürriyet gazetesinde Doğan Hızlan danışman olarak geçiyor. Ancak Hızlan gazetede çıkan yazılardan sorumlu değildir. Danışmanlar gazetenin yayın politikasını belirlemez. Sadece bazı konularda görüşü alınır. Ancak buna uyulur veya uyulmaz. Tahliyemi talep ediyorum.”
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE DESTEK
Erdoğan’ın ardından dilbilimci-yazar Necmiye Alpay’ın ifadesine geçildi. Özgür Gündem gazetesinde ifade özgürlüğünü savunduğu için danışman olduğunu söyleyen Alpay özetle şöyle konuştu:
“Benimle ilgili iki iddianamede iki ayrı edim var. Bunlardan birisi yayın danışmanı olmam. Diğeri ise 24 saat boyunca nöbetçi genel yayın yönetmeni olmamdır. Tutanaklarda benim hakkımda ‘yakalanan’ diye bahsediliyor. Ben yakalanmadım. Kendim gelip savcıya ifade verdim. İddianame üç unsurdan oluşuyor. Bunlardan biri PKK, diğeri Özgür Gündem ve sanıklar. Ancak bu üç unsur hakkında bir bağlantı kurulmuyor.
Somut delil bulunmamaktadır. Ben ifade özgürlüğüne destek verdiğim için danışmanlık görevini kabul ettim. Ancak gazetede bir toplantıya katılmadım. Danışmanlar arasında bir toplantı yapıldığını da bilmiyorum. Ülkemizin yangından kurtulması için tüm yurttaşlarının özgür ve yapıcı sesine ihtiyacı var. Sırayla herkesin ve her sesin susturulduğu bir sürecin ne anlama geldiğini tarih bize gösteriyor. Bu açıdan Voltaire tavrının temel ve hayati olduğuna inanıyorum. Suçsuzum, tahliyemi ve beraatımı istiyorum.”
Mahkeme, Aslı Erdoğan, Necmiye Alpay ve Zana Bilir Kaya’yı tahliye etti.
DESTEK EYLEMİ
DURUŞMA öncesi CHP milletvekilleri Barış Yarkadaş ve Sezgin Tanrıkulu, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Aslı Erdoğan’ın annesi Mine Aydoslu, Barış İçin Kadın Girişimi (BİKG) üyeleri ve çok sayıda gazetecinin de katılımıyla basın açıklaması yapıldı. Yarkadaş “Hiçbir gazetecinin fikirlerinden dolayı yargılanmasını kabul etmiyoruz” dedi. Almanya, Fransa, İsveç, İsviçre ve İngiltere konsolosluklarından temsilciler, Alman yayıncılar ve Fransız yazarlar da destek için duruşmayı izledi.