PKK ÅŸehre iner, El Kaide ABD’ye döner

GENELKURMAY Başkanlığı Terörizmle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi (TMMM) Komutanlığı’nın ikincisini geçen hafta düzenlediği "Küresel Terörizm ve Uluslararası İşbirliği Sempozyumu"na katılan ve bugünlerde Türk üniversitelerinde konferanslar veren terör uzmanı Prof Yonah Alexander, Hürriyet’ten Emre Kızılkaya'ya konuştu.

Prof. Alexander'ın 2008 yılı için terör tahminleri şöyle:

 Bu yıl küresel anlamda terörün daha da artma ihtimali ağır basıyor. PKK, ateşkes ilan etmiş olsa da, paravan örgütleri yoluyla terör eylemlerini Türkiye’de büyük şehirlere yayarak yeniden dikkat çekmek isteyecektir. El Kaide’nin ise, ABD’de başkanlık seçimleri öncesinde, tıpkı İspanya’da olduğu gibi, 11 Eylül’e benzer, büyük bir saldırı düzenleme olasılığını çok güçlü görüyorum. Bu gerçekleşirse, bugün pek mümkün görünmeyen bir şekilde John McCain başkan seçilebilir ve yeniden Cumhuriyetçi bir ABD Yönetimi olur. Obama veya Clinton seçilse bile, gerek Türkiye, gerekse genel olarak terörle mücadele politikalarında ABD için "büyük resim" değişmez.

İran’da son seçimlerin ardından Mahmud Ahmedinejad daha da muhafazakar bir hükümetle iktidarını sağlamlaştırdı. Bu yıl olmasa da, eninde sonunda atom bombası yapacaklarına ve bunun da bölgedeki dengeleri olumsuz yönde değiştireceğine inanıyorum. Mısır’da Müslüman Kardeşler’in, Lübnan’da Hizbullah’ın ve Kuzey Afrika ülkelerinde de El Kaide uzantılarının hükümet karşıtı daha fazla terör eylemi düzenleyeceğini sanıyorum. Hamas da güçlenecektir.

Bunun adı propaganda Â

 

Dünyanın önde gelen terör uzmanlarından olan Prof. Yonah Alexander, son dönemde PKK’yı sempatik gösteren yayınlarıyla dikkat çeken ABD basınına çatarak, "Washington Post’un son haberi, özellikle de o ’yavru ayı’ fotoğrafı nedeniyle, terörizmin en yüksek derecede propagandası olmuştur. Ne yazık ki Batı medyasının PKK’ya yönelik çifte standardı sürüyor" dedi.

 

Türkiye’nin sınır ötesi operasyonu sırasında Kuzey Irak’taki PKK kamplarına giden Amerikalı muhabirlerin, Washington Post Gazetesi’nde 8 Mart’ta yayınlanan ve terör örgütünü "sempatik" gösteren haber ve fotoğraflarına tepki gösteren Prof Alexander, "Bu, düpedüz terör propagandasıdır" dedi.

 

"WP’nin son haberi, özellikle de o ’yavru ayı’ fotoğrafı nedeniyle, terörizmin en yüksek derecede propagandası olmuştur" diyen Alexander, gazetecinin görevinin, bir "ressam gibi davranıp kendi yorumuyla bir tablo yapmak değil; dosdoğru fotoğrafı, hatta bütün fotoğrafları göstermek" olduğunu belirtti. Alexander şöyle konuştu:

 

"Terör muhabirliği, savaş muhabirliğinden farklıdır. Teröristin en büyük silahı, propagandadır. Ne yazık ki bunu kabul etmeyen Batı medyasının PKK’ya yönelik çifte standardı sürüyor. Oysa sorumluluk sahibi olmaları gerek. O tek fotoğraf, bin kelimelik terör propagandasına bedel oldu. Onlara PKK kurbanlarının yakınlarının sesini de böylesine romantik biçimde neden duyurmadıklarını sormak gerekir."

 

Tüm dünyanın aynı gemide olduğunu herkesin anlaması gerektiğini bildiren Alexander, "Türkiye batarsa, tüm dünya batar" dedi. "İnsanlığın kaderi konusunda iyimser olmalıyız. Hepimiz aynı kanı taşıyoruz" diyen Alexander, "Ya işbirliği ve istikrarı seçeceğiz, ki bunun bir ayağı da Türkiye’nin AB üyeliğidir" dedi.

 

Madalya yerine eleştiri aldınız

 

Türkiye’nin sınır ötesi harekatının sonuçlarını ve bazı Amerikalı yetkililerin "PKK ile masaya oturun" çıkışını nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Amerikalı generallerin fikri kabul edilemez. Kafanıza silah dayamış kişilerle pazarlık edemezsiniz. Türkiye’nin sınır ötesi harekatı uluslararası hukuk açısından tamamen meşru idi. Her devletin ilk görevi kendi vatandaşlarını korumaktır ve Türkiye için bunu o bölgede yapacak başka bir güç yoktu (ne ABD, ne Barzani). Harekatın amacı PKK’nın rahatsız edilmesiydi, nitekim tamamen ortadan kaldırılma imkanı yoktu. En iyi general bile, bir fikri yok edemez. Bundan sonrası siyasetle, eğitimle ve propagandayla olur.

 

Türkiye, Kore Savaşı’ndan beri Batı ile omuz omuza. Buna karşın bugün bu katkıları unutuluyor; madalya alacağına, eleştiriye maruz kalıyor. Halbuki dünyada istikrar ve barış için, insan kaynakları ve ordusuyla çok güçlü olan bir Türkiye’nin AB üyeliği şart. Atatürk’ün "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" ilkesi, bir dehanın ürünüdür ve bugün de dünya için bir reçetedir.

 

Son kitabı Türkiye

 

WASHINGTON merkezli Potomac Siyaset Araştırmaları Enstitüsü’nde uluslararası ilişkiler ve hukuk profesörü olan Yonah Alexander, aynı zamanda, dünyada bu konuda araştırma yapan yüksek öğretim kurumları ve düşünce kuruluşlarını bir araya getiren Üniversitelerarası Terörizm Araştırmaları Merkezi’nin (ICTS) başında bulunuyor. PKK’dan ETA’ya, El Kaide’den İslami Cihad’a terörizm konusunda bazıları Türkçe’ye de çevrilen 90’dan fazla kitabı bulunan Alexander’ın bu ay ABD ve Avrupa’da piyasaya çıkan son eseri, "Türkiye: Terörizm, İnsan Hakları ve Avrupa Birliği" ismini taşıyor.