Güncelleme Tarihi:
Suriye, İran, Irak ve Türkiye topraklarında PKK adına 15 yıl silahlı faaliyet yürüttükten sonra etkin pişmanlıktan yararlanmak için 6 ay önce güvenlik güçlerine teslim olan Şiyar kod adlı 34 yaşındaki F.Y., Diyarbakır Özel yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Duruşmada hazır bulunan F.Y. ile ilgili adli tıp raporlarında, vücudunun iki ayrı yerinde kurşun giriş-çıkışı olduğu tespit edildi. Bunun üzerine sanık güvenlik güçleriyle çatışmaya girdiğini itiraf etti.
Kuzey Irak’taki Haftanin, Hınere, Zagros, Hakurk, Metina, Zap, Hakkari Şemdinli ve Çukurca İlçeleri kırsalında bölük komutanı olarak faaliyet yürüttüğünü anlatan F.Y. ifadesinde şöyle dedi:
“1993 yılında Suriye sınırını yaya geçerek örgüte katıldım. Halep’te Abdullah Öcalan’ın kaldığı eve götürüldüm. Burada Öcalan ile birlikte yemek yedik. Öcalan, Halep sorumlusu olan ‘Yaşar’ kod adlı kişiye bize eğitim verilmesi için talimat verdi. Suriye’deki eğitim tamamlandıktan sonra Abdullah Öcalan’ın karşısına çıktık. Öcalan, artık dağlara çıkabileceğimizi belirterek bizi Haseki ve Derik şehirlerine gönderdi. Buradan da Dicle Nehri’ni motorlu bir kayık ile geçerek Zaho’dan Haftanin Kampı’na geçtim. Murat Karayılan ile birlikte bu kampta kaldık. Bu sırada Çukurca’daki Uzundere Jandarma Karakolu’na eylem planladık. Boş bir köye cephane taşımaya başladığımız sırada Gare Tepesi’nde askerler bizi fark edince çatışmaya girdik. Çatışmadan sonra buradaki karakol boşaltıldı. Sonra Çukurca yolunu kesip 4 kişiyi kaçırdık. Çukurca’daki Samura Dağı’nda Irak’tan gönderilen erzakları depolarken askeri birliğe saldırdık. Etrafımız çevrilince çatışma hava kararana kadar sürdü ve bizden 2 kişi öldü. Çemço bölgesinde KDP güçleriyle 2 kez çatışmaya girdik. PKK- KDP arasında ateşkes imzalandığı gün benim içinde bulunduğum grubu KDP peşmergeleri sağ yakaladı. Ancak ateşkes anlaşması olduğu için bizi PKK’ya teslim ettiler”
ŞEMDİNLİ'DE KARAKOLA SALDIRMIŞLAR
Şemdinli’deki Derecik Jandarma Karakolu’na saldırdıklarını, bu olayda 10 kayıp verdiklerini anlatan F.Y. şöyle devam etti:
“Aynı köye saldırı planı yaparken korucularla çatıştık. Atılan el bombasıyla sol dizimden yaralandım. Erbil’deki bir hastanede tedavi olduktan sonra tekrar dağa çıktım. KDP ile tekrar çatışmalar başlayınca ben sol omuzumdan yaralandım, mermi halen omuzumda duruyor. İki ay tedavi gördükten sonra üst düzey sorumlulardan Duran Kalkan’ın yakın koruması oldum. Yüksekova’da erzak taşırken asker pususuna düştük. Katırları bırakıp Çarçela dağlarına kaçtık. Öcalan’ın yakalanmasından sonra büyük çöküntü yaşadık. İran istihbaratı bizi Yüksekova kırsalından araçlarla Hınere Kampı’na götürdü. Kandil bölgesinde örgütün Hakurk Asayiş yol kontrolü noktasına görevlendirildim. Buradaki işim yoldan geçen araçlarda kimlik kontrolü yapmaktı. Bölük sorumlusu olarak buradan Zap kampına geçtim. Ayrılmak istediğimi bildirince beni hapse attılar. İstedikleri gibi rapor verince serbest kaldım ve bu kez Gabar Dağı’na göndermek istediler. ben de KDP’ye teslim oldum, sonra annem ve ağabeyim Duhok’a gelerek beni teslim olmaya ikna etti.”
Mahkeme, güvenlik güçleriyle çatışmaya girmesi ve örgüt içinde uzun süre faaliyet yürütmesi nedeniyle sanığı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı, ceza daha sonra müebbet hapse çevrildi.